İSTANBUL, 13 Mayıs () - ÜRETİCİLER, Türkiye'de et üretiminde verimlilik ve fiyat istikrarı için besicilikte süt ırkı hayvanlardan, et verimi yüksek hayvanlara dönüşümün desteklenmesini istiyor.

Hayvancılık sektörünün istikrar kazanması, besi sığırcılığının gelişimi için yapılabilecekleri konuşmak üzere Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi Hayvan Besleme Beslenme Hastalıkları Anabilimdalı tarafından düzenlenen Besi Sığırcılığı Sempozyumu, Antalya Papillon Zeugma Otel’de gerçekleşti.

Kamu, üniversite, sivil toplum kuruluşları ve özel sektörün buluştuğu sempozyumda sektörün sorunları ve çözüm önerileri masaya yatırıldı. Sempozyumda başkanlığını Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Biricik’in üstlendiği Türkiye’de Besi Sığırcılığının Dünü, Bugünü ve Yarını başlıklı panelde bir konuşma yapan Ulusal Kırmızı Et Konseyi (UKON) Yönetim Kurulu Başkanı ve Türkiye Kırmızı Et Sanayicileri ve Üreticileri Birliği Derneği (ETBİR) Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Bılıkçı, sektörün sorunları ve çözüm önerilerine açıklık getirdi.

Türkiye’de hayvancılığın en önemli sorununun kırmızı et üretiminin temeli olan besiciliğin süt hayvanlarıyla yapılması olduğuna dikkat çeken Mustafa Bılıkçı, "Besici yüksek maliyetle ve et verimi düşük üretim yapıyor" dedi ve ekledi:

"Kesimhaneye sevk edilecek hayvanların karkas randımanları düşük. Üretim tesislerinde parçalamaya alınan bu süt ırkı hayvanların kemik oranlarının yüksek olması üretim tesisine zarar veriyor. Bu düşük verimliliğin sonucu üretim maliyetleri her kademede biraz daha artıyor ve et tüketiciye daha pahalıya ulaşıyor. Bütün bu nedenlerle et üretimi ve süt hayvancılığı arasında denge korunmalı. Et üretiminde kullanılan materyal süt ırkı besilik hayvanlara takviye olarak kombine ırk besilik hayvanlara ağırlık verilmeli. Kırmızı et üretiminin besi ırkı/kombine ırk büyükbaş hayvanlarla yapılması için daha fazla vakit kaybetmeden ırk dönüşümü sağlanmalı. ETBİR olarak uzun yıllardır bu talebi her platformda dile getiriyoruz, önümüzdeki dönemde de çalışmalarımıza devam edeceğiz."

BREZİLYA VE ARJANTİN BİZİM İÇİN ÖRNEK OLABİLİR

Bılıkçı, Brezilya ve Arjantin gibi ülkelerin uzun vadeli planlama ile dünyanın en büyük et üreticileri haline geldiğini belirtti. Bu ülkelerin önce yem, sonra damızlık sorununu çözüp, besilik ırklarını geliştirerek en büyük et tedarikçileri olduğuna dikkat çeken Bılıkçı, Türkiye'nin de planlarını uzun vadeli yapıp, kombine ırklar yaratıp yaygınlaştırması gerektiğini söyledi.

Bu konudaki projelere de değinen Bılıkçı, sütçü ırk hayvanları aşılama yöntemi ile doğacak hayvanların kombine ırk olmasını sağlamanın bir öneri olduğuna dikkat çekti. Bir başka projenin ise yurtdışından damızlık kombine hayvan getirip çoğaltmak olduğunu söyleyen Bılıkçı, bu anlamda simmental ırkın hem et hem süt bakımından verimli kombine bir ırk olduğunu ifade etti. Bılıkçı, Türkiye’nin bu dönüşümü başardığı takdirde en büyük et ihracatçısı olmaması için hiç bir neden bulunmadığını bildirdi.

