İddiaya göre, ikiz çocukları G. ve Y.A.'yı özel bir kreşe gönderen öğretmen 33 yaşındaki Iraz Ç., okuluna giderken kreşe uğradı. Müdür odasında otururken, güvenlik kamerası ekranına yemekhanenin görüntüsü yansıdı. Anne Iraz Ç., kreşte görevli öğretmenin çocuklarına art arda kaşıkla yemek verip yutmasını beklemediği, kulağını çekip, kafasına vurduğunu ve kaşığı zorla ağzına sokarak yemek yedirmeye çalıştığını görünce şoke oldu. Hemen yemekhaneye giden Iraz Ç., çocuklarını alarak kreşten ayrılıp polise gitti ve şikayetçi oldu. Şikayet üzerine incelenmek üzere kamera kayıtlarına el konuldu.
İkizlerin babası 33 yaşındaki Metin Ç., "Eşim, çocuklarımıza işkenceyle yemek yedirildiğini görmüş. Kreşin yetkilisine, 'Bu nasıl olur?' diye sorduğunda ise 'Bunda ne var ki?' cevabı verilip hafife alınmış. Demek ki çocuklarımıza daha neler yapılıyor? Bunu da olaydan önceki günlere ait kamera kayıtlarının incelenmesi sonucu öğreneceğiz" dedi.
DAYAK YEDİKLERİNİ SÖYLÜYORLARDI İNANMIYORDUK
Çocuklarının kreşte gördüğü baskı ve şiddet nedeniyle yemek yerken zorlandıklarını anlatan baba Metin Ç., "Çocuklara bu şekilde davranan her kim olursa olsun cezalandırılmasını istiyoruz. Bizler çocuklarımızı uygun ortamda büyüsün, eğitim alsın diye önemli paralar vererek bu tür yerlere bırakıyoruz. Ama görünen o ki çocuklar eğitim yerine şiddet görüyor" diye konuştu. Çocuklarının Metin Ç., yaşadıklarını şöyle anlattı:
"Eşim de çalıştığı için çocukları 4 ay önce kreşe verdik. Burada eğitim aldıklarını ve aile ortamında büyüdüklerini düşünüyorduk. Çocuklarımız bazı akşamlar, dayak yediklerini ve şiddet gördüklerini anlatıyordu. Biz de, kreşe gitmemek için böyle davrandıklarını düşündük. Oysa çocuklar doğru söylüyormuş. Eşim çocukların gördüğü şiddete şahit olmasa, böyle devam edecekti. Şimdi çocuklarımıza annem bakıyor. Bu olayda suçu bulunanların cezalandırılması için sonuna kadar mücadele edeceğiz. Polise ve savcılığa başvurularımızı yaptık."
Savcılık olayla ilgili inceleme başlatırken, özel kreşin yetkilileri ise iddialar konusunda konuşmayıp, avukatlarının gerekeni söyleyebileceğini konunun adliyede olduğunu, görüntü kayıtlarını hiçbir çekince duymadan kendilerinin verdiğini belirtmekle yetindi.
