ALMANYA'nın Bielefeld kentinde arkadaşlarıyla birlikte Medeni Cesaret Yurttaş Hareketi (BBZ) adlı yerel bir parti kuran Türk kökenli Alman vatandaşı Robin Fermann, demokrasi, barış, özgürlük ve adalet paylaşımını savunan herkesten destek istedi.
Almancası Bürgerbewegung für Zivilcourage (BBZ) olan partinin kurucusu Fermann, öncelikle Bielefeld kenti anakent belediye meclisine girmeyi, ardından da eyalet ve Federal seçimlere katılmayı hedeflediklerini söyledi. Daha önce yaşadığı bölgede kapatılması planlanan 5 ilkokul için mücadele veren ve okulların kapanmasını engellediği için çevresinde güçlü bir desteğin oluşmasından dolayı böyle bir yola çıktığını belirten Robin Fermann, "Bielefeld’de birçok çevredeki sendikalara, kiliselere, camilere ve diğer kurum ve kuruluşlara ulaşabilmek,desteklerini alabilmektir. Belirtmek isterim ki parti olarak hiçbir ideloji gütmüyoruz. Demokrasiyi, barışı, özgürlüğü, adaletli paylaşımı savunan herkesi ve her türlü ırkçılığa karşı olan kişileri desteğe çağırıyoruz" dedi.
BBZ başkanı Fermann partilerinde çoğunluğu Alman olan birçok ulus ve kökenden de üyelerinin bulunduğunu belirterek, şunları söyledi:
"Almanya’da yaşayan göçmenlerin önünde maalesef ki birçok engeller var, şu ana kadar kurulan göçmen dernekleri ve kurumları Almanya’da göçmenlerin demokratik haklarını elde etmek için büyük bir çaba harcamışlardır. Göçmenlerin Almanya’da söz sahibi olabilmesi için mutlaka yerel, eyalet ve federal parlamentolar da temsilcilerimizin olması gerekmektedir. Belediyeler de var olan sözde uyum konseylerinin işlevsel fonksiyonları sadece göstermelik olup çalışma hayatında yoktur. Partimizin ilk hedefi 25.05.2014 tarihinde Nordrhein Westfalen eyelet seçimlerine katılmaktır."
Robin ferman yerel seçimlerde öncelikle taleplerini ise şöyle sıraladı:
"Belediyenin yönetiminde uyum için göçmen bir yetkilinin olması. Uyum için seçilen göçmen yetkilinin belediye meclisi tarafından seçilmesi.Meclis tarafından bir uyum komisyonunun oluşturulması. Dezernat ve Ausschuss dediğimiz kurumların yürütmede karar yetkilerinin olması ve var olan fakat hiçbir fonksiyonu olmayan uyum konseylerininde kaldırılması."
"Neden yeni bir oluşuma gerek duyuyoruz?" şeklindeki soruya ise Fermann şu yanıtı verdi:
"Almanya’ da 16.5 milyon göçmen yaşıyor. 5.8 milyon göçmen oyu, Almanya’da hangi partinin iktidar olacağını belirliyor. Göçmen nüfusunda kuşkusuz Türkler ve Kürtler büyük önem taşımaktadır. Almanya’ da şu ana kadar tüm partiler göçmenlere seçim öncesinde büyük vaatlerde bulunmuş fakat seçim sonrasında bunları hiç konuşmamış gibi unutmuşlardır. Hal böyle olunca her zaman ezilen, dışlanan kesim göçmenler olmuştur. Federal Almanya Cumhuriyeti iyi niyetli bir entegrasyon ve uyum politikası yürütmemektedir. Almanya’nın nihai entegrasyon politikası asimilasyon temelinde gelişmektedir. Bundan bir süre önce eski Başbakanlardan Helmut Kohl’un 1982’de İngiltere Başbakan’ına 'Türkleri asimile etmek zor' ve 'Gelecek 4 yılda Türklerin sayısını yüzde elli azaltmak zorunlu hale gelecek ancak bunu kamuoyunda açıkça ifade etmemek gerekir' demesi bir çok gerçeği yansıtıyor. Alman siyaseti göçmenlerden Alman toplumuna uyum sağlamasını bekliyor. Bu haklı bir talep olsa bile özünde sorun göçmenler değil, Alman siyaseti ve Alman toplumudur. Alman toplumu uyum politikası ile ilgili çaba harcanması gerekmektedir. Alman siyaseti bilinçli bir şekilde entegrasyon politikasını çarpıtarak kamuoyuna sunmaya çalışıyor. Tek taraflı uyum olmaz."
"Biz göçmenlerin Alman partilerinin vesayet politikalarından kurtulabilmemiz için tek seçeneğimiz vardır; içtenlikle arzulamak ve bu yolda çalışmak" diyen Robin Fermann, "Bu sağlandığı takdirde Almanlarda zamanla tutumlarını değiştirmek zorunda kalacaklardır. Bu anlamda bütün güçlerimizi birleştirip, en azından yerel bölgelerde kendi partilerimizi kurup seçimlere girmemiz mümkündür. Bir çok sistem ve partilerle sorunu olan yerli Alman halkı gibi bizde 'Wählergemeinschaft' dedikleri yerel partileri kurup pekala belediye seçimlerine katılabilir, her şehirde onlarca göçmeni seçtirebiliriz. İşte biz de bunu arzuladık ve bu partiyi kurduk" dedi.
Yaklaşık 3 ay önce kurdukları parti ile başarıya inandıklarını belirten Fermann sözlerine şöyle devam etti:
"Avrupa’nın Demokrasisini en iyi şekilde eski İngiltere Başbakanı Winston Churchilll 'Demokrasi bazen diğer insanların görüşlerine boyun eğmek için ihtiyaçtır' diyerek tarif etmiştir. Alman siyaseti ve yerli halk bunu kabullenirse biz göçmenler Almanya için büyük bir kazanımız. Çünkü biz Almanya’da demokrasinin mücadelesini veriyoruz. Almanya’da demokrasinin her alanda hayat bulması, yayılması için çaba harcıyoruz. Alman toplumunun bunu takdirle karşılaması gerekir. Ayrımcılık, daha doğrusu ırkçılık Almanya’da yaşamın her alanında var. Yerli halk, siyasiler ve basın bunu kabul etmeseler de biz göçmenler bunu sürekli yaşıyoruz. Bu son yıllarda Almanya’da sözde Entegrasyon Planı adı altında bir uygulama ortaya çıktı. Maalesef dayatma politikası ile Almanya’da entegrasyon sağlanamaz. Göçmenler her şeyden önce insanca muamele görmek istiyorlar. Özellikle bürokraside yabancılara resmen kan kusturuluyor. Kısacası, Alman siyasileri öncelikle dürüst davranıp kendi kamuoyuna doğruları söylemek zorundadırlar. Kendi halkı ile bizleri bir arada uyum içerisinde yaşatabilmeleri için öncelikle kendi halkına bunu öğretmeli, buna ek olarak da özel programlar hazırlamalıdır. Burada sorun yabancılarda değil, uyum göstermeyen Alman yerel halkındadır. Alman halkı ve siyasileri bunu kabul etmedikleri sürece bulunan tüm çözümler çözümsüzdür."

MZ(SS)