236 sanıklı Balyoz davasının tek muvazzaf orgeneraliydi. 2011’in Mayıs’ında Harp Akademileri Komutanı’yken tutuklandığında, o tarihten iki ay sonra yapılacak YAŞ toplantısında Hava Kuvvetleri Komutanı olarak atanması gerekiyordu. Balanlı’nın kariyeri Balyoz’a takıldı, tutuklanan en yüksek rütbeli subay oldu. Balanlı, orgeneralliğinin 2 yılını Hasdal Cezaevi’nde geçirdi ve emekli oldu. 2014 Haziran’ında serbest kaldı ancak mahkemeden beraat kararı çıkıncaya kadar bir açıklama yapmadı.
Hürriyet gazetesinden Cansu Çamlıbel’e konuşan Balanlı, Dursun Çiçek’in ‘komplonun arkasında İsrail ya da Amerika var’ iddiasına değinerek “Amerika’nın müdahil olmuş olma ihtimalini daha kuvvetli görüyorum. Amerika’nın derin devleti, yani CIA, bu işin içerisinde olabilir” dedi.
İşte Bilgin Balanlı söyleşisinin o bölümü…
O AMERİKALI SENATÖR KİM?
-Dursun Çiçek’i geçen akşam televizyonda izledim. Bunun İsrail ya da ABD komplosu olabileceğine dair kanaatleri var.
"TEZGAHI CIA KURDU"
Amerika’nın müdahil olmuş olma ihtimalini daha kuvvetli görüyorum. Amerika’nın derin devleti, yani CIA, bu işin içerisinde olabilir. Bakın şunu hatırlatalım. Orhan Aykut isimli şahıs 13 Aralık 2010 tarihinde Tekirdağ Cumhuriyet Savcılığı’na başvuruyor ve bazı önemli açıklamalar yapıyor. O sırada Orhan Aykut Tekirdağ Cezaevinde tutuklu. Diyor ki; ‘2007 yılında Balyoz soruşturmasına delil olacak bir çuval belgeyi biz İstanbul’da 4. Levent’te bir otelde o zaman beraber çalıştığımız eski bir milletvekili ile birlikte bir Amerikalı senatör ve TSK’dan emekli olmuş uzun saçlı bir binbaşıdan aldık. Biz bu torbayı birlikte Ankara’ya götürdük’. Bu bana göre komplonun bir ayak izi. Şayet soruşturma başlayacaksa Orhan Aykut isimli şahıs biraz daha detaylı biçimde dinlenmeli. Buradan bir çıkış noktası yakalanabilir. Tabii o ifadede çuvalı bir Amerikalının getirdiğinin söylenmesi ‘Amerika da işin içinde miydi’ sorusunu akla getiriyor.
"İŞİN İÇİNDE AMERİKA VAR"
Ayrıca komplo olarak hazırlanmış olan Balyoz planının içinde TSK tarafından kullanılmayan bazı askeri tabirler de var. Bunların Amerikan Silahlı Kuvvetleri tarafından kullanıldığını biliyoruz. Örneğin; biz denizlerimizden bahsederken okyanus kelimesini kullanmayız. Balyoz planının bazı yerlerinde okyanus tabiri geçiyor. Belli ki bunu bir Amerikan planından tercüme etmişler diye düşünüyorum.
-Bunları siz önemli izler olarak mı görüyorsunuz?
Önemli izler olarak görüyoruz. Bir yerde bir bağlantı var diye görüyoruz. ABD’nin kendisi olmasa bile planlayıcılar arasında Amerikalılar olabilir.
18 yıl hapis cezasına çarptırıldığı Balyoz davasında beraat eden MHP milletvekili emekli Korgeneral Engin Alan Haberturk'ten Balçiçek İlter'e konuştu. Yargılandığı mahkemelerin Cuhmuriyet mahkemesi olmadığını söyleyen Alan kendisini sorgulayan savcının gözlerindeki nefreti gördüğünü söyledi.
"BEN ONUN İÇİN DÜŞMAN GENERALDİM"
-Mahkemeler, hâkimler nasıldı?
Beşiktaş’a ilk ifade vermeye gittiğimde, beni sorgulayan savcının gözlerinde sadece nefret vardı. Ben onun için bir düşman generaliydim. Daha gittiğim anda olayın sonucunun ne olduğunu anlamıştım.
"BİZİ BU CUMHURİYET'İN MAHKEMELERİ YARGILAMADI"
-Ne hissettiniz? Şaşırdınız mı?
İnanılmaz büyük bir üzüntü hissettim. Bizi bu Cumhuriyet’in mahkemeleri yargılamadı, bu başka bir şeydi. Mahkeme değildi, sadece bir duvardı. O kadar enteresan şeyler yaşadım ki... Neticede tutuklandım, sonra serbest bırakıldım, sonra tekrar tutuklandım. Kaç kez... Böyle bir ülke olabilir mi? Bu arada haklarını teslim etmek lazım, Silivri ve Sincan cezaevlerinde müdüründen infaz koruma memuruna kadar her birinden çok büyük saygı gördük. Bir tanesi bana “Sizi burada gördükçe komutanım, kendimden utanıyorum’’ dedi. Bir zamanlar manşetlerde kahramandım, bir günde terörist oldum. Hayat böyle bir şey işte.