İNGİLTERE'nin başkenti Londra'da düzenlenen '9'uncu Dünya İslam Ekonomi Forumu', başladı. Excel Fuar Alanı'nda düzenlenen formun açılışa Başbakan Yardımcısı Ali Babacan da katıldı.
İngilltere Başbakanı David Cameron konuşmasına "Selamü aleyküm" diyerek başladı. Kuran-ı Kerim okunarak başlayan forum ilk kez İslam dünyası dışındaki bir ülkede gerçekleştiriliyor. 'Değişen Dünya, Yeni İlişkiler' temasıyla düzenlenen forum 3 gün sürecek. 
Başbakan Yardımcısı Babacan, ekonomik dayanışmanın, sürdürülebilir barışın en iyi yolu olduğuna inandıklarını belirtirken, "Bu uluslararası ilişkilerde istikrar getirir" dedi. Küresel ekonomik krizin, zorlukları aşmak için etkin uluslararası işbirliğine ihtiyaç olduğunu gösterdiğini ifade eden Babacan, 2008-2009 yıllarından bu yana dünyada ticaret ve kur savaşları ile korumacılık gibi konuların çokça konuşulduğunu söyledi. Babacan, ülkeler arasında sermayenin, malların ve kişilerin serbest dolaşımının, ülkelerin vatandaşlarına faydalar sağladığını ve kazan-kazan sonuçları doğurduğunu dile getirerek, dünyadaki ticaret hacminin 18.5 trilyon dolar olduğunu, İslam Kalkınma Bankası'na üye ülkelerin bu rakamın 400 milyar dolarını, yaklaşık yüzde 2'sini oluşturduğunu anlattı.
Başbakan Yardımcısı Babacan bunun da, İslam ülkeleri arasında kullanılmamış potansiyeli gösterdiğini dile getirdi. Türkiye olarak her zaman sermayenin, malların ve kişilerin serbest dolaşımını desteklediklerini, komşularla ve birçok ülkeyle serbest ticaret ve vize muafiyet anlaşmalarının imzalandığını anlatan Babacan, "Ekonomik dayanışmanın, sürdürülebilir barışın en iyi yolu olduğuna inanıyoruz. Ekonomik olarak ülkeler birbirlerine daha fazla bağlı olursa bu uluslararası ilişkilerde istikrar getirir" dedi.
Başbakan Yardımcısı Babacan, 2008 yılında başlayan küresel ekonomik krizin güven krizine de yol açtığını belirterek, şöyle konuştu:
"Güven olduğunda, tüketiciler harcamaya, şirketler yatırım yapmaya, bankalar borç vermeye devam ediyor. Eğer tüketiciler, şirketler, bankalar durursa, ekonomi de durur. Son dönemde ABD, Japonya ve Avrupa'da ekonomide iyileşme yönünde olumlu işaretler görülüyor. Ancak bu büyümenin sürdürülebilirliği çok önemli olacaktır."