BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, Belçika'ya Göçün 50'nci Yılı Sempozyumu'nda konuştu.

Tanıtım videoları ve açılış konuşmalarının ardından yoğun alkışlar ile kürsüye çıkan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, geçmişten alıntı yaparak, "1960'lı yıllarda dünyanın bu kadar küreselleşmediği bir dönemde Türkiye'den gelip hayat kurmak büyük bir sabır gerektiriyordu. 1960'lı yıllarda buraya geleneklerin önemli kısmı il ilçe değil köylerinden ilk kez dışarı çıkıyor trene uçağa biniyor her şeyiyle farklı bir toplumun içine giriyordu. Türkiye kökenli her bir kardeşimizin elde ettiği başarı Belçika kadar Türkiye'nin de göğsünü kabartıyor, gururlandırıyor. 50 yıl önce Belçika'ya ilk gelenlere, ölenlere de Allah'tan rahmet diliyorum, Belçika'nın kalkınmasına refahına katkılarından dolayı tebrik ediyorum. Hiç kuşkusuz Belçikalı kardeşlerimiz Türkiye ile ilişkilere de önemli katkılar sundular. Buradaki kardeşlerimizin katkıları sayesinde de Belçika, Türkiye'nin AB üyeiğine destek verdi. Terörle mücadele anlamında da iki ülke arasında önemli ilerlemeler sağlandı. Türkiye ve Belçika'nın terörle mücadele konusunda ortak hareketlerini gönülden destekliyorum. Biz kültürlerarası kaynaşmış bir toplumun her türlü bozgunculuğa karşı daha etkin mücadele vereceğine yürekten inanıyoruz. 50 yıl Türkiye açısından zaman zaman sarsıntılı zaman zaman istikrarlı süreçlere şahit oldu. 1960'lı yıllar Türkiye'de demokrasiye ağır bir müdahalenin yapıldığı ekonominin de adeta çöktüğü yıllardı. Belçika ve Avrupa diğer ülkelerine göçmen işçi olarak gören vatandaşarımızı burada demokrasinin seviyesini görüyor kendi ülkelerinde de bunu görmek istiyorlardı. Ancak 1999'lı yılları 2000'li yılların başını maalesef kayıp yıllar olarak yaşadık. 2002 Kasım ayında görevi biz devraldık. Hükümetimiz Türkiye'nin yaşadığı kronik sorunların üzerine büyük bir cesaretle gitti. Biz olaya farklı yaklaştık. Sadece demokrasi ya da sadece ekonomi demedik. Demokrasi ve ekonomi at başı beraber gitmeli dedik" dedi.

Başbakan Erdoğan en son 22'nci faslın müzakereye açıldığını, ardından vize muafiyeti noktasında önemli bir adım atıldığına vurgu yaptı. İleriki süreçte yoğun temaslar olacağını, Fransa Cumhurbaşkanının gelecek hafta Türkiye'ye geleceğini belirten Erdoğan, ardından 3-4 Şubat'ta kendisinin Almanya'ya gideceğini, ayrıca Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün İtalya'ya gideceğini kaydetti. Erdoğan, "İnanıyorum ki 2014, Türkiye-AB ilişkileri açısından yeni bir dönüm noktası olacaktır" dedi.

EĞİTİMDE SAĞLIKTA TARİHİ REFORMLAR GERÇEKLEŞTİRDİK

Başbakan Erdoğan, "Küresel kriz ortamında Türkiye Uluslararası Para Fonu'na olan borcunu sıfırladı. Hatta Türkiye artık IMF'ye kredi açtı. 5 milyar dolar size kredi verebilirz. Döviz rezervimiz 27,5 milyar dolardı şimdi 130 milyar doların üzerinde. Buraya ulaştık. Eğitimde sağlıkta tarihi reformlar gerçekleştirdik. Tabi bu süreçte demokratikleşme noktasında da kararlı adımlar attık. Son 11 yılda Türkiye kendi vatandaşları için gurur duyulacak reformları yaparken komşu ülkeler için de dünya için barışı savunan gayret gösteren bir ülke oldu" diye konuştu.

YOLSUZLUĞUN OLDUĞU BİR İKTİDAR 10 YILDA MİLLİ GELİRİNİN 1'E 3 ARTTIRABİLİR Mİ

Başbakan Erdoğan, "Gün boyuncu iki önemli vurguyu yaptık. Birincisi Türkiye AB üyeliğinde kararlılığını sürdüyor" diyen Erdoğan, AB süreci ve yolsuzluk operasyonu ile ilgili şunları söyledi:

"Hiç bir geri adım atmıyoruz. Süreçte bizim açımızdan yavaşlama yok. Bizim şu anda AB bakanımız var. Bundan önce böyle bir şey yoktu. Maalesef AB içinde bazı üyeler üyelik sürecine bazı siyasi engeller çıkarıyor süreci yavaşlatıyorlar. AB sürecimiz bundan sonra da yoğun bir trafikle devam edecektir. Vize muafiyeti noktasında önemli bir adım attık. Sayın Hollande Türkiye'ye geliyor önemli görüşmelerimiz olacak. Merkel ile önemli görüşmelerimiz olacak. Sayın Cumhurbaşkanımız İtalya'ya gidecekler. Bu yoğun trafik daha da yoğunlaşacak. İkinci önemli konu şudur; Avrupa'da Türkiye ile ilgili değerlendirmelerin belli bazı kanalar üzerinden değerlendirildiğini farkettim. Bunu doğru bulmuyorum. Yaşadığmız en son hadiseden yola çıkarak üzerinde durmak istiyorum. 17 Aralık'ta hükümetimize yönelik sinsice bir müdahale yapılmak istendi. Hem Türkiye içinde hem dünyada görüntüde bir yolsuzluk ve rüşvet operasyonu olarak yansıtıldı. Ambalajda yolsuzluk varken alttan alttan başka hesaplar görülmek istendi. Bununla seçmen algısı değiştirilmek isteniyor. Yolsuzluğun olduğu bir iktidar 10 yılda milli gelirinin 1'e 3 arttırabilir mi Adalette eğitimde enerjide attığımız adımlar...Bütün bunlar bu dönemde yapıldı."

PARALEL BİR DEVLET YAPILANMASINA MÜSAADE ETMEYECEĞİZ

"Güneş balçıkla sıvanmaz" diyen Erdoğan, "Bunlar istedikleri kadar yolsuzluk desinler. Siz şunu anlatmalısınız. Yasama organı yargıya müdahale etmez. Türkiye'de değişiklik yapılmasına yasama organı karar vermiştir. İnanıyorum ki yarınlar çok daha güçlü olacak. Türkiye yıpratma gayretlerine karşı dik durarak yoluna devam edecek. Biz paralel bir devlet yapılanmasına müsaade etmeyeceğiz. Kim ne derse desin. Bu konuda kararlıyız. Bir ananas devleti kurdurmayız. Paralel devlet yapılanmasına müsaade etmeyeceğiz. Türkiye'de Türkiye Cumhuriyeti vardır" dedi.

ED(SSA)