İSTANBUL, 16 Haziran () - TÜRKİYE Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Enstitüsü'nün (DİSK-AR) hesaplamaları, işsizliğin tek haneli rakamlara, hesaplama yönteminin değişmesiyle gerilediğini ortaya koydu.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Hanehalkı İşgücü Anketi'nde hesaplama yöntemini değiştirdiği Mart döneminde işsizlik oranı, 9.7 olarak açıklandı.

DİSK-AR'dan yapılan açıklanamada yer alan verilere göre, TÜİK'in yeni hesaplama yöntemi ile resmi işsizlik oranı "bir kalem hareketi ile" 0.7 puan gerilerken, işsiz sayısı da, olması gereken düzeyden 305 bin kişi azaldı.

DİSK-AR'ın değerlendirmesinde, Mart 2014 dönemi için işsizlik oranı geçen yılın Mart dönemine göre, 0.3 puan artış gösterdi ve yeni seriye göre, yüzde 9.7 oldu. Buna göre, söz konusu veriler eski seriye eklenseydi, resmi işsizlik oranı yüzde 10.4 ve işsiz sayısı da 3 milyon 52 bin olacaktı.

HESAPLAMADA Kİ DEĞİŞİKLİK
TÜİK yeni yöntemi ile işsiz sayısını 3 milyonun altında gösterdiği, işsizlik oranınıda çift haneden kurtarıldığı vurgulanan değerlendirmede hesaplama ile ilgili şu ayrıntılara yer verildi:

"Oysa Türkiye'de işsizlik gerçeğinde bir değişiklik olmadı. Sadece işsizlik daha da gizlenmiş oldu. Örneğin; son 1 aydan 3 aya kadar başta umutsuzluk olmak üzere çeşitli nedenlerle iş arama kanallarından birini kullanmayan ancak işe başlamaya hazır olanlar önceki hesaplamalarda işsiz kategorisinde değerlendirilirken yeni seride istihdamda kabul edilmiyorlar. Mart 2014 döneminde umudu olmadığı için ya da diğer nedenlerle son 1 aydır iş arama kanallarını kullanmayan ve işe başlamaya hazır olduğu halde bu nedenle işsiz sayılmayanlar (umutsuzlar) da dahil edildiğinde işsizlik oranı yüzde 9.7 değil, yüzde 17, işsiz sayısı da 2 milyon 747 bin değil, 5 milyon 238 bin kişi olarak gerçekleşti. Kendine uygun tam zamanlı bir iş bulamadığı için haftada bir saat bile olsa karın tokluğuna çalışanların, çalıştığı işten memnun olmayıp değiştirmek isteyenlerin sayısı 1 milyon 281 bine ulaştı. Çaresizler, umutsuzlar ve resmi işsizlerin toplam sayısı 6 milyon 519 bindir. Geniş istihdam içindeki payı ise yüzde 21.2'dir."

"NE İŞ OLSA YAPARIM"
DİSK-AR'ın değerlendirmesinde, Türkiye'de haftalık çalışma sürelerinin diğer ülkelere göre çok daha yüksek olduğu, Avrupa Birliği ülkeleri ile kıyaslandığında haftalık çalışma sürelerindeki farkın 12 saati bulduğu belirtildi.

Buna göre, Türkiye'de 5 kişinin yapacağı işi 4 kişi yaptığı, bir yandan işgücüne katılım oranlarını yükseltilirken, öte yandan işsizlik verileri ile mücadele etmenin yegâne yolunun, gelir kaybına yol açmaksızın haftalık çalışma sürelerini azaltmaktan geçtiğine vurgu yapıldı ve şu ifadelere yer verildi:

"Buna karşın hükümet ve sermaye çevreleri işsizlik verilerindeki artışı, istihdam yapısının niteliğini bozarak, yani yoğun çalışma koşulları altında, daha esnek ve güvencesiz çalışma biçimlerini yaygınlaştırarak durdurmanın reçetelerini topluma sunmaktadır. Hükümet işveren çevrelerinin taleplerini Ulusal İstihdam Strateji Belgesi ile programlaştırmıştır. Ucuz işgücü için, taşeron çalışmayı yaygınlaştırmayı, kıdem tazminatını fona devrederek ortadan kaldırmayı, kölelik bürolarını hayata geçirmeyi hedefleyen bu belge hükümetin gündemindedir. İşsizlikle mücadeleyi, çalışma Koşullarını kötüleştirerek, ücretleri düşürerek çözmeye çalışan bu anlayışa karşı durulmalıdır. Bu stratejinin sonuçları Soma'da acı bir biçimde görülmüştür. Bu strateji işsizliğin 'ne iş olsa yaparım' başlığı altında gizlenmesi, işletmelerin karını insanların yaşamının önüne alma stratejisidir."

İŞSİZLİKLE MÜCADELE ÖNERİLERİ
İşsizlikle gerçek mücadele konusunda da değerlendirmeler yapan DİSK-AR, hafatalık çalışma süreleri, yıllık izinler, iş güvencesi, taşeron ve kayıt dışı istihdama kadar birçok konuda şu önerilerde bulundu:

- Haftalık çalışma süresi gelir kaybı yaşanmaksızın 37.5 saate, fazla mesailer için uygulanan yıllık 270 saat sınırı, 90 saate düşürülmelidir.
- Herkese en az 1 ay ücretli izin hakkı tanınmalıdır.
-Herkes için iş güvencesi ayrımsız bir biçimde uygulanmalıdır.
- Sendikal hak ve özgürlükler güvence altına alınmalı, sendikal barajlar kaldırılmalı, herkesin sendika hakkını özgürce kullanabilmesi için gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
- Kamu girişimciliği ve hizmetleri istihdam yaratacak şekilde yeniden ele alınmalıdır.
- Kamuda personel açığı derhal kapatılmalıdır.
- Taşeronlaşma ve kayıt dışı istihdam engellenmelidir.
- Kadın istihdamının artırılması ve işsizliğinin azaltılması için işgücü piyasalarındaki cinsiyetçi uygulamalara son verilmeli, ev içi bakım hizmetleri devletin gereken nitelikli, yaygın ve ücretsiz bakım hizmetlerini sağlaması ile kadının üzerinden alınmalıdır. 
- Kadın erkek ayrımı yapmaksızın 50 çalışanın üstündeki her iş yerinde kreş açılmalı, devlet kreşlerinin çocuklar için yaş sınırı olmadan, ücretsiz ve 7/24 açık olmalı, yaşlı ve hastalar için, yine ücretsiz, 7/24 açık, çalışanlarının yarısı erkek olan bakım evleri açılmalıdır.