İZMİRLİ Ziraat Yüksek Mühendisi Okay Serçinoğlu, Bafa Gölü’nün kuzeyinde yer alan, dedesinden kalma 7 bin 500 dönümlük arazinin 36 yıl süren hukuki mücadeleye rağmen mülkiyet hakkı mirasçılarına verilemediği gerekçesiyle AİHM’de açtığı davadan 18 bin 100 euro tazminat kazandı. Diğer 45 mirasçı ise Adalet Bakanlığı’nın isteği doğrultusunda, AİHM’deki başvurularını geri çekip, Türkiye’de kurulan komisyona başvurdu. Ancak görüşmeler sonrasında hem parselin küçültüldüğünü, hem de kişi başı 2 bin ile 2 bin 500 TL arasında tazminata karar verildiği gerekçesiyle kandırıldıklarını ileri süren 45 mirasçı, Türk makamlarının kendilerini kandırdığı gerekçesiyle tekrar AİHM’ne gitti, kötü niyet tazminatı olarak da toplam 4.5 milyon euro istedi.
Okay Serçinoğlu’nun hukuk maratonu, 1972 yılında dedesi Hacı Ahmet Serçinoğlu’ndan miras kalan Osmanlı tapulu 7 bin 500 dönümlük iki ayrı parseldeki arazinin kendisine tahsis edilmesi için başvurmasıyla başladı. Serçinoğlu ayrıca, tapunun, Cumhuriyet tapusuna çevrilmesini istedi. Başvuruyu değerlendiren Aydın Tapulama Komisyonu, Bafa Gölü’nün kuzeyinde, Ördek Gediği, Sivri Çilek, Köristan Burnu ve Kahve Burnu arasında kalan 30 bin dönümlük arazinin içerisinde yer alan, 2189 ve 2191 numaralı iki ayrı parseldeki 7 bin 500 dönümlük alanın köy tüzel kişiliğine ait olduğunu belirledi. Bunun üzerine Okay Serçinoğlu’nun babası Osman Nuri Serçinoğlu, Söke Tapu Kadastro Mahkemesi’nde, mülkiyet davası açtı. 1991 yılında kararını veren mahkeme, 2191 numaralı parselin özel kişilere ait olamayacağı, diğer parselin de, talep edenler arasında pay edilmesi gerektiği sonucuna vardı.
HUKUK MÜCADELESİ BABADAN OĞULA GEÇTİ
Yargıtay, yerel mahkemenin kararını bozarken, Osman Nuri Serçinoğlu’nun, yargılama bitmeden ölmesiyle hukuki mücadelesini çocuklarından Ziraat Yüksek Mühendisi Okay Serçinoğlu, üstlendi. Yerel mahkeme, kararında direnirken, Yargıtay 2007 yılında, ikinci kez bozdu. Okay Serçinoğlu da, dosyanın tekrar gönderildiği Söke Tapu Kadastro Mahkemesi’ne karar düzeltme talebinde bulundu. Bu talep değerlendirilirken, 2008 yılında, Okay Serçinoğlu, babasının başlattığı ancak sonuçlanmayan dava için AİHM’e başvurdu. İki kardeşinin de yetkilendirdiği Serçinoğlu, adil yargılanma ve mülkiyet hakkının ihlal edildiğini ileri sürerek Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nden, 1 milyon 200 bin eurosu manevi, 8 milyon 250 bin eurosu maddi, 560 bin eurosu da mahkeme giderleri olmak üzere toplam 10 milyon 10 bin euroluk tazminat talep etti. Serçinoğlu’nun kişisel başvurusunu kabul eden AİHM İkinci Dairesi, yargılama sonunda, mülkiyet hakkının ihlal edildiğine yönelik şikayeti yersiz buldu, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verdi. Mahkeme, Türkiye Cumhuriyeti’nin, adil yargılanma hakkı ihlal edilen Serçinoğlu’na, toplam 18 bin 100 euro tazminat ödemesine karar verdi. Tazminat tutarı, Serçinoğlu’nun hesabına yatırıldı.
45 MİRASÇI ANLAŞMA VAADİYLE BAŞVURUYU GERİ ÇEKTİ
Aynı arazide hak sahibi olan 45 mirasçı da, benzer bir yol izleyerek AİHM’ne başvurdu. Dava görüldüğü sırada, Adalet Bakanlığı’nın mağduriyetleri giderecek kanun çıkardığı yönünde AİHM’e taahütte bulunması üzerine 45 mirasçı da, avukatları aracılığıyla Adalet Bakanlığı’na başvurdu. Mirasçılar, 6384 Sayılı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne yapılmış bazı başvuruların tazminat ödenmek suretiyle çözümüne dair kanundan yararlandırılıp kendilerine 814 bin 500 euro yani 1 milyon 800 bin lira ödenmesini istedi. Ancak yapılan görüşmeler sonrasında, komisyonun hem miras olarak kalan alanı küçültmesi, hem de tazminat tutarını kişi başına 2 bin ile 2 bin 500 TL arasında düşük tutması üzerine 45 mirasçı, tekrar AİHM’in yolunu tuttu. Mirasçılar, bu kez, Türk makamlarının kendilerini kandırdığı gerekçesiyle, kötü niyet tazminatı olarak da 100’er bin Euro’dan toplam 4.5 milyon euro istedi.
SERÇİNOĞLU: HUKUK MÜCADELESİ DEVAM EDECEK
Hukuk mücadalelerinin süreceğini söyleyen Serçinoğlu, “Bizim için karar verildikten sonra 45 mirasçının başvurusunda da sona geliniyordu. Ancak Adalet Bakanlığı başka bazı kararları örnek gösterip, bu sorunu çözeceği sözünü verdi. AİHM de, bu başvuruların Türkiye’de sonuçlanmasını istedi. Ancak gelinen noktada da bizden sonraki mirasçılar, kendileri için belirlenen tazminat tutarlarını görünce kandırıldıklarını anlayınca tekrar dava yoluna gitti. Şimdi bu kişiler, AİHM’ye verilen taahütleri yerine getirmediniz, adil yargılama yapmadınız, tazminat tutarını düşük belirlediniz, benimle uzlaşmadınız diyerek kötü niyetten ötürü tazminat istiyorlar” dedi.