ALMANYA'da son günlerde gündemden düşmeyen Gençlik Daireleri'nin (Jugendamt) özellikle göçmen kökenli ailelerin çocuklarına el koyduğu iddiası masaya yatırıldı. 
Köln Belediyesi Çocuk, Gençlik ve Aile Dairesi Bölüm Başkanı Peter Völlmecke, kurum olarak önceliklerinin çocuğu almak değil, sorunun aile içinde çözülmesi olduğunu söyledi. Völlmecke tehlikeli bir durum görüldüğünde yasaların kendilerine verdiği yetkiyle ve çocuğun korunması amacıyla aileden alınmak zorunda kalındığını ancak Müslüman bir çocuğun verileceği ailenin seçilirken öncelikle Müslüman bir aile ya da alınan çocuğun akrabalarının olmasına gayret edildiğini ileri sürdü. Völlmecke ayrıca yurtlarda kalan Müslüman çocukların yemekleri için herhangi bir standart uygulamasına sahip olmadıklarını dile getirdi.
"İKİ AMACIMIZ VAR"
Köln Başkonsolosluğu'nun düzenlediği 'Almanya’daki Gençlik Daireleri ile Yaşanan Problemler' konulu bilgilendirme toplantısında konuşan Köln Gençlik Dairesi (Jugendamt) yetkilisi Peter Völlmecke, kendilerine yöneltilen eleştirilere yanıt verdi. Ailelerin ihtiyaç duydukları anda kendilerinden yardım alabileceklerini, yardıma ihtiyaç kalmayınca ise kendi normal hayatlarına devam edebileceklerini dile getiren Völlmecke, şöyle konuştu:
"Gençlik dairesi olarak asıl amacımız; ailelerle bir araya gelerek hangi yardımın kendilerine daha uygun olduğunu tespit etmek. İkinci aşamada çocukların en kısa zamanda tekrar ailelere dönmesini sağlamaktır. Uzmanlarımızın çalışma prensiplerini aktarmam gerekirse, birinci aşamada öncelikle nasıl bir aileyle karşı karşıya olduğumuz tespit ediliyor. Öncelikle aile sorunun farkında mı ve destek istiyor mu? Çocuk için tehlikeli bir durum var mı? Tehlikeli bir durum varsa aile bunun farkında mı? Destek talep edip etmemesi çok önemli. Belli bir süreçten sonra bize gelip, 'artık biz sizden destek istemiyoruz' dedikleri taktirde hiçbir sorun olmadan aileler tekrar bizimle ilişkiyi kesip gidebilir."
ÇOCUĞUN ALINMA ŞARTLARI
Völlmecke, çocuk için aile içinde tehlikeli bir durum varsa veya aile kendileri ile işbirliği yapmıyorsa çocukları almanın yasal hakları olduğunu vurguladı. Völlmecke, çocukların hangi durumlarda alındığıyla ilgili olarak, "Hırpalama izleri, cinsel istismar şüphesi, çocuğun ihmal edildiği bilgisi, çocuğa şiddet, anne- babanın çocuk üzerinde denetim eksikliği, okula devamsızlık, çok bakımsız bir ev, anne- babanın alkol veya uyuşturucu bağımlısı olması, psikolojik hastalığı olması, çocuğun anne- babasından korunmayı talep etmesi gibi nedenleri sıralayabiliriz" dedi.
SADECE ÖNEMLİ DURUMLARDA ALIYORUZ
Sadece çok ciddi durumlarda çocukların velayetinin geçici olarak aileden alındığını dile getiren Völlmecke sözlerine şöyle devam etti: 
"Aile içerisinde tehlikeli bir durum olduğu taktirde o zaman tabii ki ailenin istediği zaman gitme gibi bir şansı yoktur. Bu durumda biz aileye yapılması gereken bazı şartlar koyuyoruz. Tehlikeli bir durum olduğunu düşündüğümüz zaman daire olarak bu konunun ardından gidiyoruz ve aileye kanuni çerçeve içerisinde belirli şartlar koyuyoruz. Tabii tüm şartları burada saymam mümkün değil ancak başlıklardan da gördüğünüz gibi biz sadece çok ciddi durumlarda çocukları ailelerden alma yoluna başvuruyoruz. Evlere ailelerin yanına gidip tehlikeli bir durum olduğunu tespit etmemiz durumunda aileler karşı çıksa da aile mahkemesinden 48 saat içinde çıkarılan bir kararla gençlik dairesinin çocuğu geçici olarak himayesi altına alma hakkı mevcuttur. Örneğin küçük çocuğu olan annelere bir defter verip doktora gittiği zaman defterin işaretlenmesini istiyoruz. Özellikle sağlık konusuna çok önem veriyoruz. Genç ailelerde anne ya da baba bazen her ikisi de de alkol ya da uyuşturucu bağımlısı olabiliyor. Bu tür durumlarda anne veya babanın ben artık uyuşturucu kullanmıyorum demesi tabii ki bizim için yetmiyor, bu kişilerden çeşitli testler yaptırmalarını istiyoruz. Bunları yaptırmazsa çocuğun bu aileye geri verilmesine izin vermiyoruz."
"SADECE BİR ÇOCUK HIRİSTİYAN AİLEYE VERİLDİ"
Kurumlarının zaman zaman "Müslüman ailelerin çocukları Hıristiyan ailelere veriliyor" diye haksız yere eleştirildiğini öne süren Peter Völlmecke, 2012 yılı istatistiklerine göre eleştirilere yanıt verdi:
"Bu konuşmalardan da anlaşıldığı gibi gençlik daireleri olarak aslında iki görevimiz var. Birincisi ailelere destek vermek, ikincisi de çocukları korumak. Bazı durumlarda bu iki durum birleştirildiği gibi bazı durumlarda ise bu iki görevden birini yerine getiriyoruz. Çoğu kez gençlik dairesi olarak bir eleştiriyle karşı karşıya kalıyoruz. Müslüman çocuklar kasıtlı olarak Hristiyan bakıcı ailelere teslim edilmiyor. Sayılara baktığımızda 2012 yılında 700 çocuk bakım evinde bulunmaktaydı buna 60- 70 civarında yeni çocuk eklendi ve bunlardan sadece bir Müslüman çocuk, ailesinin de isteğiyle, Hristiyan aileye verilmiş. Bir Hristiyan ailenin çocuğu da Müslüman bir aileye verilmiş."
"BAKICI AİLE OLUN ÇAĞRISI"
Toplantıda konuşan Köln Başkonsolosu Hüseyin Emre Engin ise özellikle Müslüman ailelere bakıcı ailesi çağrısı yaparken, toplantıya Umut Yıldızı, Evim e.V. gibi bu alanda çalışmalar yürüten STK’lar ve çok sayıda kişi yoğun ilgi gösterdi. Umut Yıldızı Derneği Başkanı Kamil Altay, Türk toplumu olarak gençlik daireleri ile büyük sorunları olduğunu belirterek, ailelerinden alınan binlerce çocuğun kimlere verildiğinin bilinmediğini söyledi. Sorunun sadece Türkler değil diğer göçmen kökenliler için de geçerli olduğunu belirten Altay, bugün düzenlenen toplantıda da yine her zamanki gibi yuvarlak ve politik açıklamalar yapıldığı eleştirisinde bulundu.
 

MZ(AÖ/İD) (FOTOĞRAFLI)