Dilhun GENÇDAL - Uğur CAN/İSTANBUL, () TÜRK  Sanayicileri ve İşadamları Derneği'nin (TÜSİAD) 44'üncü Olağan Genel Kurulu Swissotel'de gerçekleştirildi. Toplantının açılışında konuşan TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Erkut Yücaoğlu, 2013'ün zor bir yıl olacağını hissettiklerini aktararak, "Ama böylesine farklı şeyler yaşadığımız bir dönemi hakikaten beklemiyorduk" dedi. 4 HASAR DEĞERLENDİRMESİ
2001 yılındaki finansal krizinden günümüze kadar geçen süreyi değerlendiren Yücaoğlu, şunları dile getirdi: "Ne yazık ki, yoğun bir emek ve yatırımla, elbirliğiyle yaratılan bu yükseliş 2013 yılında ciddi bir sarsıntı geçirdi. İnşa ettiğimiz binanın temelleri oynadı. Bir başka deyişle; Türkiye markası, belirgin hatalar sonucunda dört noktada ağır hasar gördü. Birinci hasar dış politikada yaşandı. Bölgede liderlik konumu için iddialı bir söylemi olan Türkiye, reel politik devreye girince bu gelişmelere ayak uyduramadı ve 'komşularla sıfır sorun' diye yola çıktık, şu andasorun olamayan komşumuz neredeyse kalmadı. Bölge ülkeleriyle zaman zaman diplomatik teamüllerin ötesine geçen bir anlaşmazlık içine düşüldü. Bu seçilen politikalar yüzünden dış dünyada ve dış basında Türkiye dikkate değer dozajda eleştirilere muhatap olduk. İkinci hasarı demokrasi ilkesinde yaşadık. Bir ifade özgürlüğü refleksi olan ve barışçıl bir protesto biçiminde başlayan Gezi Parkı olaylarına cevaben verilen aşırı tepki Türkiye'nin yıllar içerisinde adım adım geliştirdiği demokrasi algısını değiştirdi. Üstelik Batı dünyası, yıllardır değişmeyen müttefikinin, yani Türkiye'nin, kendisini ağır bir dille suçladığına da şahit oldu. Maalesef yükselen Türkiye demokrasi alanında sınıfta kalmış, yetersiz bir demokrasi paketi ve yeni anayasa çalışmalarına da son vererek, kurtarma sınavlarını da elinin dışıyla itmiş oldu. Üçüncü hasar, hukuk devleti ilkesinin zedelenmesiyle ortaya çıktı. Bir süredir adil yargılanma süreçlerindeki aksamalar ve uzun tutukluluk süreleri nedeniyle kamuoyu ve toplum vicdani rencide oluyordu. Son olarak bir yolsuzluk ve rüşvet soruşturması yargının ve kolluk gücünün altüst olmasıyla sonuçlandı. Bir tarafta, devlet içinde devlet darbe yapıyor, diğer taraftan yolsuzlukların üzeri örtülüyor iddialarıyla hukuk ve adalet sistemimiz güven bunalımına girdi. Yürütme ve yargını karşılıklı çatışma ve tartışmaları, kuvvetler ayrımı ilkesinin de ağır yara almasına sebep oldu. B tahribat, yabancı sermayenin Türkiye'ye bakışını olumsuz etkiledi. Dördüncü hasar, aslında bir bakıma yukarıdaki gelişmelerin neticesinde oluştu. 17 Aralık sonrasında dövizde meydana gelen ciddi tırmanış dövizle borçlanmış tüm kurumları bir ay içinde yüzde 25-30 civarında borç artışıyla karşı karşıya bıraktı. Konuşmamı yazarken yüzde 20 ile başladım. Her gün takip edince yüzde 30'a geldik. Bu tırmanış, üretim, yatırım, büyüme ve işsizlik gibi konularda 2014'e ilişkin tüm hedef ve beklentileri olumsuz etkileyecek bir seviyeye ulaştı. Enflasyon ve tüm faizler artış sürecine girdi. Kuvvetler ayrılığının, hukuk güvencesinin olmadığı bir ortamda demokrasiden bahsetmek mümkün değil. Öte yandan demokrasinin ve hukukun üstünlüğünün güçlü desteği olmadan da kurum ve kuralları iyi işlemeyen bir piyasa ekonomisine yöneliyoruz. Ayrıca güven kaybının ekonomiye doğrudan yansıdığını yeterince açık bir biçimde de bugünlerde yaşadığımızı zannediyorum." 2014'TE TÜRKİYE'YE FON AKIŞI AZALACAK GÖRÜŞÜ
Erkut Yücaoğlu, dünya konjonktürüne bakıldığında onun da Türkiye'nin aleyhine işlediğini söyleyerek, "ABD'nin bono alımlarını azaltmasıyla küresel fonların gelişmekte olan ekonomilere akışı tersine döndü. Bu ortamda eminim ki, sizlerde şu anda yatırım projelerinizi revize ediyorsunuz ya da etmelisiniz. Acaba finansman koşulları üzerindeki varsayımlarınızı yenilediniz mi? Türk Lirası, varlıkların ve şirketlerin getirileri kur zararlarını karşılıyor mu? İşte bu suallerin cevabı aslında yabancı sermayenin de 'bekle-gör' politikasına dönüşünün nedenidir" dedi. Yücaoğlu, bütün iç ve dış otoritelerin 2014'te Türkiye'ye fon akışlarının azalacağı yönünde görüş bildirdiğini de aktardı. İNTERNETİN KISITLANMASI
İnternet kısıtlamalarına ilişkin tasarıya da değinen Yücaoğlu, "Bütün dünyada, özellikle gençlerin en önemli eğitim ve araştırma kaynağı internet olmuşken, bu kısıtlayıcı kararlar ile internet üzerinden ifade ve düşünce özgürlüğü en çok kısıtlanmış 5-10 ülke arasına girme ihtimalimiz kabul edilmez bir olgudur. Meclisimizin temel hak ve özgürlüklere uygun bir düzenleme yapmasını temenni ediyoruz" diye konuştu. "EN UFAK BİR GÖLGE BİZİ BAŞKA BİR LİGE GÖTÜRÜR"
Erkut Yücaoğlu, olumsuz tablonun orta ve uzun vadede aydınlık bir geleceğe evrilmesi konusunda hala çok ümitli olduklarını belirterek, "2014 yılında biz mahalli seçimleri ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerini yaşayacağız. Bu seçimlerin sağlıklı ve olgun bir biçimde idrak edilmesi demokrasi yolunda ilerlediğimizin en önemli biri olacaktır. Buraya düşecek en ufak bir gölge bizi başka bir lige götürür ve uzun süre başka bir ligde oynamamıza sebep olur" dedi.