Bilim insanları, dört metre kadar yüksek ve sekizgen bir gömü bölmesine sahip bu mezarın 1115 ve 1234 yılları arasında Jin hanedanlığına ait olduğunu düşünüyor. Ayrıca mezarda zekice bir biçimde sekizgenin kuzey, kuzeybatı, kuzeydoğu, güneybatı ve güneydoğu yönlerine yerleştirilmiş beş oda bulunuyor.Ekstra bir bölmesi ve altıgen tasarımıyla mezar yukarıdan bir kaplumbağayı andırıyor.
Bölmenin içinde, her üçer tanesi duvarların köşelerine yerleştirilmiş 21 tuğla oymacılığı var. Mimari tasarım ve oymacılıklar Filial Sons olarak bilinen halk hikayesini destekler nitelikte. Mezarı ve kalıntıları inceleyen arkeologlar, elde ettikleri ipuçlarına dayanarak mezarın birkaç nesil tarafından paylaşıldığını belirtti.
Arkeologlar daha fazla bilgi edinmek için mezar üzerinde çalışmaya devam ediyor.Mezardan edinebilecek bilgiler, Jin hanedanlığı tarihine ışık tutabilir. Böylelikle yeterli belge eksikliği ve tarihi materyallerin kaybı nedeniyle oluşan tarihi boşluklardan bazıları doldurulabilecek.
Mezarın keşfi, bölgedeki toprağın altında tarihi öneme sahip bir çok kalıntının olabileceği fikrini doğurdu. Daha fazla arkeolojik kazı yoluyla belki de keşfedilmeyi bekleyen birçok eski ve değerli kalıntı gün yüzüne çıkarılabilir. Yine de şunu unutmamak gerekir ki, arkeolojik öneme sahip alanları bulmak oldukça zor ve tıpkı bu kaplumbağa şekilli mezarda olduğu gibi şansa dayandığından daha fazla bilgi edinebilmek zor olacak.