ALMANYA'nın Essen kentinde düzenlenen Ruhr Kitap Fuarı'na konuşmacı olarak davet edilen gazeteci Nuray Mert, "AKP karşıtları gazetelerden atılıyor, kimsenin umurunda değil. 'Bu iş nereye gidiyor?' diyen yok, umrunda olmayanlar da sonradan patır patır gidiyor. Büyük bir baskı var. Başbakan meydanlardan beni tehdit ediyor ve 'Namert' diyor. Birkaç gazeteci buna karşılık bir şeyler söyleyebildi, gerisi tamamen tırstı. Buna tırsarsan, yarın öbürgün de senin başına gelecek. Bu gidiş çok belli, bana sahip çıkma meselesi değil bu" dedi.
Ayça Tolun'un yönettiği toplantıda konuşan ve Türkiye'deki gelişmeleri değerlendiren Mert, aydın, demokratlar ve sol libarellerin neredeyse AK Parti'ye tam vekalet verdiklerini ve neredeyse "Al bu memleketi bizim adımıza demokratlaştır" dediklerini öne sürerken, "2009 yılında Türkiye'de siyasi gücün bir sivil diktatörlüğe dönüştüğüne dikkat çekmiştim.Tek otoriter düzen askeri değildir. Sivil otoriter diye birşey var, bugünde herkes bunu söylüyor“ diye konuştu.
"KÜRTLER'İN AYRI BİR DEVLET İSTEME HAKKI VAR"
Toplantının soru-cevap bölümünde izleyicilerden gelen soruları da yanıtlayan Nuray Mert, izleyiciler arasında bulunan ve kendisine Kürtlerle ilgili soru yönelten bir izleyici ile kısa süreli tartıştı. İzleyicinin sorusunu cevaplayan Mert, Kürtler'in büyük bir mücadele vermemesi, büyük bedeller ödememiş olmaları halinde kemsenin onlara hak tanımamış olacağını söyledi. Mert, şöyle dedi:
"Bunlar; 'Kürtler'e verildi' değil, 'Kürtler'in kendi kazanımları' diye söylememiz daha doğru olur diye düşünüyorum. Velev ki Kürtler, bu mücadelelerinin sonunda kendilerine bir devlet istiyor olsalar, böyle bir haklarının bulunduğunu düşünüyorum. Dünyada hiçbir devlet sonsuza kadar devam edecek diye bir kural yok. Bizim 'Bugün bunu istiyorlar yarın başka şeyler isteyecekler' deme lüksümüz yok. Binlerce yıldır o topraklarda yaşıyorlar. İyi ki ayrılıkçı bir proje içinde değiller."
Nuray Mert, bir başka soru karşısında hükümetin getirdiği başörtüsü düzenlemesini de, doğru bulduğunu belirtti.