BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan'ın Diyarbakır ziyaretini değerlendiren AK Parti Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu, kimsenin Abdullah Öcalan'ı yok saymadığını söyledi. Ensarioğlu, "Sunmak istediği katkı alınıyor. BDP'nin kendisi çözümün bir tarafı ve aktörüdür. Katkı sunması için BDP'ye kanallar açılıyor" dedi. BDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan ise, fotoğrafın tamamına bakmak gerektiğini belirterek, "Laik, Kemalist, ulusal devlet anlayışı tarihin çöplüğüne atıldı. Hangi sebeple olursa olsun biz bu sebepleri bilmeyecek kadar küçük akıllı değiliz. PKK ve BDP'siz çözüm olmaz" dedi.
Parti Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu, Başbakan Erdoğan'ın, Mesut Barzani ile Diyarbakır'da hafta sonu yaptığı ziyareti değerlendirdi. Ensarioğlu, Başbakan Erdoğan'ın  ezber bozup tarih yazdığını ve bugüne kadarki ön yargıları kırdığını anlatırken şöyle dedi:
"Bu ön yargıları kırmadan, bariyerleri yıkmadan Türkiye'yi normalleştiremiyorsunuz. Bu Türkiye'nin normalleştirme sürecidir. Irak anayasasının belirlediği bölgesel bir Kürdistan Federe yönetimi var. Siz bu statüyü söylemekten imtina ediyorsunuz. Birilerini yok sayarak, görmezden gelerek ilişki, dostluk kuramazsınız. Ancak, onu göreceksiniz, gördüğünüz gibi tarih edeceksiniz, tarif ettiğiniz gibi kabul edeceksiniz ve ondan sonra kardeşlikten bahsedeceksiniz. Dostluktan bahsedeceksiniz."
"ŞİVAN'IN DİLİ, ŞARKILARI VE KİMLİĞİ ÖZGÜRLEŞTİ" Türkiye'de yürüyen bir barış ve çözüm süreci olduğunu, Irak'taki Kürdistan Federe yönetimi ve Suriye Kürtleri'nin bu çözüm sürecinin parçası olduğunu anlatan milletvekili Ensarioğlu, Diyarbakır'daki temasların Ortadoğu'nun barışına katkı sunacağını hem de Türkiye'nin birlik ve beraberliğine katkı sunacağını söyledi. Türkiye'nin artık kendine öz güveni olan büyük bir devlet olduğunu ve büyük bir devlet gibi de yönetildiğini söyleyen Ak Parti Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu, şöyle konuştu:
TÜRKİYE NORMALLEŞİYOR
"Bu kaygı ve korkulardan kurtulmak lazım. Türkiye normalleşiyor. 37 yıl önce Şivan Perwer niye terk etti vatanını? Şimdi yeniden vatanına geldi, şarkıları dili, kimliği ve kendisi özgürleşti. Herkes mutlu, Diyarbakır'ın yüzü gülüyor. Herkes devletini daha çok seviyor ve herkes kendini bu devlete daha çok ait hissediyor. Milliyetçilik, devletçilik budur. Birilerinin felaketi üzerine mutluluk kurulmaz. Şimdi artık 76 milyonun Cumhuriyetidir."
Başbakan Erdoğan'ın Diyarbakır ziyaretine BDP'nin yaklaşımını da değerlendiren Ensarioğlu, bunların normalleşen Türkiye'nin normal görüntüleri olduğunu, geçmişte gerginlik, ölüm ve çatışmaların olduğu bir dönemde Başbakanın Diyarbakır ziyaretlerinde hoş olmayan görüntülerin, kepenk kapatma, protestoların görüldüğünü söyledi. Ensarioğlu, şöyle konuştu:
KİMSENİN ÖCALAN'I YOK SAYDIĞI YOK
"Böyle bir ortamda belediye ziyareti gerçekleşmezdi. Böyle normalleşme ile ilgili bir ortamda belediyenin ziyareti gerekliydi. Sayın Başbakan bunu yaptı. Birde ziyaret ile ilgili BDP'nin bir tedirginliği ve seçime yönelik olduğu ile ilgili kaygıları vardı. Bu ziyaret bunu da ortadan kaldırdı. Güzel de oldu. İmralı ile başlayan bir süreç var. İmralı'nın Öcalan'ın sürece katkısı var. Katkı sunmak istiyor. Katkıyı kim sunarsa biz bu katkıyı alırız. Öcalan'ın katkısının alınması için BDP'nin ziyaretleri var. Öcalan'ın mektupları Kandil'e, Kandil'in görüşleri Öcalan'a ulaştırılıyor. Bu kanallar çözüm adına açılmaya çalışılıyor. Kimsenin Öcalan'ı yok saydığı yok. Sunmak istediği katkı alınıyor. BDP'nin kendisi çözümün bir tarafı ve aktörüdür. Katkı sunması için BDP'ye kanallar açılıyor."
