Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'da geçen hafta Cumartesi günü istifa eden Lübnan Başbakanı Saad Hariri'nin nerede olduğu belirsizliğini koruyor. Lübnan yönetimi Hariri'nin Suudiler tarafından zorla alıkonulduğunu dün duyurdu ancak yeni gelen bilgiler tabloyu netleştirmek yerine iyice bulanıklaştırdı.


Almanya Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, Hariri'nin gözaltına alındığını gösteren herhangi bir kanıt olmadığını söyledi.

Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian ise, Macron'un Suudi Arabistan'a sürpriz ziyaretinin ardından bu sabah yaptığı açıklamada Hariri'nin Suudi Arabistan'da serbestçe hareket ettiğine inandıklarını belirtti.

Lübnan: Hariri dönmeli!

Söz konusu açıklamalara rağmen, Saad Hariri'yle ilgili Lübnan'daki endişeler dinmiş değil. Lübnan medyası, Cumhurbaşkanı Michel Avn'ın ülkedeki Suudi Arabistan temsilcisine Hariri'nin dönmesi gerektiğini söylediğini bildiriyor. Avn, ayrıca Başbakan Hariri'nin istifasının kabul edilemez olduğunu vurguladı.

Hariri Suudi Arabistan'dan Birleşik Arap Emirlikleri'ne geçmiş, daha sonra tekrar Riyad'a dönmüştü. 

Suudi Arabistan: Hizbullah Hariri'ye engel oluyor

Amerikan CNBC televizyonuna röportaj veren Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Adil el-Cubeyr ise, "Saad Hariri'nin yapmak istediği tüm girişimlere Hizbullah engel oluyor. Bizler Hizbullah'ı bir terörist örgüt olarak sınıflandırıyoruz. Tüm dünyanın bunu iyi bilmesi ve bunların faaliyetlerine engel olması gerekir. Nerede olurlarsa olsunlar karşılarında durulmalıdır" dedi.

Cubeyr, Beyrut yönetimini ağır bir dille suçladı:

"İran desteğiyle terörist Hizbullah'ın faaliyetleri esef vericidir. Hükümet çerçevesinin dışında silahlı milislerin bulundurulması mümkün değildir. Silahlarını teslim etmeleri gerekirdi. Ancak hala silahlı gücünü koruyor. Hizbullah, Lübnan sistemine el koymuştur. İran, Hizbullah ve benzeri silahlı  örgütleri, Suriye'de olduğu gibi Hamas ve Husiler'i de kullanarak ülkelere hakim olmak istiyor.

Lübnan'ın Suudi Arabistan'a sıkıntı kaynağı olmasına izin vermemiz mümkün değildir. Lübnan halkı bu gelişmelerden sorumlu değildir. Hizbullah halk üzerine hakimiyet kurmuştur. Bizim buna bir çare bulmamız gerekir."

'Riyad'a fırlatılan füzeyi İran monte etti...'

Suudi Dışişleri Bakanı'nın sözlerinden beklendiği gibi İran da nasibini aldı. Yemen'den hafta sonu fırlatılan füzeyi değerlendiren Cubeyr, "Füze, geçen 22 Temmuz'da Yenbu vilayetine atılan İran yapımı füzenin bir benzeriydi. Füze Yemen'e gizlice getirildi, Hizbullah ve İran Devrim  Muhafızlarına bağlı askeri uzmanlar tarafından monte edildi. Bu uzmanlar Suudi Arabistan'a yönelik saldırıyı koordine ettiler ve füzeyi kullananlara eğitim verdiler" diye konuştu.

Uluslararası toplumu harekete geçmeye çağıran Dışişleri Bakanı Cubeyr, İran'a ambargo uygulanmasını istedi.

Ortadoğu'da iki ezeli düşmanın bilek güreşi

Tüm Ortadoğu'yu çalkalayan olaylar silsilesi, Lübnan Başbakanı Saad Hariri'nin Riyad ziyaretinde istifa etmesiyle başladı. Canlı yayında istifasını duyuran Hariri, Hizbullah ve İran'ı ağır ifadelerle suçladı.

Hemen ardından iç savaş ülkesi Yemen'den Suudi Arabistan'ın başkentine füze fırlatıldı.

Asıl deprem ise, Suudi Arabistan'ad 11 prens ve birçok bakanın yolsuzluk gerekçesiyle gözatına alınmasıyla gerçekleşti. Bir prensi taşıyan helikopter ise Yemen sınırı yakınlarında düştü.

İran ve Suudi Arabistan, hafta başından bu yana birbirlerini savaşla tehdit ediyor.

Suriye ve Irak'taki bilek güreşini Hizbullah militanları ve Şii Haşdi Şabi milisleriyle kazanan İran'a karşı Suudi Arabistan'ın elinde yalnızca Lübnan ve Yemen kozları bulunuyor. Üç yıldır İran'ın desteklediği Husilere karşı savaşan Suudi Arabistan, henüz istediği ilerlemeyi sağlayabilmiş değil. Lübnan'da ise ABD'yla birlikte Hizbullah'ın saf dışı edilmesi gündemde.

Lübnan, son dönemde Hizbullah'ın Yemen ve Suriye savaşındaki artan rolü nedeniyle İran ile Suudi Arabistan arasında kaldı. Hizbullah ve diğer Şii gruplar İran yanlısı politikalara destek  verirken, buna karşılık Başbakan Hariri ve diğer Sünni partiler ise Suudi  Arabistan eksenli bir siyaseti öne çıkarıyordu.