Özgür ARSLAN / İstanbul, () MLKP üyesi olduğu gerekçesiyle 8 Eylül 2006'da tutuklanan, 8 yıl sonra dün "uzun tutukluluk" süresi gerekçe gösterilerek tahliye olan Özgür Radyo Genel Yayın Koordinatörü Füsun Erdoğan, özgürlüğünün ilk gününde Basın Konseyi'ni ziyaret etti.
Erdoğan, ziyarette Basın Konseyi Dayanışma ve Geliştirme Vakfı Başkanı Pınar Türenç, Basın Konseyi Yüksek Kurul Üyesi Turgut Kazan, Eski Meclis Başkanı Hüsamettin Cindoruk ile bir araya geldi. Erdoğan'ın tahliyesinden duyduğu mutluluğu dile getiren Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç, "Onun özgür kalması bizi çok mutlu etti. Hep beraber büyük mücadele verdik. Cezaevinden çıktıktan sonra Füsun'u aradığımda telefonda şunu söyledi: 'Siz bana sahip çıktınız. Dışarıdaki arkadaşlarım, meslektaşlarım, beni sevenler sahip çıkmasaydı ben inanıyorum ki bugün özgür değildim' dedi. İçeride olan herkesin bu güzel olayın başına gelmesini diliyoruz ve Türkiye'de özgürlüklerin yaşanmasını istiyoruz artık. Acıların dinmesini istiyoruz" dedi.

"TERÖRLE MÜCADELE YASASI, TARİHİN ÇÖP SEPETİNE ATILMADAN MEMLEKETTE KİMSENİN GÜVENİLİĞİ YOK"
Ziyarette düzenlenen basın toplantısında konuşan Füsun Erdoğan, zaman zaman gözyaşlarına hakim olamadı. Türkiye'de hapiste tutarak yargılamanın koşulu olmadığını söyleyen Füsun Erdoğan, "Ne yazık ki hala içeride arkadaşlar var, gazeteci arkadaşlar var. Ve ne yazık ki hala hükümet, Adalet Bakanlığı onları da teröristlikle suçluyor. O teröristlerden biri bendim. Buradayım. Bütün dosyalarda bir yanıltmaca yapıyorlar. Yanıltmaca da şu, biz hiçbirimiz şunu söylemedik, ben gazetecilik yaptığım için yani iş nedeniyle yargılanıyorum demedik. Çünkü zaten onlar da biliyor, biz de biliyoruz, herkes biliyor. Bu nedenle Türkiye'de hapiste tutarak yargılamanın koşulu bugün açısından yok. Dün vardı ama bugün açısından yok. Yazı işleri müdürlerini bile, özellikle muhalif-sosyalist basın açısından, hep Terörle Mücadele Yasası'ndan yargılıyorlar. Dolayısıyla da Terörle Mücadele Yasası denilen, toplumla mücadele yasası esasında, tarihin çöp sepetine atılmadan bu memlekette kimsenin güvenliği yok. Herkes bir gün terörist yaftası yiyebilir. Kendini hapishanede bulabilir" diye konuştu.

"ALEL ACELE BİTİRMEK İSTEDİLER DOSYAYI"
Yargılandığı dosyanın, hakimi Ömer Diken'le ilgili konuşan Füsun Erdoğan, "Ben 10. Ağır Ceza'da yargılandım. Balyoz Davası'nın başkanı bize geldi. Alel acele bitirmek istediler dosyayı. Yangından mal kaçırırcasına bir tutumdu. Daha sonra, 17 Aralık'tan sonra, heyet başkanı Bakırköy'e tayin oldu. Geçen gün ablam, anlattı. Bakırköy'de bir tane çek davası varmış. Islak imza olmadığı için Ömer Diken, beraat vermiş. O davaya giren avukatlardan bir tanesi de Balyoz'un avukatıymış, kim bilemiyorum. Aynen almış kararı, götürmüş Ömer Diken'in odasına önüne koymuş, demiş ki: 'Başkanım, burada beraat verdiniz. Yani Balyoz'da böyle bir şey de yoktu, bu kadar bir şey de yoktu. Nasıl o kadar cezayı verdiniz?' demiş. Demiş ki 'O başka'. Hakikaten bunu söylemiş. Söylemediyse açıklasın. Ben söylemedim bana çamur atıyorlar desin" dedi.

"O SAVCILARIN HEPSİ GERÇEKTEN ADALET İSTESİN"
İndirilmiş haliyle toplam cezasının müebbet hapis cezası, 789 yıl 7 ay ağır hapis cezası, 1 milyon 263 bin 330 bin lira da para cezası olduğunu ve bunların gerekçelerini anlatan Füsun Erdoğan, "İki tane bilgisayar çıktısı. Burada herhangi bir arkadaş 2 dakikada hazırlayabilir. Bir tanesi 5 sayfa, bir tanesi 6 satır. 5 sayfa olanı Merkez Komite üyesi yapmışlar ve açık alanlar sorumlusu, mali işler sorumlusu yapmışlar. 2005 yılından haberler, o dönemki SEKA direnişinden tutun, 1 Mayıs'lar, bilimum mitinglerle ilgili küçük küçük haberler var. Onun altına Füsun Erdoğan, Parti Komite. Bir tane de örgüt üyesinin listesi yazmışlar. Bir tek 17 Aralık'tan sonra herkes adalet, hukuk dedi. Ben, kişisel olarak inanıyorum adalet ve hukuk herkese lazım. Bir gün herkese illa ki lazım olacak. İlla bana dokunması gerekmiyor. Bir tek isteğim var ama. Çağlayan Adliyesi'nin önünde savcı bildiri dağıttı ya basın açıklaması. Dilerim, hepsi bir gün öyle bir bildiri dağıtmak zorunda kalsın o heyetlerin hepsi. O savcıların hepsi gerçekten adalet istesin, özgürlük istesin. Hukukun herkese lazım olduğunu bir gün onlar da söylesinler. Bir kısmı söyledi. Dilerim hepsi söyler" diye konuştu.
(BB) (FOTOĞRAFLI)