Konya'nın Hadim ilçesinde "Kutlu Doğum Haftası programına katılan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, “Devlet hayatında korumanız gereken en öncelikli vazife; hem kendi onurunuzdur hem de devletinizin, ülkenizin, milletinizin ve arkanızda sizinle birlikte kalbi atan milyonlarca insanın onurunu korumaktır” dedi.

Konya’da temel atma törenine katıldıktan sonra memleketi Taşkent ilçesini ziyaret eden Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, eşi Sare Davutoğlu ile birlikte dönüş yolunda Hadim ilçesinde Kutlu Doğum Haftası programına katıldı. Hadim Belediyesi Toplantı Salonu’ndaki programda bir konuşma yapan Bakan Davutoğlu, insanlık onuruna vurgu yaptı.

“İNSAN ONURUNA SAHİP VE SAYGILI OLMALIYIZ”

Müslümanların cömert ve hayırsever olduğunu belirten Bakan Davutoğlu, “Hazreti peygamberin yolunda gidenlere tevazu yakışır. Güzel amel yakışır. Ama bütün bunların olabilmesi için her şeyden önce hepimiz insan onuruna sahip ve saygılı olmalıyız. Devlet hayatında da korumanız gereken en öncelikli vazife; hem kendi onurunuzdur hem de devletinizin, ülkenizin, milletinizin ve arkanızda sizinle birlikte kalbi atan milyonlarca insanın onurunu korumaktır. Ben şimdi her hangi bir salona girerken her hangi bir müzakere masasına otururken herhangi bir insanın hakkını savunurken aynı anda uluslararası her platformda sizlerinde onuru da savunduğumu düşünürüm” dedi.

“MYANMAR’DA İNSANLIK ONURU AYAKLAR ALTINDA”

Myanmar’da yüz binlerce Arakan Müslüman’ın büyük çile çektiğini ifade eden Bakan Davutoğlu, “Arakan’da Müslümanlar büyük bir ızdırap yaşıyor. İnsanlık onurları ayaklar altına alınıyor. Geçen sene sayın Başbakanımızla birlikte Myanmar’a gittiğimiz de gördüğümüz manzaralar tahammül edilebilir gibi değildi. O günden bugüne onların onurunu dünyanın her yerinde savunmak bizim sizlere ve bu insanlık onurunu bize öğreten Hazreti Peygambere olan en büyük borcumuz olarak görürüz. Onun için dün İslam İşbirliği Teşkilatı’nda Myanmar’daki kardeşlerimiz için ‘ne yapabilir’ diye olağanüstü toplantı yaptık” diye konuştu.

MAVİ MARMARA OLAYI: “TAVİZ VEREMEZDİK”

Mavi Marmara olayına da değinen Bakan Davutoğlu, “Mavi Marmara’da yola çıkan kardeşlerimizin meselesi neydi? Evlerine para mı götüreceklerdi? Bir menfaat mı elde edeceklerdi? Bir makam mı elde edeceklerdi? Hayır. Bir meçhule doğru yola çıktılar ama insanlık onuru adına. Gazze’de açık hava hapishanesi şeklinde yaşayan kardeşlerine yardım götürmek için yiyecek götürmek için çocuklarına mama, bez götürmek için yola çıktılar. Ve yolda şehit edildiler. Onların hukukunu savunurken biz neden ısrarla üç şart üzerinde durduk ve ısrarla savunduk. Çünkü insanlık onurunu korumamız gerekiyordu. Ezilen yıkılan sadece Gazze değildi, ezilen yıkılan Gazzeliler nezdinde insanlığın onuruydu. Ve birilerin bu onura sahip çıkması gerekiyordu. Ona sahip çıkmak da bu onuru vakarı asırlarca yaşamış olan aziz milletimizin içinden çıkan bizler olmak durumundaydık. Taviz verilemezdi. Madem ki insanlık onuru zedelenmişti, özür dilenecekti. Mesele kişisel bir şey olsa özür istemeyiz biz. Birisi benim hukukumu zedelese her hangi bir şekilde kimin ne hakkı hukuku varsa haklarımız bütün insanlara, mahlukatlara helal olsun. Ama Müslümanların izzeti ve onurları zedelenmişse işte orada mütevazı göstermeyiz orada hakkımızdan vazgeçmeyiz. O onur ayağa kalkana kadar, o onur için istenilen şeyler yerine getirilene kadar, insanlık onuru ikame ve idame edilene kadar ısrar ederiz. Sabit dururuz başımızı dik tutarız sonunda da özür dilenir” şeklinde konuştu.

