Gülseli KENARLI / İstanbul, 14 Ağustos () - İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) Başkanı Ömer Cihad Vardan, İtalya'nın dönem başkanlığında, Türkiye'nin hukuk, adalet, insan hakları ve hürriyetleri konularını içeren 23 ve24. fasılların açabileceğini söyledi.

Vardan, Türkiye'nin dünden bugüne çok ciddi yol katetiğini belirterek, "En son yaşadığımız yargı sistemindeki problemler bize bunu açıkça işaret ediyor. Bunların çözülmesi için de mutlaka bizim bu konuları konuşup neyse bu standartları ortaya getirmemiz, tatbik edebiliyor olmamız lazım" dedi.

'nın sorularını yanıtlayan Vardan, İtalya'nın dönem başkanlığında Türkiye'nin hukuk, adalet, insan hakları ve hürriyetleri konularını içeren 23 ve24. fasılların açılması konusunda, "Temel insan hakları ve hürriyetler konusu, aynı zamanda adalet ve yargı sistemini içeren bu 23 ve 24 nolu fasıllarında bir an önce açılması lazım. Bunu bu dönemde yapabiliriz diye düşünüyorum" dedi.

Avrupa Birliği tarafından, Türkiye açısında bu noktalarda bazı eksikliklerin olduğunun dile getirildiğini belirten Vardan, "bunları düzeltin" dediklerine dikkat çekti. Vardan, kendisinin İnsan Hakları Kurulu üyesi olduğuna da dikkat çekerek, "Türkiye bu alanda aslında çok mesafe katetti. Tabi ki eksikliklerimiz var. Dünle, bugünü karşılaştırdığımız zaman Türkiye hakikaten çok önemli bir yere geldi ama sonuçta eksiklerimizin olduğunu da bilmemiz lazım. En son yaşadığımız yargı sisteminde ki problemler bize bunu açıkça işaret ediyor. Bunların çözülmesi için de mutlaka bizim bu konuları konuşup neyse bu standartları ortaya getirmemiz, tatbik edebiliyor olmamız lazım" dedi.

"YENİ DÖNEM BAŞKANI İTALYA'DAN UMUTLUYUZ"
Bu fasılların İtalya'nın dönem Başkanlığı'nda açılmasını arzu ettiklerini ifade eden Vardan, şu konuların altını çizdi:

"Biz bu dönemde bunların açılmasını, insan temel hak ve hürriyetlerinin en geniş manada temsil edeceği bir düzenin kurulmasını, temel hak ve hürriyetler, yargı ve adalet sisteminin insanlar güven verici, yatırımların önünü açabilecek, insanlara hakikaten güven verici ortamın burada oluştuğunu teslim edici bir duruma gelmesi lazım. Bunları bu dönemde mutlaka açmamız gerekiyor. Konuşmakla bitmiyor, konuşuluyor, kabul görüyor. Biz icraatı görmek istiyoruz. Bu da önemli bir fırsat."

"BİZE ARTIK NİHAİ HEDEF VERİN DİYORUZ"
Başkan Vardan, Avrupa Birliği Komisyonu başkanlığına getirilen Jean Claude Juncker'in, önümüzdeki 5 yıl içinde hiç bir ülkenin AB'ye üye olamayacağını sözleriyle ilgili değerlendirmelerde bulunarak, "Bu aslında hoşumuza giden bir açıklama olmadı. Bizi de rahatsız eden bir açıklama oldu. Önümüzdeki süreçte bunu tamamlamış olsa dahi Türkiye, bu 5 yıl içinde Türkiye'nin üyeliğinin gerçekleşmeyeceği gibi bir realiteyle karşı karşıyayız" dedi ve ekledi:

"Biz zaten İKV olarak 'Bize artık bir nihai hedef, tarih verin' diyoruz. Hatta o 5 yıllık süreden öteye 2018'e kadar bütün bu fasılları açalım, müzakereleri tamamlayalım, ondan sonraki bir kaç yıllık süreç içinde gerekli hazırlıkları da neticelendirip 2023 yılında yani Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. kuruluş yıldönümünde artık Türkiye Avrupa Birliği üyesi olsun istiyoruz; bizim böyle bir söylemimiz var."

"VİZE BİLGİ SİSTEMİ BİZİM İÇİN GÜZEL"
Türkiye'nin 25 Eylül 2014 tarihi itibariyle, tüm Schengen Devletleri konsoloslukları Vize Bilgi Sistemini (VBS) uygulamasına geçecğine de işaret eden Vardan, "Siz önce bir İtalya'ya sonra Fransa'ya sonra başka bir ülkeye başvurduğunuzda, mevcut datalar belli bir yerde toplanmış ve paylaşılmış olacak. Bu tabi bizim için güzel bir sistem oldu. Biz çünkü 1963 Ankara Anlaşması'na göre Türk vatandaşlarına vize uygulanmaması gerektiğini düşünüyoruz. Ama sonuç itibariyle öyle bir geldiğimiz nokta var ki; bu noktada biz vize almak durumundayız, Schengen ülkelerinde her hangi birisine gitmek istediğimiz zaman vize almak durumundayız" dedi.

