TÜRKİYE İhracatçılar Meclisi Başkanı Mehmet Büyükekşi, ocak ayında yüzde 9.6 artışla 12 milyar 15 milyon dolarlık ihracat yapıldığını açıkladı.
TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, ocak ayı ihracat rakamlarını merkezi Gaziantep olan Güneydoğu Anadolu İhracatçı Birlikleri'nde düzenlenen toplantı ile açıkladı. İhracat rakamlarının açıklanacağı ve Gaziantepli ihracatçıların ödüllendirildiği törene; Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi, TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, milletvekilleri, bürokratlar ile sanayici ve işadamları katıldı.
Güneydoğu Anadolu İhracatçı Birlikleri Başkanı Abdülkadir Çıkmaz'ın bölgeden yapılan ihracata ilişkin bilgiler verdiği konuşmasının ardındın TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, ocak ayı ihracat rakamlarını açıkladı.
OCAK AYININ İHRACAT REKORU
Ocak ayında yapılan ihracatın geçen yılın aynı ayına göre yüzde 9,6 artışla 12 milyar 15 milyon dolar olduğunu ve bunun Cumhuriyet tarihinin yüksek Ocak ayı ihracat rakamı olduğunu ifade eden Büyükekşi, "Ocak ayında en fazla ihracatı, 1 milyar 589 milyon dolar ile hazır giyim ve konfeksiyon sektörümüz yaparken, otomotiv sektörümüz 1 milyar 587 milyon dolar ihracat ile ikinci, kimyevi maddeler sektörü ise 1 milyar 404 milyon dolar ihracat ile üçüncü sırada yer aldı. Ocak ayında en fazla ihracat artışını yüzde 64 ile tütün, yüzde 48 ile savunma ve havacılık, yüzde 40 ile süs bitkileri sektörü yakaladı" dedi.
EN FAZLA İHRACAT ALMANYA, IRAK VE İNGİLTERE'YE
Ocak ayında en fazla ihracatın Almanya, Irak ve İngiltere'ye yapıldığını anlatan Büyükekşi, "Almanya'ya ihracatımız geçen yılın aynı ayına göre yüzde 20 artarken, Irak'a ihracat yüzde 16, İngiltere'ye yüzde 18 artış gösterdi. Ocak ayında; Tayland'a ihracatımız yüzde 202, Katar'a yüzde 153, Ürdün'e yüzde 126, Letonya'ya yüzde 123, Suriye'ye yüzde 109, Fas'a yüzde 65, İsrail'e yüzde 45, Japonya'ya yüzde 40, İran'a ise yüzde 32 artış gösterdi. Ocak ayında AB'ye ihracatımız yüzde 13 artarak 5,4 milyar dolara yükseldi. Ortadoğu'ya ihracatımız yüzde 17 artışla 2,4 milyar dolara yükseldi. Kuzey Amerika'ya ihracatımız yüzde 18 yükselirken, BDT ülkelerine yüzde 4, Afrika'ya ise yüzde 2 artış gösterdi" diye konuştu.
EN FAZLA İHRACAT SAKARYA'DAN
Büyükekşi, en fazla ihracatın Sakarya'dan yapıldığını, Kocaeli'nden yapılan ihracatın ise azaldığını anlatarak şöyle devam etti:
"En fazla ihracat yapan ilk 10 ilimiz arasında ihracatını en fazla artıran ilimiz Sakarya oldu. Sakarya; ocak ayında ihracatını geçtiğimiz yıla göre yüzde 50 artırdı. Bu ilimizi yüzde 17 ihracat artışı ile İzmir ve yüzde 14 ihracat artışıyla İstanbul takip etti. İstanbul'un ihracat artış performansına çok yakın bir diğer ilimiz ise Denizli oldu. Ocak ayında Ankara'nın ihracatı yüzde 11, Manisa'nın ihracatı yüzde 10, Gaziantep'in ihracatı yüzde 7, Bursa'nın ihracatı yüzde 3 artı. Aynı dönemde Hatay'ın ihracatı yüzde 6, Kocaeli'nin ihracatı ise yüzde 22 geriledi."