Milletin asırlarca kendisine ilahi kelimetullahı ve insanlara adalet dağıtmayı misyon edindiğini kaydeden Bakan Davutoğlu, “Biz o milletin hükümetiyiz. O milletin makamlarıyız. O milletin adına hükmediyoruz. İşte o zaman bize her şey yakışır. Tevazu yakışır, acziyet yakışmaz. İnsanlara ihtiram yakışır ama insanlara ihtiram göstermeyenlere hürmet göstermek yakışmaz. Çünkü savunduğumuz şey insanlığın onuruysa o onura biz sahip çıkacağız ki başkaları da o onura saygı göstermeyi öğrensinler” dedi.

“SURİYE’NİN BİR KARIŞ TOPRAĞINDA GÖZÜMÜZ YOK”

“Niçin bütün dünya susarken ve seyrederken biz sınırlarımızı evlerimizi kapılarımızı ve gönlümüzü Suriyeli kardeşlerimize açtık” diyen Bakan Davutoğlu, “Suriye’nin bir karış toprağında gözümüz yok. Her hangi bir kaynağında da gözümüz yok. Suriyelilerden herhangi bir şey de talep etmiyoruz. Talep ettiğimiz tek şey Suriye’deki kardeşlerimizin, kadınıyla, kızıyla, çocuğuyla, yaşlısıyla onurlarının korunmasıdır. Nasıl Myanmar’dakine, Filistin’dekine, Somali’dekine sahip çıkıyorsak ve bunları insanlık onuru adına yapıyorsak Suriye’dekine de sahip çıkıyoruz” ifadelerini kullandı.

“ONURUMUZU KORUMAK İÇİN AYAĞA KALMASINI BİLİRİZ”

Bakan Davutoğlu konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Allah bizi hiçbir zaman onursuzluğa mahkum etmesin. Bize yakışan şey vakur olmaktır. Bize yakışan şey baş eğmemektir. Resulullah’ın ayağının tozu oluruz ama insan onuruna saygı göstermeyenler karşısında başımızı bir milim dahi eğmeyiz. Mazlumun elini tutarken o eli öperken tevazunun en derunisini yaşarız, bir yetimin alnından öperken onunla birlikte bütün insanlığı öpüyormuşçasına tevazunun en derunisini yaşarız ama bir zalimin karşısında ne dizimiz titrer ne sesimiz titrer. Allah bizi hiçbir zaman İstiklal Harbinde Çanakkale harbinde olduğu gibi tekrar onurumuzu korumak için 7’den 70’e seferber olmak durumunda bırakmasın. Ama seferber olmak gerekirse bu onuru korumak için bütün bir millet gerektiğinde ayağa kalkmasını da biliriz.”

ÇÖZÜM SÜRECİ

Türkiye’de bugünlerde büyük bir sevinç olduğuna da dikkat çeken Bakan Davutoğlu, “Tekrar doğusuyla batısıyla, kuzeyiyle güneyiyle insan onuru adına kardeşliğimizi pekiştirmek için bir çözüm süreciyle yola çıktık. İşte burada da bir birimizin onuruna saygı göstermenin hazzını ve onun başlı başına vakarını yaşıyoruz. Onurumuzu korumak zorunda kalırsak sonuna kadar mücadele veririz. Allah onurumuzun korunmasını gerektiği hallerde tereddüt edenlerden bizi eylemesin. Allah bize öyle bir güç ve kudret versin ki; dünyanın neresinde olursa olsun her hangi birinin onuru korunması gerektiğinde yönünü Anadolu’ya Türkiye’ye dönüp bizim onurumuzu koruyun dediğinde onların onurunu koruyacak güç ve kudreti de bize nasip eylesin” dedi.