Silah tacirlerinin anlattıklarına göre, Moskova ile Tahran'dan gelen silah ve mühimmatlar önce söz konusu tacirlere oradan da DAEŞ örgütüne satılıyor.

Daha önce ABD Hazine raporlarına da yansıyan belgelerde DAEŞ'in petrolünü Esad rejimine sattığı, bu alışverişe de Rusların aracılık ettiği kanıtlarıyla ortaya konulmuştu.

Fakat işin bir de silah ve mühimmat tarafı var. Konuyla ilgili İngiliz Financial Times gazetesinde yayımlanan analizde; DAEŞ'in silah ve mühimmatı nasıl ve nereden bulduğu açık biçimde anlatılıyor. 

Geçtiğimiz yıllarda DAEŞ'e silah satan fakat ağustos ayında bu işi bıraktığını açıklayan bir kişinin açıklamalarına yer veren FT'nin haberi, DAEŞ'in ticaretini şöyle anlatıyor.

Tacir kimlikleri Musul'da basılıyor

İlk olarak DAEŞ'in Suriye ve Irak'ta kontrol ettiği bölgelerdeki silah tacirlerine örgüt tarafından bir kimlik kartı çıkarılıyor. 

Kartta, bu kişi 'DAEŞ sınırları içinde silah alıp satabilir' ifadesi yer alıyor. Bunun için tek koşul ise silahları sadece DAEŞ'e satıyor olmak. Kimliğin mühürü ise Musul'da basılmış.

İsrail'den bile alsak umursamaz

DAEŞ 'deli gibi' silah ve mühimmat alıyor. Gece, gündüz ya da öğleden sonra hiç farketmiyor. 

Bazı çatışmalarda, haftalık silah harcaması 1 milyon doları bile aşabiliyor.

DAEŞ'in en büyük tedarikçisi, örgütün 'sözde düşmanları'... Mesela Irak'ta hükümete yakın milisler kendi silahlarını silah tacirlerine satıyor. Bu silahlar daha sonra DAEŞ'e gönderiliyor.

Silah tacirleri Esad rejiminden, Irak'tan ya da muhaliflerden alabiliyor. Hatta tacirler, 'İsrail'den bile alsak umursamazlar. Onlar için tek önemli olan silahların ellerine geçmesi' diyor.

Halep ve İdlib merkez

Mühimmatın çok büyük kısmı Suriye'den geliyor. Körfez ülkelerinden milis gruplara gönderilen silahların bir kısmı 'yolda çıkmış milisler' tarafından tacirlere satılıyor. Şu anda İdlip ve Halep en büyük karaborsa pazarı olarak öne çıkıyor.

Tacirlerin büyük kısmı DAEŞ'ten nefret ediyor fakat 5 yıllık savaşın ardından kimse ideolojiyi takmıyor. Herkes parasının derdinde.

Moskova Esad için yolluyor

Tacirler, silar ve mühimmatı saklamak için içinde insani yardım malzemesi bulunan kamyonlarla, petrol tankerlerini tercih ediyor. Trafiği ise 'çılgınca' olarak anlatıyor.

Moskova ve Tahran'dan Esad rejiimi için gelen silah ve mühimmat DAEŞ'in en önemli tedarik kanallarından birini oluşturuyor.

Tacirler, "DAEŞ, Rus mallarına bayılıyor. İran malını da alıyorlar fakat sadece fiyatı ucuzsa'' diyor.

Emir komutada WhatsApp'lı iletişim! 

DAEŞ, bu silah ticareti için bir üç katmanlı bir sistem kurmuş. Çarkın en üstünde üst düzey örgüt yöneticilerinin olduğu bir komite var. Emirler asıl bu komiteden çıkıyor. Onun altında, dağıtım bölgelerini belirleyen ve silahların fiyatlarını açıklayan daha küçük bir komite bulunuyor. Asıl büyük komiteden buraya emirler sadece 'canlı kurye'ler vasıtasıyla gidiyor.

Her silahın bir kodu var

Telsizlere yansıyan konuşmalara göre 'kebap' ağır makineli tüfek, 'salata' ise kalaşnikov mermisi' anlamına geliyor.