ÇAĞDAŞ Hukukçular Derneği (ÇHD) Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı ve ÇHD İstanbul Şubesi Başkanı Taylan Tanay'ın da aralarında bulunduğu 9'u tutuklu 22 avukat hakkında açılan davanın ilk duruşması bugün görülecek. Duruşma salonunun bulunduğu Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi çevresinde geniş güvenlik önlemleri alındı. E-5 Karayolundaki Silivri Cezaevi sapağı ile TEM'den gelirken kullanılan cezaevi sapağına da arama noktaları kuruldu. Duruşmayı takip etmek üzere Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal, CHP Milletvekili İlhan Cihaner ile başta İstanbul Barosu olmak üzere Türkiye'nin çeşitli illerine bağlı barolardan avukatlar geldi. FEYZİOĞLU: "BİZ YARGIDAN YİNE YARGIYA SAHİP ÇIKMASINI BEKLİYORUZ"
Duruşma öncesi açıklama yapan Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, bugünün Türkiye'de hukuk devletinin yeniden tesisi açısından son derece önemli bir gün olduğuna dikkat çekti.
Feyzioğlu, "Biz yargıdan yine yargıya sahip çıkmasını bekliyoruz. Çünkü avukatlar yargının kurucu unsurudur. Şu anda içerideki arkadaşlarımız savunma hakkını yurttaşlar adına kullandıkları için yargılanıyorlar. Siyasi iktidar tarafından bakan çocuklarına gösterilen hassasiyetin yurttaşların haklarını savunan avukatlar açısından da gösterilmesini beklemek kuşkusuz en doğal hakkımızdır" ifadelerini kullandı. KOCASAKAL: "AVUKATIN GÜVENCESİ YOKSA MÜVEKKİLİNİ NASIL SAVUNACAK"
İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal ise mesleki dayanışma kapsamında davayı izlemeye geldiklerini söyledi. Avukatların bir ülkede hak arama özgürlüğünün güvencesi olduğunu söyleyen Kocasakal, "Eğer avukatın kendisi güvence içinde olmazsa müvekkillerinin haklarını nasıl savunacak" dedi.
Ümit Kocasakal, "Bana göre bu hukuk tarihine kara bir leke olarak geçecek. Biz şunu söylemiyoruz; hukuk devletinde hiç kimsenin dolayısıyla avukatların da suç işleme ya da ayrıcalığı yok. Ancak suç isnadlarının belirli bir dayanağı olması, belirli usullere göre yapılması lazım. Eğer mesleki faaliyetler sorgulanıyorsa ve bundan hareketle bir dava açılıyorsa bu kabul edilemez. Biz mesleki dayanışma kapsamında davayı izlemeye geldik. Avukatlar bir ülkede hak arama özgürlüğünün güvencesi, vasıtası eğer avukatın kendisi güvence içinde olmazsa müvekkillerinin haklarını nasıl savunacak. Burada hem avukatlık mesleği itibarsızlaştırılmaya çalışılıyor hem de vatandaşa yönelik bir gözdağı verilmiş oluyor. Yargı dizayn edildikten sonra ayakta kalan yegane güç savunma ve avukatlık. Türkiye'nin kimyası bozulmuş bütün kavramlar alt üst olmuş. Malesef yargı ve emniyet bir takım güçlerin çarpışma, bilek güreşi alanı haline geldi" diye konuştu.
Öte yandan bir grup avukat duruşmanın görüleceği mahkeme binasının çevresinde bulunan güvenlik tellerine 9 tutuklu avukatın resimlerinin olduğu 'Devrimci avukatlar onurumuzdur' yazılı büyük bir pankart açtılar.