TÜRKİYE Barolar Birliği Başkanı Prof.Dr. Metin Feyzioğlu, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın tiyatrolara yönelik hazırladığı yasa taslağına karşı çıkmak için tiyatro sanatçıları ile bir araya geldi. Taksim Hill Otel'de gerçekleşen toplantıda yazar Ataol Behramoğlu, tiyatro sanatçılarından Rutkay Aziz, Orhan Aydın, Levent Özdilek, Nedim Saban gibi isimlerin yanı sıra Bursa Barosu Başkanı Ekrem Demiröz, CHP Parti Meclisi üyesi Ercan Karakaş ve Çetin Soysal da yer aldı. "HER TÜRLÜ HUKUKİ DESTEĞİ VERMEYE HAZIRIZ"

Kültür Bakanlığı tarafından Özel tiyatrolara getirilen "Genel ahlak kurallarına uygun" oyun sahnelemeleri için protokol imzalaması zorunluluğu iddiası ile ilgili Metin Feyzioğlu, "Protokolün kanuna, yönetmeliğe aykırı olduğu kanaatindeyim. Birilerinin ahlak anlayışını, 'genel ahlak' adı altında sanata dayatılması anlamına gelecek bu protokolün mutlak şekilde yönetmeliğe, kanuna, Anayasaya, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine de aykırı olduğu düşüncesindeyim. Bunun için her türlü hukuki desteği vermeye hazırız" şeklinde konuştu. Gezi olaylarından sonra sanat ve sanatçıların hedef alındığını ifade eden Feyzioğlu, "Gezi sürecinden sonra niçin özel tiyatrolar, sanat ve sanatçılar hedef alınmıştır? Siyasi iktidarın canını sıkacak güçte olduğunuz için mi? Topluma önderlik ettiğinizi kanıtladığınız için mi?" diye sordu. Toplantıya katılan sanatçılara birlikte çalışma önerisinde bulunan Feyzioğlu, "Sanatın ve hukukun üstünlüğünün korunması için Türkiye Barolar Birliği ve Sanatçılar Girişimi ile bir protokol imzalayalım. Varsın sembolik olsun ama bunu dünyaya duyuralım. Ben size yargının en üstündeki temsili makamın şu andaki sahibi olarak her türlü desteği vereceğimizi ifade ediyorum. Size 82 bin avukat 79 baro adına birlikte çalışmayı teklif ediyorum" dedi. "GEZİ'YE DESTEK VEREN TİYATROLARI CEZALANDIRMAK GAYRİ AHLAKİDİR"

Sanatçılar Girişimi dönem sözcüsü tiyatro sanatçısı Orhan Aydın, tiyatrocuların iki konuda yasal desteğe ihtiyacı olduğunu vurguladı. Aydın, devletin Gezi olaylarına destek veren tiyatrolara ödenek vermediğin belirterek, "Bu ödenekler tiyatro seyircilerinin ve tiyatro sahiplerinin verdiği vergilerden oluşan bir bütçedir. Bakanlık buna sadece aracılık eder, bu ödenek tiyatrolara dağıtılır. Sanki kendi arka bahçesinde biriktirdiği paraymış gibi davranarak Gezi Parkı'na destek veren tiyatroları cezalandırarak para vermeyeceğini söyledi. Bu gayri ahlakidir, sanat düşmanlığının açık adıdır" dedi. Başbakan Erdoğan'ın, "Devlet eliyle tiyatroculuk olmaz, tiyatroları özelleştirmeye götürüyorum" sözlerine atıfta bulunan Orhan Aydın, "Parlamentoya gitmek üzere olan bir yasa tasarısı olduğunu biliyoruz. Bu Devlet Opera ve Balesi, Senfoni Orkestrası, dansları ve koroların tamamını yok etme operasyonudur. Buna karşı da hukuki bir süreç başlatacağız" dedi. Devletin genel ahlak kurallarını belirleyemeyeceğini, bunun yasa malzemesi haline gelemeyeceğini savunan Aydın, yaşanılan süreci 12 Eylül ve 12 Mart'ta olanlara benzeterek şunları söyledi:

"12 Mart ve 12 Eylül'de oyun sahnelemek için o ilçenin mülki amirine ya da emniyet müdürüne oynadığımız metni verirdik. Onlar bunları denetler, sahnelerin üzerini çizerlerdi. 'Bunu oynayacaksınız' derlerdi. Bunun adı faşist bir dayatmadır, sanat düşmanlığıdır. Kültür Bakanı Sayın Ömer Çelik'in 14. madde kapsamında bize dayattığı şey bu. Bertolt Breht'i, Nazım Hikmet'i, Oktay Arayıcı'yı, Haldun Taner'i, Shakespeare'i, Beckett'i sansürleyeceğini söylüyor. Asıl gayri ahlaki olan budur. Bu maddeleri yazanlar bunu tekrar tekrar düşünmeliler diye varsayıyorum." "SANAT ÖZGÜR OLMALIDIR"

Tiyatro sanatçısı Levent Özdilek, "Ben oyuncuyum, aktörüm. Bunu ülkemde en iyi şekilde yapmaya çalışıyorum. Sanat dediğimiz şey özünde özgürdür, özgür olmalıdır. Özgür olmayan, önüne setler konulan, maddeler protokoller, yasalar konan şey sanat olmaz. O zaman yönlendirilmiş kuklalar olursunuz. Sanatı özgür bırakmakta yarar var. 'Muhafazakar sanat' diye bir şey olmaz" açıklamasında bulundu. Talimhane tiyatrosunun sanat yönetmenliğini yapan Mehmet Ergen de, Gezi sürecinden sonra kaleme aldığı 'Taksim Meydanı Müzikali'nin ardından devletten ödenek alamadıklarını belirtti.



"TİYATROCUNUN DIŞINDA YAPILMASI MÜMKÜN MÜ?"

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Prof.Dr. Metin Feyzioğlu konuşmasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Feyzioğlu, yasa taslağının kapalı kapılar ardında görüşüldüğünü belirterek, "Şu anda mecliste bir yasa taslağının olduğu söyleniyor. O kadar kapalı kapılar ardında yürüyor ki kanun taslak metni bilinmiyor. Türkiye'nin en önemli tiyatrocularıyla birlikteyiz ama hiçbirinin taslağın ne getirdiğinden bilgisi yok, onların dışında hazırlanıyor. Tiyatroyu düzenlemeye yönelik bir kanun çalışmasının tiyatrocunun dışında yapılması mümkün mü? Buradaki sanatçıların bilgisi olmadan Türkiye'de tiyatroyu düzenlemek sadece tek adam zihniyetinin dayatmasıdır" dedi. Özel tiyatrolara ödenek verilirken 'genel ahlaka uygunluk' kriterinin getirilmesini eleştiren Feyzioğlu "Özel tiyatrolara ödenek verilirken bir protokol imzalatılmak isteniyor. Bu protokolde 'oyununuz 'genel ahlaka aykırı ise ödediğimiz ödeneği 15 gün içerisinde faizi ile birlikte geri alırız' deniyor. Bu hukuki güvenlik ilkesinin açıktan ihlal edilmesidir. Kamu düzeni ve genel ahlak siyasi iktidarın canının sıkılması kriterine bağlanmıştır. Siyasi iktidarın canı sıkılıyorsa kamu düzeni ihlal ediliyordur. Siyasi iktidar 'bu çok ayıp' diyorsa, o zaman genel ahlak ihlal ediliyordur. Böyle bir anlayış olmaz" dedi.   FOTOĞRAFLI (GK)