MUĞLA’nın Milas İlçesi’ndeki Kemerköy ile Yatağan’daki termik santrali ve Güney Ege Linyitleri İşletmeleri’nin (GELİ) özelleştirme programına alınmasının ardından Maden-İş ve Tes-İş Sendika başkanları, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile görüştü. Görüşmede Erdoğan’ın 'özelleştirme kararından vazgeçmenin mümkün olmadığı' cevabı, işçileri hayal kırıklığına uğrattı.
Muğla’daki üç termik santralin özelleştirme kapsamına alınmasının ardından maden ve enerji işçileri eylemler yapıp, tepkilerini Ankara’ya kadar yüreyerek gösterdi. Yatağan Maden-İş ve Tes-İş sendika başkanları, önceki gün Marmaris’i ziyareti sırasında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Grand Yazıcı Turban Hotel’de bir saat süren yemekte biraraya geldi.
Maden-İş Sendikası Yatağan Şube Başkanı Süleyman Girgin, Başbakan ile yaptıkları görüşmeyle ilgili yaptığı yazılı açıklamada, şunları kaydetti:
“Başbakan ile Marmaris’te bir görüşme gerçekleştirdik ve ihalenin iptal edilmesini istedik. Görüşmede işyerlerimizin ekonomik anlamda yöremize ve ülkemize sağladığı katkıları, insanların çektiği cefayı, santrallerin özel sektörün insafına terk edildiği takdirde 2006 yılındaki gibi 13 ilin karanlıkta bırakıldığını, bölgemizin turizm bölgesi olduğunu, yaşanan özelleştirme uygulamalarında işçilerin yaşadığı dramları, işyerlerimizin karlı işyerleri olduğunu ve santral ve kömür ocaklarımızın mutlaka kamu eliyle yürütülmesi gerektiğini, halkla bütünleşen bir mücadele süreci yaşanmakta olduğunu belirttik.”
'BEDEL GEREKİYORSA EN AĞIRIYLA O BEDELİ ÖDERİZ'
Erdoğan'dan olumsuz yanıt aldıklarını ve mücadele neyi gerektiriyorsa ona yapmaya devam edeceklerini belirten Girgin, şunları ifade etti:
“Başbakan, devletin ekonomik hayattan çekilmesi yönünde politikalar uyguladıklarını, Yatağan ve Milas’taki mevcut durumu değerlendirdiklerini, alınan karardan vazgeçmenin şu aşamada mümkün olmadığını söyledi. Ancak yeterli teklif gelmediği takdirde, yeterlilik ile ilgili sorun çıktığında ya da değerinde teklif gelmediğinde ihalenin iptal edilebileceğini veya imza atmayıp ihaleyi erteleyebileceklerini belirtti. Biz de bu cevabın işçi arkadaşlarımızı tatmin etmeyeceğini, Anayasal haklarımızı kullanmaya devam edeceğimizi ve konunun yeniden değerlendirilmesini başbakandan isteyerek görüşmeden ayrıldık. İşçiler olarak mücadele neyi gerektiriyorsa onu yapmaya devam edeceğiz."
DİYALOG KAPISINI AÇIK TUTMALIYIZ
Özelleştirmeye karşı sürdürdükleri mücadelenin iki ayak üzerinde durduğunu belirten Girgin, açıklamasını şöyle bitirdi:
"Bunlardan biri eylem diğeri diyalogdur. Sadece meydanlarda eylem yapalım, gerekirse çatışalım, yaralanalım, ölelim ama gene de 'diyalog yolunu kapalı tutalım' diye kendi tabanımızdan bir talep gelirse buna da varız. Ancak direniş mücadelemizi akılcı bir şekilde ve cesaretle yürütmemiz gerekiyor. Aklımız bize şu an diyalog kapısını açık tutmamız gerektiğini söylüyor. Bizim için başarı, bu mücadeleyi hiçbir arkadaşımızın burnunu bile kanatmadan zafere ulaştırmaktır. Daha önceden almış olduğumuz eylem kararlarını uygulamaya devam edeceğiz. Ama şunu herkes bilsin: Bu mücadele için bir bedel ödenmesi de gerekirse en ağırıyla o bedeli ödemesini de biliriz".