GENÇLİK ve Spor Bakanı Suat Kılıç, Fethiyesporlu futbolcuların tişörtlerle Atatürk'le ilgili yazı yazmaları, Galatasaraylı Drogba ve Eboue'nin de Mandela (Madiba) yazılı forma altına tişörtler giymeleri nedeniyle disiplin kurulana sevk edilmesi konusunda, "Türkiye'nin, Türk futbolunun bu gündemler üzerinden tartışılmasını arzu etmiyoruz" dedi.
Çeşitli açılış ve temel atma törenlerine katılmak üzere Kütahya'ya gelen Suat Kılıç, Vali şerif Yılmaz'ı makamında ziyaret etti. Kılıç burada basın mensuplarının Fenerbahçe maçında giydikleri tişörtlerle 'Yüce Atatürk' yazan Fethiyesporlu futbolcular ile Nelson Mandela'nın ölümü nedeniyle Mandela yazılı tişörtler giyen Galatasaraylı Drogba ve Eboue'nin Futbol Federasyonu tarafından Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu'na (PFDK) sevk edilmeleri ilgili sorusunu yanıtladı.
FEDERASYONU ELEŞTİRDİ
Futbol Federasyonu'nun attığı bu adımı, toplumun başbakana ve siyaset kurumuna mal ettiğini söyleyen Suat Kılıç şöyle konuştu:
"Fethiyespor olayı ve buna paralel olarak Nelson Mandela'nın ölümüyle ilgili bazı futbolcularımızın düşüncelerini dışa vurumla tercihlerine gelince Türkiye'nin, Türk futbolunun bu gündemler üzerinden tartışılmasını arzu etmiyoruz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk en büyük hatıralarını Dumlupınar'da, Kocatepe'de bırakmış olan devlet büyüğümüzdür. Türk milletinin gönül tahtındaki yeri başkadır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Fethiyesporlu futbolcuların davranışı üzerinden başka bir tartışma konusu haline dönüştürülmesi fevkalade yanlıştır. Cumhuriyetimizin temel değerleri vardır. Toplumun ortak değerlerinden biri de Atatürk'ün varlığı ve Türkiye Cumhuriyetinin kurucu liderliğidir. O ismin ve liderliğinin toplumu ayrıştıracak biçimde tartışılmasına sessiz kalamayız. Tepkimizi bu noktada ortaya koyduk. Bugün Türkiye'de konuşulması gereken konular bunlar değil. Eğer spor alanlarında bu gibi davranışların yapılmaması gerekiyorsa Türkiye Futbol Federasyonu olduktan sonra değil olmadan önce kulüpleri başkanlarını yönetimlerini çağırmalı, bilgilendirmeli ve uyarmalıdır. Olduktan sonra Atatürk'ün adını konu edinen çevresine alan bir yansımayı cezalandırmaya kalkmak toplum içinde farklı biçimde okunmaktadır. Toplum bunu farklı bir biçimde okumakla kalmamakta, Futbol Federasyonu'nun attığı bu adımı aynı zamanda siyaset kurumuna ve başta başbakanımız olmak üzere devlet adamlarına mal etmektedir. Bizim bu yönde tercihimiz ve telkinimiz olmadı. Diğer yandan Mandela sadece vatandaşlarının değil, sadece Afrikalıların değil kendini ötekileştirilmiş hisseden her din ırk dil ve inanç mensubunun özgürlük mücadelesinde adeta simgesi haline gelmiştir. Mandela'nın dünyanın değişik yerlerinde çok farklı ama tamamı pozitif algısı vardır. Afrikalı iki futbolcumuzun Nelson Mandela ile ilgili mesajının Türkiye'de ceza konusu yapılmasını da ben doğrusu Türkiye'nin dışarıdaki imajı ve iki futbolcumuzun dışa vurumu açısından sağlıklı bir tercih olarak değerlendirmiyorum."
ÇÖZÜMÜ DURDURMAK İSTEYEN ÇEVRELER VAR
Bakan Suat Kılıç Diyarbakır'ın Lice ilçesinde 4 askerin kaçırılması ve Ak parti İl binasına bomba atılması ile ilgili olarak da "Terörü azdırmak ve çözümü durdurmak isteyen çevreler var. Provokasyona gelmeyeceğiz. Bu çevrelerin herkesçe bilinen tezgahlarına teslim olmayacağız ve Türkiye'nin terör ringinde bir kum torbasına dönüştürülmesine rıza göstermeyeceğiz. Askerlerimizin kaçırılması bir istismardır. Apaçık bir provokasyondur. Çözüm sürecini sabote etmektir. Parti binasının ne suçu, günahı var. Parti binasına saldırmak demek provokasyonu derinleştirmek demektir, parti binasına saldırmak o partiyi çözüm sürecinden koparmayı hedeflemektir" dedi.
ÖĞRENCİ KENDİNE VERİLEN SÜREDE OKULUNU BİTİRMELİ
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın üniversite öğrencileri ile ilgili olarak yaptığı açıklamayı da değerlendiren Gençlk ve Spor Bakanı Suat Kılıç, "Başbakanımızın eğitim sürecini uzatan öğrenciler hakkında görüşü şudur. Yükseköğrenim öğrencilerine iki kez af getirdik ve daha sonrasında yükseköğrenime süresiz devam etme hakkı verdik. Ama gördük ki bu hak istismar ediliyor. 7 yıl 8 yıl, 10 yıl, 20 yıl okullar işgal ediliyor. Bir öğrenci okulunu bitirecek ise kendine verilen limitler içerisinde okulunu bitirmelidir. Yok eğer bitirmiyorsa açık öğretim var, Anadolu Üniversitesi'nin açık öğretim imkanlarından yararlanarak arzu ediyorsa yine diplomasına sahip olabilir. Ama bir öğrenciyi 10 kez, 20 kez, 30 kez affetmek okula döndürmek sistemin sağlıklı işlemesi açısından doğru bir yöntem değil. Hem yurtlarda barınma, hem yükseköğrenim kredisinden yararlanma problemi çıkıyor, hem de üniversitelerin önünde bir planlama problemi oluşuyor. O nedenle biz hükümet olarak süresiz sınırsız affa karşıyız. Üniversite öğrencilerinin belli bir süre içerisinde okullarını bitirmeleri ya da eğitim haklarını açık öğretim fakültelerine kaydırmaları gerektiğini düşünüyoruz" diye konuştu. OK(EK/AAA)(FOTOĞRAFLI)