Öğrenciler, mağdur edildiklerini savunup aynı üniversite tesislerinde, garantör üniversitelerin adı altında, FETÖ bağlantısı olmadığı belirlenen mevcut öğretim üyeleri veya garantör üniversitelerin öğretim üyeleriyle eğitimlerine devam etmek istediklerini belirtti.
Kıbrıs Şehitleri Caddesi'nde ÖSYM Hizmet Binası önünde saat 16.00'da toplanan kapatılan vakıf üniversitelerinden bir grup öğrenci basın açıklaması yaptı.
Kapatılan özel üniversitelerin öğrencileri eylemde
YÖK'ÜN İLK KARARI UYGULANSIN İSTEĞİ
YÖK'ün onay verdiği üniversiteleri tercih ettiklerini belirten öğrenciler, açıklamalarında şunları söyledi:
"Bu üniversiteler devlet erkanının ziyaret ettiği ve desteklediği üniversitelerdi. Bunlar YÖK'ün garantör üniversite himayesi altında açılmasını ve eğitim vermesini onayladığı üniversitelerdir. OHAL kapsamında çıkartılan Kanun Hükmünde Kararname ile garantör üniversitelerimize devredildik. Ancak bu devir işlemi geçen 04 Ağustos'ta YÖK tarafından sonlandırılmıştır. YÖK'ün yönetmeliği, kapatılan üniversitelerin garantör üniversitelere devriyken uygulama bambaşkadır. Şu anki durumda, garantör üniversiteler, kapatılan vakıf üniversitelerinin menkul ve gayrimenkul varlıklarına el koyup, hastanelerini, eğitim binalarını, kampüslerini kendi bünyesine alıp 65 bin öğrenciyi dışarıda bırakmıştır. Buradaki öğrenciler garantör üniversitelerin gereğini yapmasını beklemektedir. Son kararla 65 bin öğrencinin tekrar Türkiye geneli bir ÖSYM yerleştirmesinde tercih yapması istenmektedir. Biz temiz öğrenciler olarak FETÖ terör örgütüyle ilişkilendirilmiş tüzel kişiliğin yaftasını yemek istemiyoruz. Bu isteğimiz cezanın şahsiliği ilkesi doğrultusundadır. Bizler vatanımız için mezun olduğumuzda canla başla çalışmaya hazır, mesleklerini ve vatanını seven, Atatürk ilke ve inkılaplarına tam bağlı, Türkiye Cumhuriyeti'nin evlatlarıyız. FETÖ ile anılmamıza yol açmak, sene uzattırmak, farklı illerde eğitim görme mecburiyetinde bırakılmak şahsımız adına hiçbir ispat yokken keyfi olarak verilmiş ve adil olmayan kararlardır. Cumhurbaşkanımız ve Başbakanın mağduriyet olmayacak teminatına dayanarak hepimiz için en az mağduriyeti oluşturacak ilk kararnamedeki kararın arkasında durulmasını istiyoruz."