İZMİR Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın kentlerin planlamasıyla ilgili yetkilerinin arttırılmasına tepki gösterdi. Kocaoğlu, başta planlama olmak üzere belediyelerin haklarının elinden alındığı yerde demokrasiden söz edilemeyeceğini, "Kimin ne işi varsa yaparız" mantığıyla planlar yapıldığını savunurken, "Bakanlık tuvalet ruhsatı yetkisini bile aldı" dedi.
MMOB Şehir Plancıları Odası ve Dokuz Eylül Üniversitesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü’nün 8 Kasım Dünya Şehircilik Günü kapsamında düzenlediği, 3 gün sürecek 'Kent Yönetimi ve Planlama' konulu 37. Kolokyum, Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörlüğü'ne ait Alsancak'daki Sürekli Eğitim Merkezi (DESEM) 75'inci Yıl toplantı salonunda başladı.
Kollokyum açılış törenine CHP İzmir milletvekili Birgül Ayman Güler, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Konak Belediye Başkanı Hakan Tartan, İTO Başkan Vekili Akın Kazançoğlu, TMMOB Genel Başkanı Mehmet Soğancı, Şehir Plancıları Odası Genel Başkanı Necati Uyar, Dokuz Eylül Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Atilla Orbay, Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi Başkanı Nehir Yüksel, DEÜ Şehir ve Bölge Planlama Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hülya Koç, şehir plancıları, bölüm öğrencileri katıldı.
Açlışta konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Türkiye’de kent dönüşümünün 2 yasaya dayanarak 2 farklı koldan yürütüldüğünü, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin 5 bin 393 bayılı Belediye Yasası’nın 73'üncü maddesine dayanarak halk ile uzlaşmaya dayalı, onların çıkarlarını koruyan yöntemi uyguladığını söyledi. 6 bin 306 sayılı yasanın ise, 'ceberut, dayatmacı' olduğunu savundu.
Başkan Aziz Kocaoğlu, son yapılan değişiklerle planlamada artık Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın tuvalete bile ruhsat verecek yetkiye sahip kılındığını belirterek tepki gösterdi. Önce ilçe belediyelerinin yetkilerinin alındığını, bir süre yetkinin planlamanın odak noktası olarak görülen Büyükşehir Belediyeleri tarafından yürütüldüğünü dile getiren Kocaoğlu, şöyle dedi:
"Şimdi ise Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tuvalet ruhsatı verecek yetkiye sahip. Tamamen, alanı görmeden, kimseye sormadan, belediyeye danışmadan kapalı kapılar ardında “kimin ne işi varsa yaparız abi' mantığıyla planlar yapılmakta, uygulamalara geçilmektedir. Eğer bu uygulamalar devam ederse, fazla değil üç beş sene sonra ne kent dönüşümünden ne kentlerden bahsetmek mümkün olmayacak. Çünkü kamu alanları yüksek yoğunluklarla ranta yönelik planlamayla dolacak."
"GEZİ’DEN DERS ALDIK"
Başkan Kocaoğlu, Bakanlık’ın yaptığı kent yararına olmadığına inandıkları her konuda dava açtıklarını söyledi. Kocaoğlu, şöyle konuştu:
"Kazanıyor, kaybediyoruz. Meslek odaları korumakla görevli. Biz ise hem kenti korumak, hem sürdürülebilir kalkınmayı sağlamak, hem de refah düzeyini arttırmaktan sorumluyuz. Gezi olaylarından benim anladığım şudur. Ne yaparsanız yapın fikirden işin yapılmasına kadar kimi ilgilendiriyorsa tüm taraflarla, kentliyle paylaşarak, uzlaşarak yapmalıyız. Gezi’nin bize verdiği akıl, fikir budur. Büyükşehir Belediyesi olarak belli oranda bunu yapıyorduk. Ama Gezi’den aldığımız dersle daha mükemmel hale getirmeye çalışıyoruz. Eğer kentlerde demokrasi yoksa belediyelerin hakları özellikle planlamada alındıysa o ülkede demokrasiden bahsetmek mümkün değildir. Demokrasi yerelde gelişir ve büyür."
"BAKANLIK MERKEZİ BELEDİYEYE DÖNÜŞTÜRÜLDÜ"
Şehir Plancıları Odası Genel Başkanı Necati Uyar, yeni düzenlemeyle belediye sayısının yüzde 60 azalacağını, yerel yönetim sisteminin yerelden uzaklaşıp merkeze kayacağını söyledi. Uyar, "Belediyelere merkezi müdahale giderek artmakta. Bu durum algılama olarak normalleşiyor. Hatta sıradanlaşıyor. Kanun Hükmünde Kararname aracılığıyla sınırsız yetki verilen Çevre ve Şehircilik Bakanlığı merkezi belediyeye dönüştürülmekte. Bakanlığın en üst ölçekli plan kararından ruhsat işlemlerine kadar verilen yetkisi var. Yerele merkezi yönetimin müdehalesinin sınırsız kılınmasını kabul etmiyoruz" dedi.
"PADİŞAHIM ÇOK YAŞA DİYENLERLE SAF TUTMADIK"
TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı, kentten, halktan yana tavırları nedeniyle zaman zaman iktidarla karşı karşıya geldiklerini söyledi. Meslek odalarıyla ilgili yasal düzenlemenin buna örnek olduğunu belirten Soğancı, "Padişahım çok yaşa diyenlerle hiçbir zaman saf tutmadık. Tutmayacağız. Kamu hizmet alanı daraltılıyor. Sermayeye devrediliyor. Piyasaya açılarak özelleştiriliyor. Halk kavramı yerine müşteri kavramı ile yönetim pekiştiriliyor. Kentler bütünlüğünü yitirerek birbirinden bağımsız ve ilişkisiz parçacıklara ayrılmakta. Bu nedenle de sosyal kırılmalar hızlanmakta" dedi.
TARTAN: “KENTLERİ KORUMAK İSTEYENLERİN SESİ KISILIYOR”
Konak Belediye Başkanı Hakan Tartan yaptığı konuşmada kentlerin ranta kurban edildiğini söyledi. Ketleri olumsuzluklara karşı savunmak isteyen kesimlerin sesinin kısılmak istendiği bir süreç yaşandığını dile getiren Tartan, “Sivil toplumun, meslek odalarının sesi kısıldıkça, varlıkları tartışılır hale getirildikçe hiçbirşeyin doğru tartışılamayacağını düşünüyorum. İş işten geçtikten sonra mücadelenin anlamı yok. Sesimizi şimdi yükseltmeliyiz" dedi.