DAĞDAKİ BİNLERCE İNSANA ÇÖZÜM BULMAK LAZIM AK Parti Milletvekili Galip Ensarioğlu, Başbakan Erdoğan'ın gündeme getirdiği, "Cezaevleri boşalacak, dağdakiler inecek" sözlerini değerlendirirken, genel affın bugünkü anayasaya göre mümkün olmadığını anlatırken, "Muhalefet hemen 'Öcalan'ı bırakacaklar' diye yaygara koparıyor. Başbakan özlemini, normalleşen Türkiye'nin olması gerekenleri anlatmaya çalıştı" diye ekledi. Ensarioğlu, Türkiye'de demokratik siyasetin önü açılması, dağdaki silahlı grupların siyasal hayata entegrasyonunun sağlanması gerektiğini bildirerek, "Sorunu kökten, doğru temelde ele alıp çözen anlayış ortaya konulacaksa tabii ki dağdaki binlerce insana çözüm bulmak lazım. Cezaevinde bu sebeple yatan veya yurt dışına kaçan on binlerce insan var. Siyasal zeminin önü açılıyorsa herkes kendini daha iyi anlatabilmek daha iyi siyaset alanına müdahil olmak için bu şartlar sağlanmalıdır. Yasal düzenleme gerekirse tabi ki yapılır. Yasal düzenlemenin olması içinde bu işin muhatabının da biz evet siyaset yapmak istiyoruz. Silahı bırakacağız. Güvenini de vermeleri gerekir" diye konuştu.  Başbakan Erdoğan'ı havaalanında karşılayanlar arasında bulunan BDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan ise, hangi hesap ve sebeple yapmış olursa olsun Türkiye Cumhuriyeti Başbakanının Diyarbakır meydanına gelerek, 'Kürt' ve 'Kürdistan' dediğini, 'Kürdistan bayraklarının' asıldığını belirterek, şöyle konuştu:
TÜRKİYE KÜRTLERLE ORTAKLIĞA MECBUR OLDU
"Daha düne kadar postal yalayıcısı, ayağı şalvarlı, aşiret reisi denen bir kişi devlet protokolü ile kırmızı halılarla karşılandı. Bu Barzani meselesi falan değil. Laikçi, Kemalist Ulusal devlet anlayışı tarihin çöplüğüne atıldı. Biz bütün dönen dolapları biliriz. Ben küçük fotoğraflara fazla takılmıyorum. Türkiye Cumhuriyeti ne olursa olsun kabul etmese bile Kürtlerle stratejik bir ortaklığa mecbur oldu. Oyunları bozacaksınız, büyük siyaset ortaya koyacaksınız. Esas siyaset bugün budur. Çıkar hesaplarına dayalı ufak tefek hesaplara dayalı hareket ediyorsanız bunlar 3-5 gün sonra bozulur."
Tan, cezaevlerinde, dağda, yurt dışında binlerce Kürt bulunduğunu, Başbakan Erdoğan'ın, "Cezaevleri boşalacak, dağdakiler inecek" sözlerinin güzel olduğunu, yeni
Ortadoğu kurulurken, PKK ve BDP'siz bir çözüm olamayacağını savundu.
BDP Diyarbakır milletvekili Tan, bir soru üzerine, Başbakanın karşılanması konusunda partide karar alınmadığını anlatırken, "Yetki bende olsa Başbakan'ın bütün bu hesapları allak bulak olurdu. Aynen Nevroz'daki 1 milyon kişiyi Diyarbakır sokaklarına döker, bütün balkonlardan Kürdistan bayraklarını sallar 'Biji Kurd-u Kürdistan' (Yaşasın Kürtler ve Kürdistan), 'Biji bırati' (Yaşasın kardeşlik), 'Biji Aşiti' (Yaşasın barış) diye yeri göğü inletirdim. Ondan sonrasını Başbakan düşünseydi. Bütün oyunları bozar allak bulak ederdim. Bu fikrimi arkadaşlarımı söyledim. Ne yazık ki yer görmedi. Satranç oynuyor, kendinize güveniyorsak, siyasi hamle ise karşınızdaki ne yaparsa yapsın karşı hamle yaparsınız" diye konuştu.