Ancak iki lider zirve toplantısı için aile fotoğrafı çekilerken, yan yana gelmemeyi tercih ettii.  


DHA’nın servis ettiği bir fotoğrafta, Kral Selman’ın, aile fotoğrafı çekildikten sonra ilerlerken, Ruhani ile karşı karşıya geldiği görüldü. 

Suudi Arabistan ile İran arasındaki gerginlik bu yılın başında, Suudilerin ülkenin önde gelen Şii din adamlarını idam etmesiyle diplomatik krize dönüştü.  

İran'da protestolar başladı ve Suudi temsilcilikleri saldırıya uğradı. 

Bunun üzerine, Riyad Yönetimi de İran'daki büyükelçisini geri çağırdı.  



Ayrıca iki ülke Arap Yarımadası'nın en yoksul ülkesi Yemen'de de karşı karşıya...  

Geçen yıl ülkenin kuzeyindeki İran destekli Şii Husi hareketi Eylül 2014'de başlayan ayaklanmanın sonucunda yönetime el koymuştu.  

Yemen'in komşusu Suudi Arabistan'ın da ülkede Sünni Abdurrabbu Mansur Hadi hükümetini desteklediğini açıkça dile getiriyor. Yemen'den kaçan Cumhurbaşkanı Hadi Riyad'a sığınmıştı. 

Husilere karşı Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyon güçlerinin hava saldırıları başlayınca da Tahran-Riyad gerilimi farklı bir noktaya taşındı. 

İran hava saldırılarını 'soykırım' olarak nitelerken, Suudi Arabistan İran'ı Husi milislerini eğitip silahlandırmakla suçluyor.



TASLAK METİNDE 'İRAN' KRİZİ

İslam İşbirliği Teşkilatı'nın (İİT) İstanbul'da düzenlenen 13. zirvesi öncesi dışişleri bakanları, zirve sonunda açıklanması planlanan ortak daklarasyon metni üzerine çalıştı. Cuma günü zirve sonuçlanana kadar birçok maddesinin değiştirilebileceği öngörülse de, taslak metinde yer alan ifadeler krize yol açtı. Al Jazeera’nin ulaştığı taslak metinde İran’da Suudi Arabistan elçiliklerine yönelik saldırılar kınandı, İran’ın diğer ülkelerin içişlerine karışmaması gerektiğinin altı çizildi.

Ece Göksedef'in haberine göre; İran'ın itiraz ettiği maddeler şöyle:

-- Müslüman ülkelerin İran ile ilişkilerinin iyi komşuluk ilkelerine dayalı olması konusuna dikkat çekilir. Ülkelerin egemenliği ve toprak bütünlüğüne saygı çerçevesinde içişlerine karışılmaması gerektiğini vurgulamaktadır. Aradaki husumetlerin İİT ve BM kurallarına göre barışçıl yollarla çözülmesi gerektiğini, şiddet veya tehdide başvurulmaması gerektiğine dikkat çekmektedir.

-- İİT, İran'ın Tahran ve Meşhed kentlerindeki Suudi Arabistan diplomatik temsilciliklerinin saldırıya uğramasını kınamaktadır. Bu saldırıların diplomatların korunmasına yönelik uluslararası kanunlara açıkça aykırı olduğunu vurgular. 

-- İİT, Suudi Arabistan'da terörle bağlantılı kişilere yönelik verilen yargı hükümleriyle ilgili İran'ın açıklamalarını reddeder. Çünkü bu açıklamalar Suudi Arabistan'ın içişlerine açık bir karışma sayılır. Bu da BM'nin ve İİT'nin kurallarıyla ve uluslararası kanunlarla örtüşmemektedir. 

-- İİT, İran'ın Bahreyn, Yemen, Suriye ve Somali gibi bölge ülkelerinin ve İİT’ye diğer üye ülkelerin içişlerine karışmasını ve terörü desteklemeye devam etmesini kınamaktadır. 

-- İİT, üye ülkelere ve uluslararası topluma yıkıcı etkileri ve çok ciddi sonuçları doğurabileceğinden dolayı, mezhepçi gündemlerin benimsenmemesi gerektiğini vurgulamaktadır.