TÜKETİCİ DAHA UCUZ ETE ULAŞABİLİR

Kırmızı et fiyatlarının yüksekliğinin tüketimin artmasının önündeki en büyük engeli oluşturduğunu belirten Bılıkçı, "Tüketimin artması için üretimi yani arzı artırmamız gerekiyor" dedi. 2013 yılı TÜİK verilerine göre 996 bin 125 ton kırmızı et üretildiğine değinen Bılıkçı, Türkiye’de son yıllarda düzenli olarak artış kaydeden üretimin daha da artarak, öncelikle kendine yeten, daha sonra ihraç eden bir ülke konumuna gelinmesi gerektiğini belirtti.

KÜÇÜKBAŞ HAYVANCILIK SEKTÖRÜ GELİŞTİRİLMELİ

Bılıkçı, kırmızı et arzını ve tüketimini artırmak ve makul fiyat politikalarına ulaşabilmek için büyükbaş hayvancılık kadar küçükbaş hayvancılığı da ülkemizde geliştirmemiz gerektiğine dikkat çekti. Ülkemizdeki kırmızı et üretiminin yüzde  80’lik kısmı büyükbaş hayvanlardan yüzde 20’lik kısmının ise küçükbaş hayvanlardan karşılandığını söyleyen Bılıkçı şunları söyledi:

"Geçmişte Türkiye nüfusu kadar küçükbaş hayvan bulunurken bu rakam yıllar içinde hızla düştü. TÜİK’in açıkladığı 2013 yılı hayvansal üretim istatistiklerine göre yıl sonu itibariyle sığır sayısı 14 milyon 415 bin baş, koyun sayısı 29 milyon 284 bin baş, keçi sayısı ise 9 milyon 226 bin baştır. Ülkenin coğrafi şartlarının küçükbaş beslemeye daha elverişli ve bu imkanlarla besleme maliyetinin de daha düşük olması avantajı değerlendirilerek koyun ve keçi yetiştiriciliğine yönelmek ve orta vadede ülke nüfusu kadar küçükbaş hayvan sayısı hedefine ulaşılmalıdır."

ULUSAL KIRMIZI ET KONSEYİ ÇALIŞMALARINA DEVAM EDECEK

Ulusal Kırmızı Et Konseyi’nin de başkanlığına seçilen Mustafa Bılıkçı, UKON’un 2013 yılında oluşturduğu çalışma programına 2014 yılında da geliştirerek devam edeceğini belirtti. Bu kapsamda yapılacak çalışmaları Bılıkçı şu şekilde özetledi:

"Yem bitkileri üretiminin geliştirilmesi, kombine ırkların ülke geneline yaygınlaştırılması, mezbahaların modernizasyonu, karkas sınıflandırma sisteminin oluşturulması, Küçükbaş hayvancılığın ülkemizin et ihtiyacının yüzde 30’unu karşılayacak düzeye getirilmesi, sağlıklı kırmızı et tüketiminin artırılması başlıklarında çalışmalar yürütülmüş ve bu çalışmalar bizim dönemimizde de devam ettirilecektir. Konseyimiz bünyesinde Araştırma ve Danışma Kurulunun çalışmalarını devam ettirerek kırmızı et sektörüne ilişkin stratejik plan ve projeler hayata geçirilecektir. Ayrıca kombine ırkların ülke geneline yaygınlaştırılması ile ilgili olarak tüm kesimler ile görüşmeler yürütülecek bunun sonucunda konunun bilimsel olarak ele alınacağı bir Ulusal Kırmızı Et Zirvesi düzenlenecektir. Kırmızı et tüketimin artırılmasına ilişkin olarak geniş çaplı bir Kırmızı Et Tüketici Eğilimleri anket çalışması yürütülecek, ortaya çıkacak veriler ışığında başta kamu spotu olmak üzere çeşitli kampanyalar gerçekleştirilecektir."

(OSS)