İlker KILIÇASLAN/MANİSA, ()- MANİSA'da, Anayasa Mahkemesi üyeleri, hukukçular ve eğitim görevlilerinin katılımıyla 'Anayasa Mahkemesi'ne Bireysel Başvuru' konferans düzenlendi. Konferansta 17 bine yakın bireysel başvuru bulunduğuna dikkat çekilirken, çok sayıda başvurunun tüm yollar tüketilmeden geldiği için reddedildiği açıklandı.
Türkiye Barolar Birliği, Ankara ve Manisa Barosu işbirliğiyle Manisa Adliye Sarayı Konferans Salonu'nda, 'Anayasa Mahkemesi'ne Bireysel Başvuru' konulu konferans düzenlendi. Anayasa Mahkemesi üyeleri Prof.Dr. Engin Yıldırım, Hicabi Dursun ve Celal Mümtaz Akıncı ile Yargıtay 1'inci Hukuk Dairesi üyesi Dr. Sami Sezai Ural, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd.Doç.Dr. Ersoy Kontacı ve Ankara Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Av.Tülay Bekar'ın konuşmacı olduğu konferansa Manisa Cumhuriyet Başsavcısı Durdu Kavak, Manisa Baro Başkanı Av. Zeynel Balkız ve avukatlar katıldı.
AİHM'YE 200 MİLYON DOLAR
Manisa Baro Başkanı Av. Zeynel Balkız, Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru sisteminin başlaması ile Türkiye'nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) önünde dosya birikmesinin önüne geçmiş olduğunu söyledi. Baro Başkanı Balkız, şöyle devam etti:
"Türkiye'de arzu edilen demokratik hayatın yerleşmesi ve sürdürülebilmesi için geçmişteki bir düşünce adamının da ifade ettiği gibi 'Bir kumru ve güvercin ürkekliği taşımadan, hayatını idame ettirebilen hukuk düzeni' içerisinde hak ve hükümlülükleri muhafaza eden, koruyan haklarını en kısa sürede ve yakın zamanda alabilen bir hukuk sisteminin gelmesi hepimizin hedefidir. 2010 yılındaki referandum ile Anayasamız ile teminat altına alınan Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru belki yargı düzenimiz içerisinde çözülemeyen bir takım konuları, meseleleri bize çözme imkanı vermiştir. AİHM önünde bekleyen binlerce dosyanın bir kısmının geri gönderilmesini ve bundan sonraki dosyalarında gitmemesini temin etmiştir. Türkiye bu işler için yaklaşık 200 milyon dolar AİHM'de mahkeme masrafı ve tazminat ödemiştir. Bunların hepsi bir tarafa Türkiye'nin hukuk düzenini itibarı bakımından vatandaşlarımızın kendi iç yargı yolları içerisinde hakkını aramak yerine, bir başka alandaki mahkemede hak ve hürriyetlerinin teminatını aramış olmaları bizim için doğru bir beklenti değildir. Elbette onlarda olmalıdır. Bu da bir güvence olarak görülebilir. Bizim aradığımız Türkiye'de meselelerimizi kolayca çözebilmek ve en süratli, en ucuz yoldan hakkı elde edebilme yollarını aramaktır."
BİREYSEL BAŞVURU UMUT HALİNE GELDİ
Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru sisteminin ilk zamanlarda işlemeyeceğini düşündüğünü bildiren Ankara Baro Başkanı Tülay Bekar, bireysel başvuru sisteminin özellikle halk ve avukatların umudu haline geldiğini belirtti. Baro Başkanı Bekar, şöyle devam etti:
"Bireysel başvuru yolanı başlarken ve 4709 sayılı Anayasa Değişikliğinde ilk adım atıldığında, şahsen çuvaldızı kendime batırarak bu yolun pek işlemeyeceğini düşünmüştüm. Ama gerçekten AİHM'e bireysel başvuru vatandaşın ve hepimizin, avukatların umudu haline geldi. Ama diyorum ki Anayasa Mahkemesi yerindelik denetimi yapmamalı. Onları bu yükün altına sokmamalıyız. Onun dışında bütün yargı kurumlarını avukatlar olarak zorlamalıyız. En son hukukilik denetimi yapacak olan Anayasa Mahkemesi'dir. Bunu da unutmamamız gerekir."
BAŞVURULARDAKİ HATALAR
Katılımın az olmasından dolayı sitem eden Anayasa Mahkemesi üyesi ve Afyonkarahisar Barosu eski Başkanı Av. Mümtaz Akıncı ek ve bireysel başvurunun mevzuatı hakkında bilgi verdi. Anayasa Mahkemesi üyesi Akıncı, şöyle konuştu:
"Bireysel başvurularda çok büyük ve vahim hatalar var. Avukatlarda özellikle dilekçe hataları görüyoruz. Bu konferansta meslektaşlarımızın eksikliklerini gidermeleri adına bir imkandı. Ancak sanırım bu imkanı kullanmak istemediler. Demek ki meslektaşlarımızı bireysel başvuruya fazla ilgi duymuyorlar." 
Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvurunun temel amacının AİHM'e Türkiye'den yapılan başvuraların sayısını azaltmak olduğunu belirten Anayasa Mahkemesi üyesi Akıncı, şöyle dedi:
"Öncelikli amaç, temel hak ve ihlalleri iç hukukta ortadan kaldırılması ve buna bağlı olarak ülkemiz aleyhine AİHM'e yapılan başvuru sayısını azaltılmasıdır. Bireysel başvuru 12 Eylül 2010 tarihinde gerçekleştirilen referandum ile Anayasa yapılan değişikliklerle kabul edilerek hukuk sistemimize girmiş bulunuyor. 12 Temmuz 2012 tarihli resmi gazetede yayınlanan Anaya Mahkemesi iç tüzüğü ile bireysel başvururun ayrıntılı hükümlerini içermektedir. Bireysel başvuru temel hak ve özgürlükleri kamu gücünü işlem, eylem veya ihmali nedeniyle ihlal edilen bireylerin, diğer başvuru yollarını tükettikten sonra gidebilecekleri istisnai ve ikinci nitelikte bir hak arama yoludur. Burada başvuru yollarının tüketilmesi önemli bir husustur. Mahkememize yapılan başvurularda maalesef başvuru yolu tüketilmeden yapılan başvurular, bu nedenle kabul görmemektedir. Bu konuya avukatların özellikle dikkat etmesini istiyoruz."
Bireysel başvuru sisteminin en iyi biçimde işleyebilmesi için kabul edilemezlik durumunun yüksek olması gerektiğini söyleyen Anayasa Mahkemesi üyesi Prof.Dr. Engin Yıldırım, "Bireysel başvuru sisteminin iyi bir şekilde işleyebilmesi için yüksek oranda kabul edilememezlik durumuna kavuşması gerekmektedir. Tabii ki bu tartışılabilir. Bireysel başvuru sistemi Türkiye'de 23 Eylül 2013'te başladıktan sonra ilk 1.5 yıl içinde neredeyse ihlal kararı çok az verildi. Tabii ki bu da akademisyenler ve kamuoyu tarafından eleştirilmeye başlandı. Kabul edilememezlik oranını başarı için yüksek tutulmasını söylerken bireysel başvuruyu da hak arama yolunda engellenmesi amacında söylemiyoruz. Bütün gereksiz, bir tür süper Yargıtay, süper Danıştay anlamına gelebilecek başvuruların, kanun kapsamında olmayan haklar ile ilgili başvuruların güzel bir filitre sisteminden geçirilerek elenmesi lazım. Konunu Anaya açısından gerçekten önemli bir konu olması gerekir." 
MAHKEME ÜYESİ YILDIRIM, BAŞVURU SAYILARINI AÇIKLADI
Özellikle avukatların bireysel başvuru dilekçelerini çok iyi ve titizlikle hazırlaması gerektiğinin altını çizerek Yıldırım, bşvuru dilekçesinin çok iyi hazırlanması gerektiğini,  bir hakkın neden ihlal edildiğinin özellikle AHİM kararlarına atıf yaparak desteklenmesi ve kuvvetlenmesi gerektiğini vurgularken, "Bize şu ana kadar 17 bin civarında bireysel başvuru var. Bunun 7 bine yakın kısmı sonuçlandırıldı. Bana göre bu az bir oran değil, iyi sayılabilecek bir oran. Ayrıca ihlal başvuruyu yani ihlal bulunan konular 78 civarlarında. Hangi konular bize geldi. Adil yargılanmama hakkı, uzun tutukluluk süresi ve yargılanma ile ilgili meseleler başvuruların önemli bir kısmını oluşturmaktadır. İkinci sırada mülkiyet hakkı görülmektedir. Toplantı hak ve hürriyeti konusunda bireysel başvuru talebi 24 Eylül 2013 yılına kadar hiç yok. Sonra bir anda 102 tane şikayet olmuş. Bunun nedeni muhtemelen yaşadığımız Gezi olayları gibi toplumsal olaylar. Düşünce, vicdan ve din hürriyeti konusunda 24 Eylül 2013'de kadar başvuru yokken, bir anda 100 başvuru olmuş. İşkence ve eziyet yasağında yine o tarihe kadar hiçbir başvuru yokken, o tarihten sonra 159 başvuru olmuş. Yaşam hakkı ihlalleri konusunda ise 404 başvuru olmuş" diye konuştu.
Prof.Dr. Yıldırım, adil yargılama ihlali konusunda Genelkurmay eski Başkanı Emekli Orgeneral İlker Başbuğ davasından örnekler verdi. Konferansın kalan bölümünde diğer konuşmacılar bireysel başvuru hakları, bireysel başvuruda Yargıtay kararlarının önemi konularında katılımcılara bilgiler verdi.

İK(İÖ/İD) (FOTOĞRAFLI)