Bu baskı özellikle kamudan daha fazla altın alması veya okyanus ötesindeki yatırımlarını ülkeye geri getirmesi yönünde baskı gören Avrupa bankalarında daha net hissediliyor.

Altın on yıllar boyunca küresel para politikasında çok önemli bir rol oynamadı ve merkez bankası yetkilileri her ne kadar parasal genişleme yılları boyunca altının sembolik cazbiesini kullanarak halkla bir bağ yaratmaya çalışsalar da sarı metalin para politikasındaki rolünün sınırlı kalmasını umut ediyor.

Pazar günü İsviçre’de gerçekleştirilecek referandumda seçmenlerin merkez bankası tarafından şiddetle karşı çıkılan popülist girişimin lehinde oy kullanırsa İsviçre Merkez Bankası (SNB) altın varlıklarını 2 katından fazlasına çıkarmak zorunda kalabilir ve ayrıca bu altın varlıklarını satması yasaklanabilir.

“İsviçre Altınlarımızı Kurtarın” ismi altında yürütülen kampanyanın başarılı olması durumunda SNB’nin 5 yıl içerisinde varlıklarının beşte birini altın olarak elinde bulundurması gerekecek. Oylama aynı zamanda bankanın bu altınları satmasını yasaklarken, okyanus ötesinde tutulan İsviçre altınlarının da ülkeye geri getirilmesi şartını koşuyor.

Yapılan anketler her ne kadar kampanyanın başarısızlıkla sonuçlanacağını gösterse de bu girişim sembolik olarak Avrupa’nın bazı bölgelerinde altına dair bir nostalji oluştuğunu da ortaya koyuyor. Avrupa’da yavaşlama yaşayan ekonomilerin merkez bankaları parasal genişleme gibi radikal önlemlere başvururken, özellikle Almanya ve İsviçre gibi ülkeler bu adımların çok riskli oldğunu savunuyor.

Almanya Merkez Bankası Bundesbank geçtiğimiz yıl aldığı bir kararla ABD ve Paris gibi yerlerde bulunan Alman altınlarını yeniden ülkeye geri getirdi.

Bundesbank bu kararın kendi özerklikleri çerçevesinde herhangi bir baskı altında veya halkla ilişkiler kampanyası amacıyla yapılmadığını söyledi. Buna rağmen banka altın barlarını fotoğrafçılara ve TV’lere gösterirken, bir festivalde de sergiye sundu.

Bundesbank, Avrupa Merkez Bankası tarafından yönetilen Euro Bölgesi’ne girdiği 1990’lı yıllardan bu yana kendi para politikasını yapmadı. Bundesbank Başkanı Jens Weidmann, AMB’nin politika komitesinde görev yaparken, bankanın birçok ekonomik teşvik önlemlerine de karşı çıktı.