İSTANBUL () - TÜRKİYE'NİN kuraklık tehlikesiyle karşı karşıya olduğuna ilişkin bir uyarı da iş dünyasından geldi. İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği'nin raporunda, iklim değişikliği nedeniyle 1.3 milyon hektar sulak alanın geri dönülmez biçimde yitirildiğine dikkat çekildi ve Türkiye’nin su kıtlığı sınırında olduğu uyarası yapıldı.

İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği'nin yayınladığı, "Türkiye’de Suyun Durumu ve Su Yönetiminde Yeni Yaklaşımlar: Çevresel Perspektif Raporu"nda, Türkiye’nin bir yılda üç Büyükçekmece gölü kadar su tükettiğine de dikkat çekildi.

Türkiye’deki en güncel veri ve bilgilerin yer verildiği rapor, Doğa Koruma Merkezi ve Yaşama Dair Vakıf uzmanlarının çalışması ve Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün katkılarıyla hazırlandı ve İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği tarafından yayınlandı.

Dernek Başkanı Galya Frayman Molinas, Başkan Yardımcısı Okşan Atilla Sanön, Yönetim Kurulu Üyeleri Ebru Dildar Edin ve Tankut Turnaoğlu ile Doğa Koruma Merkezi Genel Müdürü Dr. Uğur Zeydanlı da düzenlenen toplantıda raporun sonuçlarını paylaştı.

Entegre Havza Yönetimi ve Ekosistem yaklaşımları çerçevesinde hazırlanan rapor yakın gelecekte Türkiye’nin yaşayabileceği tehlikeyi gözler önüne seriyor. 22 Mart Dünya Su Günü’nde konuyu gündeme taşıyan rapor, artan nüfus ve tükenen kaynaklar çerçevesinde kritik bir perspektif sunuyor.

Doğa Koruma Merkezi Genel Müdürü Dr. Uğur Zeydanlı, "Son elli yıl boyunca birçok sulak alan çeşitli nedenlerle kurumuş olması, ülkemize önemli düzeyde ekonomik ve sosyal kayıplara neden oldu. Bu dönemde Türkiye'de 1.3 milyon hektar sulak alanı geri dönülemez bir şekilde kaybettik" dedi.

Dr. Uğur Zeydanlı, raporu, bir ekosistem içindeki tüm unsurları dikkate alarak hazırladıklarına dikkat çekerek, "Son elli yıl boyunca birçok sulak alanın çeşitli nedenlerle kurumuş olması, ülkemizde önemli düzeyde ekonomik ve sosyal kayıplara neden oldu. Bu dönemde Türkiye’de 1.3 milyon hektar sulak alanı geri dönülemez bir şekilde kaybettik. Bu raporu, su konusunda bir yol haritası olarak hazırladık, umuyorum ülkemizin su geleceği konusunda en iyi şekilde hizmet eder" dedi.

TÜRKİYE’NİN SU İHTİYACI 25 YILDA 3 KAT ARTACAK

Rapora göre Türkiye’de su tüketimi, kullanılabilen su kaynaklarında öngörülen azalma ile ve artan nüfustan etkileniyor. Bunun yanı sıra, artmakta olan nüfusun da su tüketimi üzerinde etkileri görülüyor. Raporda, Türkiye’de 73 milyon nüfus dikkate alındığında yıllık kişi başına düşen su miktarı yaklaşık bin 519 metreküp düzeyindeyken, 2030 yılında nüfusun 85 milyon olacağı varsayımıyla, kişi başına düşen yıllık su miktarının bin 120 metreküp düzeyine düşeceği öngörülüyor. Buna göre, kullanılabilen su kaynakları potansiyeli azalırken, Türkiye'nin su tüketim ihtiyacının önümüzdeki 25 yılda 3 kat artacağı uyarısı yapılıyor ve şöyle deniliyor: 

MARMARA, KÜÇÜK MENDERES VE ASİ'NİN SU FAKİRİ

"Çevresel etkenlerle kişi başına düşen kaliteli su miktarı tüm dünyada her geçen gün azalırken, Türkiye’nin de içinde bulunduğu Akdeniz Havzası iklim değişikliğinin etkilerinin en şiddetli hissedileceği yerlerden bir tanesi olarak göze çarpıyor. Türkiye’nin 25 su havzasından üçü, Marmara, Küçük Menderes ve Asi su fakiri, Meriç-Ergene Havzası ise su kıtlığı sınırına gelmiş durumda. Yakın gelecekte Seyhan ve Fırat-Dicle havzaları da iklim değişikliğinden olumsuz etkilenecek."

Rapor göre, Türkiye genelinde yıllık ortalama yağış miktarı 643 milimetre ile, 800 milimetre olan dünya ortalamasının altında kalıyor. Raporda yer alan verilere göre, Türkiye’de suyun yüzde 11’i sanayide, yüzde 15’i evlerde ve yüzde 74’ü tarımda kullanılıyor ve yıllık su tüketimi yaklaşık üç Büyükçekmece gölüne denk geliyor.

‘İŞ DÜNYASI OLARAK DAHA İYİ BİR SU GELECEĞİ İÇİN KATKIDA BULUNMAK İSTİYORUZ’

İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği Başkanı Galya Frayman Molinas da, iş dünyasının su konusundaki farkındalığını artırmayı amaçladıklarını vurguladı ve ekledi:

"Yakın gelecekte suya ilişkin ortaya çıkması beklenen sorunlara çözüm üretilmesine katkıda bulunmak en büyük gayemiz. Bunun için de çok taraflı işbirliği zeminlerinin oluşturulması gerekiyor. İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği olarak bir yandan su konusunda iş dünyasının farkındalığını artırmaya çalışırken, bir yandan su kullanımına ilişkin bazı tavsiyeler sunuyoruz."

Tarım, sanayi ve evsel kullanımlarda inovasyon ve teknoloji altyapısının geliştirilmesi gerektiğine dikkat çeken Molinas, ayrıca sanayinin üzerine düşen görevler arasında, üretim süreçlerinde iyileştirmeler, üretilen ürünlerde su ayak izi düşürme çalışmaları ve tüketicinin de bu ürünlerin kullanılmasında özendirilmesinin yer alıdığını belirtti.
Raporda, dünyada ve Türkiye’de suyun durumu, suyla ilgili genel eğilimler ve su yönetiminin yasal, kurumsal ve idari boyutunun ortaya koyulduğunu belirten Molinas, bu raporun, Türkiye ve bölge için çok iyi bir işbirliği ortamı ve geleceğe dönük deneyim paylaşımı örneği olarak yerini alacağını umduklarını ifade etti.

(OSS)