DIŞ HABERLER

Erdoğan: Japonya Ile Işbirliğimizin Gelişerek Devam Etmesini Arzu Ediyoruz





Türkiye-Japonya Ekonomik Ortaklık Anlaşması süreci açısından da önemli bir yıl olacaktır. Buna yönelik resmi müzakerelerde 2014 yılı içerisinde yoğun bir mesafe almak istiyoruz. Keidanren tarafından bu konuda son olarak 17 Aralık'ta yapılan açıklamayı isabetli buluyoruz. Biz de, Türkiye ve Japonya arasında tesis edilecek kapsamlı bir Ekonomik Ortaklık Anlaşması'nın, karşılıklı ticaret ve yatırımların artmasına büyük katkı sağlayacağına inanıyoruz. Yine mutabık kaldığımız üzere, bu anlaşma,



ülkelerimizin küresel stratejilerinin oluşturulması ve hayata geçirilmesi açısından da kilit öneme sahiptir. Gerek Türkiye'nin, gerek Japonya'nın halihazırda sahip olduğu ticaret ağları, ortaklık anlaşmasıyla birlikte daha da güçlenecek ve birbirini destekler hale gelecektir. Bu vesileyle, Ekonomik Ortaklık Anlaşması sürecine en başından beri verdiği kuvvetli destek için Keidanren'e teşekkürlerimi sunuyorum." Türkiye'nin son 11 yıldır çok köklü bir siyasi, sosyal ve ekonomik dönüşüm süreci yaşadığını ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:



"Ekonomik anlamda gerçekten iyi bir performans sergilediğimiz bu dönemde, ekonomi politikalarımızın merkezine istikrar, güven ve öngörülebilirlik unsurlarını yerleştirdik. Bunun önemli sonuçlarını ise küresel kriz döneminde dahi ekonomik büyümemizi sürdürerek almış bulunuyoruz. 2009-2013 döneminde ABD ve AB'de milyonlarca kişi işini kaybederken, biz Türkiye'de toplam 6 milyon vatandaşımıza istihdam sağladık. Son 17 çeyrektir kesintisiz devam eden ekonomik büyümemizin sürdürülebilirliğine önem verdik ve vermeye devam ediyoruz. Temel stratejimiz, kamu kesiminden ziyade özel sektör ağırlıklı, tüketime değil yatırıma dayanan, dış kaynak yerine ülkenin kendi tasarruflarıyla finanse edilmiş bir büyüme yapısına sahip olmaktır. İsraf ekonomisi mi yoksa verim ekonomisi mi? İsraf ekonomisini biz ayak altına alıyoruz verim ekonomisine yönelik adımlarımızı atıyoruz. Önümüzdeki dönemde küresel konjonktürün, özellikle gelişmekte olan ülkeler için daha da zorlayıcı olacağının farkındayız. Bu süreçte amacımız, bir yandan iç ve dış dengeyi sağlam tutmak, diğer yandan da büyüme ve istihdamdaki artışı sürdürmektir. Bu çerçevede, büyümenin 2014 yılında yüzde 4 düzeyinde, 2015 ve 2016 yıllarında ise yüzde 5 düzeyinde gerçekleşmesini öngörüyoruz. Cari işlemler açığını, 2016 yılında gayri safi yurtiçi hasılamızın yüzde 5,5'ine düşürmeyi hedefliyoruz. Aynı şekilde yapısal reform çalışmalarımızı da kararlılıkla sürdüreceğiz. Bu kapsamda, tabii ki enerjide dışa bağımlılığın azaltılması, ihracat kapasitemizin artırılması, üretimde ve ihracatta yüksek katma değerli ürünlere yönelinmesi, eğitim kalitesinin artırılması başta olmak üzere pek çok alanda politika geliştiriyor ve bunları kararlı bir şekilde uyguluyoruz."