2014 HEDEFİ 166,5 MİLYAR DOLAR
TİM Başkanı Büyükekşi, dünya ekonomisinin geçen yılı yavaş ve kademeli olarak kapattığını bu yıl için beklentilerin iyimser olduğuna dikkat çekti. Özellikle gelişmiş ülkelerde bu yıl iyi bir büyüme performansı beklendiğini anlatan Büyükekşi, "IMF ve Dünya Bankası, 2014 küresel büyüme tahminlerini yakın zamanda yukarı yönde revize etti. Son tahminlere göre dünya ekonomisinde bu yıl yüzde 3,1 büyüme bekleniyor. Bu rakam gelişen ülkelerde yüzde 5,1'e yükseliyor. Dolayısıyla özellikle gelişmiş ülkelerin büyüme beklentilerine ve artan talebe bağlı olarak, dünya ticaretinde de artış bekleniyor. ABD ve AB başta olmak üzere gelişmiş ülkelerdeki toparlanma sinyallerini lehimize çevirmemiz büyük önem taşıyor. Dünyadaki bu olumlu beklentilerin ihracatımıza pozitif yansıyacağına inanıyoruz ve 2014 yılı ihracat hedefimiz olan 166,5 milyar doları yakalayacağımızı düşünüyoruz" diye konuştu.
KURDAKİ DALGALANMANIN 3 SEBEBİ VAR
Bu yıl gelişmiş ülkelerin merkez bankalarının ekonomiler üzerindeki etkisinin belirleyici olacağına da vurgu yapan Büyükekşi şöyle devam etti:
"Avrupa, İngiltere ve Japonya Merkez Bankaları genişletici politikalarını sürdürüyor. Avrupa Merkez Bankası deflasyon endişesi, yüksek işsizlik ve büyümenin ivme kazanması amacıyla faiz oranlarını yüzde 0,25'e indirdi. Çin'in yeni nesil reformları ile piyasa ekonomisine geçişi hız kazandı. Bankacılık, emek piyasası ve kur rejiminde daha esnek uygulamalar, daha gerçekçi fiyatların oluşmasını sağlayacak. Hepinizin yakından takip ettiği gibi, ABD Merkez Bankası FED, parasal genişlemeden çıkışı Aralık ayında başlattı. 29 Ocak'ta ise aylık varlık alımlarını 10 milyar dolar daha azaltarak 65 milyar dolara indirdi. FED'in çıkış planını, Temmuz'a kadar tamamlaması bekleniyor. Parasal genişlemeden çıkışla birlikte daha değerli dolar, daha yüksek faiz oranları ve daha sıkı finansman koşulları oluşuyor. FED'in bu kararı, birçok gelişmekte olan ülkeyi olduğu gibi, Türkiye ekonomisini de etkiliyor. Biz de son zamanlarda bu etkiyi en fazla Türk lirasındaki değer kaybı ile yaşıyoruz. Kurdaki bu dalgalanmalara etki eden 3 etmen var. İlki FED'in kararları. Bunun yanında Merkez Bankası politika ve açıklamaları ile güncel siyasi gelişmeler de döviz kurlarını etkiliyor. Merkez Bankası 28 Ocak gecesi, döviz kurlarını sakinleştirme adına yüksek ve kapsamlı faiz artışına gitti. Merkez Bankasının bu kadar yüksek bir faiz artışı yapması başta KOBİ'ler olmak üzere tüm şirketlerin borçlanma maliyetlerini ciddi oranda artıracak. Büyümede ve istihdamda yavaşlama olabileceğinden endişe ediyoruz. Bu da bize gösteriyor ki; Merkez Bankası gelişen olaylar karşısında zamanında daha proaktif davranmalı. Her halükarda, bu faiz artışının orta vadede piyasalardaki dalgalanmayı azaltarak ihracatçımızın önünü daha rahat görmesine yardım etmesini ümit ediyoruz. Bu noktada paniğe gerek olmadığına inanıyoruz. Kısa vadeli dalgalanmaların piyasaların doğasında olduğunu bir kere daha hatırlatmak istiyor ve Türk Lirası'nın değerini eninde sonunda bulacağına da inanıyoruz."