90 MİLYON EURONUN ÜZERİNDE VİZE BEDELİ
Vize için Türk halkının ciddi bedeller ödemek zorunda kaldığını belirten Vardan, "Türkiye'den bugün itibariyle yılda yaklaşık 700 bin adet Schengen Vizesi almak için müracaatta bulunuluyor. Bu müracaata ilişkin olarak; 60 euro gibi bir bedel ödeniyor. Sadece bunu ödemekle kalmıyorsunuz, bunun bir de aracı kurumlarla ilgili olarak ödenen bedeller var, 90 liralar civarında, daha fazla da olabiliyor kurumuna bağlı olarak. Bunu vermek durumunda kalıyorsunuz" dedi ve ekledi:

"Vize alabilmek için sizden bir de seyahat sigortası talep ediyorlar. Bu da yine 90-100 liralar civarında bedellere mal oluyor. Bir kişi bugün Schengen Vizesi'ne başvursa ve İstanbul içinde başvursa ya da Ankara'dan yani konsoloslukların bulundukları yerlere başvurup diğer seyahat harcamaları olmasa; 400 liralar gibi bir rakama mal oluyor. Yani 400'ü 700 bin ile çarptığınız zaman yaklaşık 280 milyon gibi yıllık bir bedelden  bahsediyoruz. Bu da nereden baksanız 90 milyon euronun üzerinde bir bedeldir. Bu hakikaten acı bir rakam. Eğer evraklar sizin burada Türkiye'de mevcudiyetinizi belgeleyen, hem medeni yapınızı, hem iş yapınızı, maddi imkanlarınızı belirleyen ana değişmeyen evraklar burada muhafaza edilecek. Bir kolaylık tabi ki bu."

"TÜRKİYE'YE KAÇIŞLARI NORMAL KABUL ETMEMİZ GEREKİYOR"
Vardan, vize konusunda dönemin AB Genişlemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn ile görüşüldüğünü belirterek, "O zaman 'biz vize muafiyeti istiyoruz; bizden bunu yapabilmek için ne istersiniz' dediklerinde 3 konu gündeme gelmiş. Bunlardan bir tanesi, biyometrik pasaport, geri kabul anlaşmasını imzalamamız, üçüncü konu ise entegre sınır sistemini çözmemiz" diye konuştu.

Entegre sınırlar konusunda,  Türkiye'nin geniş sınırları bulunduğuna ve bu sınırların önemli bir kısmının da problemli olduğuna dikkat çekerek, "Bu sınırlarımızın ötesinde ciddi savaşların olduğu düşünüldüğümüzde, buradan Türkiye'ye kaçışları da, gayet tabi olarak, normal bir şey olarak kabul etmemiz gerekiyor. Fakat bizim bunları muhkem hale getirmemiz gerekiyor. Bu anlaşmalarda bize bunu sağlayacak diye ümit ediyoruz" dedi.

"BU NEREYE GÖTÜRÜR İŞİ BİLEMİYORUZ"
Türkiye'nin, vize konusunda bu üç koşulu yerine getirdiğinde vize muafiyetinin de otomatik olarak gerçekleşmesini beklemesinin en doğal hakkı olduğunu savunan Vardan, "Burada belki Avrupa Birliği, 'geri kabul anlaşmasıyla ilgili bu sürece ne zaman başlanacak' diye sorulacak; 3 sene bir de 6 ay deneme çalışması var. Yani 3.5 sene gibi onun devreye gireceği süreyle entegre bir vize muafiyetini gerçekleştirebilirler gibi görünüyor. Ama biz o yetkinliğe daha önce sahip olabilirmişiz gibi de bir his var. Türkiye ve Avrupa Birliği arasından siyasi münazaralar var. Bu nereye götürür işi bilemiyoruz. İki tarafında ortak iradesinin bir yerde buluşması gerekir ki bu neticelensin" dedi.

"BU TÜRKİYE PROJESİDİR, SONUÇTA BİZ BUNU BİR ANDA BIRAKAMIYIZ"
Ömer Cihad Vardan, Başbakan Başdanışmanı Yiğit Bulut'un, "İlişkiler yeniden gözden geçirilmeli ve gerekirse AB ile yollar ayrılmalı" yolundaki sözleri hakkında değerlendirmelerde bulunarak şunları kaydetti:

"Sürecin hızlanmasını istiyoruz. Hızlanmasını ve neticeye ermesini istiyoruz. Biz de bir sivil toplum kuruluşu olarak ve bu alanda çalışan hakikaten münhasır bir kuruluş olarak Avrupa Birliği nezdindeki temaslarımızda bunları dile getirmeye çalışacağız. Aynı zamanda hükümetle olan temaslarımızda da bu konuyla ilgili bizim elimizden gelenleri yapmayı isteyeceğiz; aynı şekilde karşı taraftan da yapması gerektiği hususunda elimizden geldiği kadar lobi faaliyetlerimizi yürütmeye çalışacağız. Bu Türkiye projesidir, sonuçta biz bunu bir anda bırakamayız. Neticeye ermemiz lazım."

"YENİ ANAYASA İLE İLGİLİ ARTIK UZLAŞI SAĞLANMALI"
Sözlerini, "Önümüzdeki günlerde yeni bir hükümetimiz kurulacak, yeni bir başbakanımız olacak. Öncelikle arzu ettiğimiz konu yeni seçilen Cumhurbaşkanımızla beraber uyum içinde çalışacak bir hükümet olacağını ümit ediyoruz ki öyle gözüküyor" diye sürdüren Vardan, şöyle devam etti:

"Mutlaka eğitim sistemimizin, bürokratik sistemimizin ve yargı sistemimizin revizyonu konusunda, ülkemize katkı yapacak pozisyonda olmasını arzu ediyoruz. Yeni anayasayla ilgili artık bir uzlaşının sağlanıp, 1980 Anayasası'nın artık güncel hale getirilmesini ve bizim tüm halkımızın ihtiyacına cevap verir nitelikte olmasını arzu ediyoruz. Bu çözüm süreci de muhtemelen önümüzdeki günlerde hızlanacak. Burada da oldukça etkin olacaktır. Hepimizin bu yeni anayasayla ülkemizin gelişmesini göreceğini arzu ediyoruz."

(FOTOĞRAFLI)