Serhat TEZCAN/BURSA, () - TUNABOYLULAR Deliormanlılar Kültür ve Yardımlaşma Derneği'nin davetlisi olarak Bursa'ya gelen 94 yaşındaki Osman Kılıç, Bulgaristan'da 1948 yılında idama mahkum edilmesini ve ardından takasla anavatan Türkiye'ye gelişini anlattı. Kılıç, "Her akşam onaylı idam kararının infazını bekledim. 14.5 yıl sonra takas ile kurtulup anavatana katıldım" dedi.
Merkez Osmangazi İlçesi Ördekli Kültür Merkezi'ndeki toplantıda konuşan Osman Kılıç, Bulgaristan’dan Türkiye’ye uzanan ilginç yaşam öyküsünü anlattı. Jübile toplantısına çıktığını dile getiren Kılıç, Bulgaristan'ın Şumnu kentinde öğretmenlik yaparken, 1948 yılında casusluk suçlaması ile idama mahkum edildiğini ve o sürecin kendisi için ağır geçtiğini belirtti. Kılıç, yaşadıklarını şöyle anlattı:
"1948 yılının Eylül ayında Bulgar Ceza Kanunu'nun gereğince Türkiye lehine casusluk suçundan ki casusluk nedir bilmem, idama mahkum edildim ve bu idam kararı temyizden de tasdik edildi. İnfazı 1948, 1949, 1950 ve 1951 yıllında her akşam bekledim. Yani o devirden bahsedersek, temyizden musaddak idam kararını beklemesinin ne olduğunu bilir misiniz? Bu, her şeyi anlatmaya kafidir. Allah'a şükür Menderes Dönemi'nde Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin müdahalesi ile idam kararı müebbete çevrildi. 14.5 sene sonra da 1965 yılında Galata Köprüsü'nde suçüstü yakalanan Bulgar ile takas edilip anavatana katıldım."
Bulgarların bir Türk kolu olduğunu söyleyen Osman Kılıç, "Volga, İdil Kıyıları'ndan Tuna Havzası'na geldiler. Ama oradaki Slav dünyası içerisinde eriyip gittiler ve Türklüklerini kaybettiler. Bulgar Kralı Krum, Asparuh bütün bunlar Türk'tür. Konuştukları dil de Türkçeydi. Ama zamanla kaybettiler. Hıristiyanlığı kabul ettiler ve Hıristiyan oldular" dedi.
"BEN CASUS DEĞİLİM"
"Size casus denmesinden rahatsız oluyor musunuz?' şeklindeki soruya ise Osman Kılıç, "Casus denmesinden tabi ki rahatsız oluyorum ama devlet ve millet adına din adına yalan yapmak caizdir. Türk azınlığının hak ve hukuku, din ve dilini müdafaa etmek casusluk ise casusum ama ben bu suçu işlemedim" yanıtını verdi.
"46 YIL SONRA HAPİS YATTIĞIM ŞUMNU'YA GİTTİM"
Bulgarca, Sırpça, Rusça, Makedonca, Hırvatça, Arapça, Osmanlıca bildiğini söyleyen Kılıç, 1965 yılında Türkiye'ye geldikten sonra Dışişleri Bakanlığı Bulgar ve Balkan Masası'nda çalıştığını kaydetti.
Türkiye'ye geldikten sonra birçok kez Bulgaristan'a gittiğini de belirten Kılıç, "Cebimde kırmızı pasaport Demirel, Ecevit, Çağlayangil, Gündüz Ökçün, Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay döneminde Dışişleri, Başbakan ve Cumhurbaşkanı seviyesinde Türkiye Devlet Heyeti bünyesine dahil olarak Bulgaristan'a gittim. Komünizm döneminde de gittim. Geçen sene Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül, Bulgaristan'ı resmen ziyaret ettiği zaman beni kendi heyetinin terkibine aldı. Eski dönemlerde hiç uğramamıştım. Cumhurbaşkanımız Gül ile gittiğimde çalıştığım, okuduğum, evlendiğim, tutuklandığım ve hapishanesinde yattığım Şumnu şehrinin içine 46 yıl sonra gördüm" dedi.

FOTOĞRAFLI