Gülseli KENARLI / İstanbul, 15 Mayıs () - TÜRKİYE İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) Hanehalkı İşgücü İstatistikleri verilerine göre işsizlik oranı Şubat döneminde 10.2 ile iki haneli düzeyde kaldı.

Ocak, Şubat ve Mart aylarını kapsayan Şubat dönemi verileri, işgücüne katılımın 2012 yılından bu yana ilk kez yüzde 50'nin de altına inerek, yüzde 49.1'e gerilediğini gösterdi. İşgücüne katılma oranı erkeklerde yüzde 70.0 olarak belirlenirken, kadınlarda ise yüzde 28.7 ile yüzde 30'un dahi altında kaldı.

DİSK Araştırma Dairesi Başkanı Dr. Ferit Serkan Öngel, işgücüne katılım oranının Türkiye'nin yapısal farklılıklarından bir tanesi olduğuna dikkat çekerek, iş gücüne katılım oranının Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde ortalama yüzde 78 seviyelerinde gerçekleştiğine dikkat çekti ve ekledi:

"Eğer Türkiye'de işgücüne katılım oranı AB düzeyinde olsaydı 10 milyon kadar bir işsizlik rakamı olacaktı. Bu da işsizliği çok yüksek seviyelere çıkaracaktı. Böyle bu durumda işsizlik yüzde 30'a varacaktı. Türkiye'de mevcuttaki iş gücü kapasitesi belli. Bunu temel bir problem olarak algılamak gerekiyor. En önemli yapısal problem iş gücüne katılım yani insanların yeni iş talep etmesi. Böyle bir taleple işsizlik oranlarının yüzde 30'lara vurması mümkün."

"İŞSİZLİK VERİLERİNİ DAHA DA YUKARIYA ÇEKECEKTİR"
Serkan Öngel, Türkiye'de ki çalışma şartlarının zorluğunun altını çizerek, "Haftada AB ortalamasından 12 saat fazla çalışıyoruz. Türkiye'de çalışma standartlarının AB ortalamasına çekilmesi gerekiyor. AB'de insanlar haftalık ortalama 42 saat çalışıyor, Türkiye'de ise bu 52-53 saat. İş gücüne katılım oranındaki düşüş Türkiye açısından çok derin bir problem. İşgücünün yarısından çoğunun çalışmadığı bir durumdan bahsediyoruz. Kışın daha mevsimsel olarak düştüğünü görüyoruz. İş gücüne katılım artması ile işsizlik verilerini daha da yukarıya çekecektir" diye konuştu. 

"NİYE ÇALIŞAYIM?" SORUSU
'nın sorularını yanıtlayan Marmara Üniversitesi Çalışma Ekonomisi öğretim üyesi Doç. Dr. Özgür Müftüoğlu da, işsizlik düşük göründüğünmesine karşılık göreceli olarak yükseldiğine dikkat çekerek, "İş gücüne katılım düşüyorsa, insanlar artık yavaş yavaş çalışma hayatından çekiliyor diyebiliriz. Bunun nedenleri; ücretler son derece düşük ve çalışma koşullarının ağır olması. İşçiler, çalışmanın maliyeti karşılayamayacak hale geldi. Bir işçi karnını doyuracak, temel ihtiyaçlarını karşılayacak ve ertesi gün tekrar çalışmaya başlayacak gücü bulmalı. Artık 'niye çalışayım' sorusu başladı" dedi.
 
"KADINLARI UCUZ İŞ GÜCÜ OLARAK ORTAYA KOYUYOR"
Müftüoğlu, kadınların iş gücüne katılım oranının çok düşük olduğunu belirterek, "Kadınların özellikle ev içindeki işi dışında dışarıda da çalışması, yaşam maliyetlerini karşılayamamaları durumuna getirdi" ve şöyle devam etti:

"Çocuğunu kreşe gönderecek ama aldığı ücret kreşi karşılanmıyor. Kadını eve hapseden politikaların etkili olduğunu görebiliriz. Çok çocuk  yapılması söylemleri kadını evde oturmaya yönlendiriyor. 2008 yılında bu yana kadınları istihdama katma konusunda politikaları var ama kadını evde oturmaya yönelten uygulamalar var. Bu durum toplumsal olarak çok ciddi bir sorunumuz. Kadınlar açısında cinsiyet ayrımcı bir duruma doğru gidiyor. Özellikle 2008 krizinden sonraki dönem, kadınları ucuz iş gücü olarak ortaya koyuyor. Bu da kadınları evde oturmaya yönlendiriyor."

YENİ DÜZENLEMELER KAFALARI KARIŞTIRDI
Hanehalkı işgücü araştırmasında 2014 Şubat dönemiyle birlikte Avrupa Birliği'ne tam uyumun sağlanmasına yönelik yeni düzenlemelere geçildi. Bu düzenlemelere göre, anketin referans haftası ve işsizlik kriterinde iş arama süresi değişti, yeni nüfus projeksiyonu ve idari bölünüş temel alındı. Mevsimsellikten arındırılmış işsizlik oranı ise bir önceki aya göre 0.1 puan azalarak yüzde 9.1 olarak gerçekleşti.

Bahçeşehir Üniversitesi öğretim üyesi ve BETAM Başkanı Prof. Dr. Seyfettin Gürsel ise işsizlik rakamlarındaki yeni tanımlamalara dikkat çekerek, bu tanımlamalarla mevsim etkilerinde arındırılmış rakamlarda yükselmeler olduğunu belirterek, "Bir dizi kriter değişti. Hem işgücüne katılım oranlarında hem de istihdamda sıra dışı bir artış söz konusu" dedi ve ekledi:

"Aralık ayından bu yana rakamlarda bir kırılma görülüyor. Tarım ve sanayide bir sıçrama var. İşsizlik rakamları mevsimsellikten arındırıldığında istihdam ve işgücüne katılımda artış olduğu görülüyor. Bir süre daha verilerin oturmasını bekleyeceğiz. Ne oldu da birden biri iş gücünde artış oldu yanıt bulmak zor. Biraz özel bir durum var. Esas olarak son 3 ayda iş arayanlar işsiz olarak tanımlanıyordu. Bu son bir aya çekildi. Böylece, AB standartlarıyla uyum sağlanmış oldu. 2013 nüfus projeksiyonuna göre düzenlendi, kır kent tanımı yeniden yapıldı." 

(OSS)