Ünsal TURAN - KOPENHAG / - Kopenhag'da bulunan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Danimarka Başbakanı Helle Thorning Schmidt ile görüştü ve Türkiye ile Danimarka arasındaki bazı anlaşmalara imza attı. Görüşmelerin ardından Gül ve Schmidt ortak basın toplantısı düzenledi. Cumhurbaşkanı Gül, "İlişkilerimizi daha ileriye taşımak arzusundayız. İkili ilişkilerimizi konuştuk. Avrupa'daki yabancı düşmanlığı ve İslamofobi gibi konularda kaygılarımı dile getirdim, görüşlerimizi paylaştık. Dış politika ile ilgili konuyar önemli. 2 müttefik ülke olarak Ukrayna ve Kırım'ı konuştuk ve toprak bütünlüğüne dair ortak fikirlerimizi beyan ettik. Bu konularda soğukkanlı olunmasını yoksa yeni bir soğuk savaş dönemin başlamasının kimseye fayda sağlamayacağını paylaştık. Suriye'de olup bitenleri Danimarka da takip ediyor" dedi. SORU -CEVAP BÖLÜMÜ AİHM'İN ABDULLAH ÖCALAN KARARI Açıklamaların ardından soru-cevap bölümüne geçildi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, bir gazetecinin "AİHM bu sabah Abdullah Öcalan ile ilgili kararını açıkladı. Şartlı salıverme olanağı tanınması gerektiğini söyledi. Sizin bu karara yorumunuz nedir ve bundan sonraki süreci nasıl etkileyecektir bu karar?" şeklindeki sorusuna, "Bununla ilgili kararı gördüm; sabah bahsettiler ama bunu detaylı olarak bir çalışmak gerekir eminim ki. Uzmanlarımız, görevliler bunu önce detaylı bir şekilde çalışması lazım. Ondan sonra konuşmak isterim." dedi. DANİMARKA'NIN TÜRKİYENİN AB SÜRECİNE DESTEĞİ "Buraya gelmeden önce, özellikle Danimarka’dan Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üyeliği anlamında daha büyük bir destek beklediğinizi söylemiştiniz. Buna ulaşabildiniz mi acaba?" sorusuna Cumhurbaşkanı Gül, "Biraz önce de ifade ettim, Danimarka Avrupa Birliği sürecimizi destekleyen ülkelerden birisi. Kopenhag 2002 Zirvesi aslında müzakereye başlama konusunda bu noktada önemli bir zirveydi ama bu süreç içerisinde de Danimarka hükümetinden, parlamentosundan ve Danimarka halkından bu desteği görüyoruz. Bundan dolayı teşekkür ediyorum" dedi. AVRUPA'DA ARTAN İSLAMOFOBİ "Sayın Danimarka Başbakanı ile yaptığınız görüşmede Avrupa’da büyüyen İslamofobi tehlikesine dikkat çektiğinizi bu konuda kaygılarınızı ilettiğinizi söylediniz ve Türkiye İslamofobi ile mücadelede ön saflarda yer alan bir ülke. Ancak son zamanlarda Türkiye’de Sayın Başbakan’ın hizmet hareketi dediğimiz, dini bir gruba karşı kullandığı nefret söylemi; çete, örgüt, ajan, virüs gibi şeyler İslamofobik çevrelerin Avrupa'da kullanmadığı terimler. Türkiye bir taraftan İslamofobi ile mücadele ederken diğer taraftan kendi içinde bu tür söylemleri kullanması Türkiye'nin mücadelesine bir zarar verir mi?"şeklindeki soruya Cumhurbaşkanı Gül şöyle yanıt verdi, "Birisi, tabii Müslümanların azınlıkta yaşadığı ülkelerde yabancı düşmanlığı, İslamofobi gibi ayrı bir konsept, konteksti olan bir konu. Dolayısıyla tabii, bu konuları paylaştık. Diğeri ise, Türkiye’deki siyaset, Türkiye’de karşılaşılan problemler, onlarla ilgili bir konu. Birbirinden ayırmak gerektiği kanaatindeyim."