FİRMALARA İHRACAT ÇAĞRISI
Döviz riski bulunan ihracatçıların bu riskten korunmaya yönelik önlemleri dikkatlice değerlendirmelerini öneren Büyükekşi, ihracatçı firmalardan kısa vadeli nakit akışına ve likidite yönetimine önem vermelerini tavsiye etti. Yabancı kaynak kullanımının sıklaştığını ve daha pahalı hale geldiğini dile getiren Büyükekşi, dış pazarlardaki fiyat baskısı, üretim maliyetleri ve verimliliğe her zamankinden daha fazla önem vermek gerektiğine dikkat çekti. İhracatçıların daha dikkatli olmaları gereken bir dönemden geçtiklerini bunun nedeninin de tüm ülkelerin bu yıl ihracatını artırma gayreti içine girmesinden kaynaklandığını ifade eden Büyükekşi, "Dışarıda rekabet daha da keskinleşecek. İçeride ise ihracat, bugüne kadar hiç olmadığı kadar önemli bir hale geldi. Bu yıl büyümenin ağırlığı iç tüketimden ihracata kayacak. Cari açıkta düzelme devam edecek. Biz bu noktada tüm sanayicilerimizi mutlaka ihracata yönelmeye davet ediyoruz. Bu yıl ihracat yapmayan firmalar da ihracat yapsın. Firmalarımız baş hedefleri arasına ihracatı alsın. Pazar araştırmasına daha fazla yönelsin, seyahatlere, ticaret heyetlerine öncelik versin. Tabiri caizse bu yıl dünyayı ihracatla yeniden keşfedelim" dedi.
HEDEFLERDEN VAZGEÇİLMEDİ
Türkiye'nin son yıllarda büyük çabalarla elde ettiği kazanımlarının belirsiz müdahalelerle kaybetmeyi hak etmediğini ve enerjinin kısa vadeli kısın çekişmelere harcandığına işaret eden TİM Başkanı Büyükekşi şöyle devam etti:
"Halbuki bizim büyük resmi görmeye devam etmemiz gerekiyor. Okyanusları aşıp, derede boğulmayalım. Uzun vadeli hedeflerimize inanmaya, ve onların peşinden koşmaya devam edelim. İşte bu yüzden ülkemizin geleceğine yön veren ihracatçılara, işadamlarına büyük iş düşüyor. Bizler ajandamızı değiştirmiyoruz. Türkiye potansiyelinden hiç bir şey kaybetmedi. Türkiye hedeflerinin hiçbirisinden vazgeçmedi. Bizim hedeflerimiz belli; 2023 yılında 500 milyar ihracat, 2 trilyon dolar milli gelir. Reçetemiz de belli: İhracata dayalı; inovasyonla, tasarımla, markalaşmayla ve Ar-Ge'yle büyüyen yüksek katma değerli, inovasyon odaklı bir ekonomiye geçmek. İşte bu yüzden ekonomik modelimizi teknoloji ve bilgi rekabetine uygun şekilde güçlendirmemiz büyük önem ve aciliyet taşıyor. Ancak bu şekilde Türkiye, yine tüm dünyadan pozitif anlamda ayrışacak bir hikaye ortaya koyabilir. Yeter ki ihracatımızın üretim yapısını ve yönünü yüksek katma değer üretme yönüne çevirelim. Türkiye markasını güçlendirmeye devam edelim."