Genel

Deniz Baykal'dan Odatv Davasi'na Bakan Mahkemeye Yazili Cevap



Baykal, "İklim Ayfer Kaleli Oda TV'de çalıştığını söyleyerek ısrarla, dört defa sekreteryamı arayarak randevu talep etmiştir. Bu ısrarlı talepleri sonucu 25 Ocak 2011 tarihinde kendisi ile 20-25 dakikalık görüşmem olmuştur. Görüşmede, CHP Genel Başkanlığından ayrıldığım için çok üzüntü duyduğunu, evimin önünde çadır kuran CHP'li gençleri ziyarete gittiğini, lider olarak çok sevdiğimi ve sonrasında daha yakın görüşmek istediğini belirtmiştir. Görüşme bitmiş ve kendisi ayrılmıştır. Halk TV'nin devrine ilişkin bir konu gündeme gelmemiştir" dedi. "KENDİSİNİ TELEFONDA ARAMADIM, HİÇBİR GÖRÜŞMEM VE YA KARŞILAŞMAM OLMADI"

Baykal yazılı ifadesinde "Ahmet Mümtaz İdil ile Sanık İklim Ayfer Kaleli'nin yaptığı telefon görüşmesindeki, '.... iyi geçti ama, habercilik bir şey yok. Ziyaret ettim...', 'Seçime kadar bir şey söylemeyecek, konuşmayacak, CHP'ye zarar verecek hiçbir şey yapmayacak. Görüşü bu, bunu bile yazmamı istemiyor.', 'yarım saat muhabbet ettik, sohbet ettik, yani haberlik hiçbir şey yok' kısmına ilişkin ifadeler doğrudur. Ancak 'yarın tekrar görüşeceğiz. başka bir yerde olacak o yarın. Beni de götürüyor yanında' kısmı tamamen gerçek dışıdır. Böyle bir beyanım bulunmamaktadır. Aynı konuşmada geçen, 'sonra tohum attım. kısa süre sonra ekecem, biçicem, şimdilik bir şey yok' ifadelerinin anlamı çeşitli yorumlara açıktır. İklim Ayfer Kaleli'nin, Mümtaz İdil ile yapmış olduğu telefon görüşmesinde hiçbir taciz olayının olmadığı, haberlik bir şey olmadığı, gayet olağan bir görüşme olduğu çok açık olarak anlaşılmaktadır. İklim Ayfer Kaleli, Ahmet Mümtaz İdil ile yaptığı telefon konuşmasında 'yarım saat muhabbet ettik, yani haberlik bir şey yok, sonra tohum attım, kısa sürede ekeceğim, biçeceğim, şimdilik bir şey yok' dedikten sonra dinlendiğini bildiği Barış Pehlivan ve Hüseyin Soner Yalçın ile yapmış olduğu telefon görüşmelerinde kasten kendisine yönelik taciz edildiği iftirasında bulunmuştur. Bu ikinci senaryonun benim açımdan hiçbir geçerliliği yoktur. Böyle bir senaryoyu CHP yönetimine ve Oda TV yönetimine aktardığındanda haberim olmamıştır. Bana yaptığı ziyaret sonrasında defalarca telefonla arayarak ilişki geliştirme çabalarını sürdürmüştür. Buna karşılık ben hiç bir zaman kendisini telefonda aramadım, hiçbir görüşmem ve ya karşılaşmam olmadı, buluşma önerilerinin tümünüde geri çevirdim" ifadelerine yer verdi. "İKLİM AYFER KALELİ HAKSIZ İTHAMLARI NEDENİ İLE TAZMİNATA MAHKUM OLMUŞTUR"

Baykal, "İklim Ayfer Kaleli'nin asılsız iddia ve iftiralarına ilişkin tazminat davaları açılmış olup, Ankara 4.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2011/107 E. , 2012/189 K.sayılı ve 05 Temmuz 2012 ve 04 Aralık 2012 tarihli kararında, Ankara 14. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2011/557 E. , 2013/145 K.sayılı ve 16 Nisan 2013 tarihli kararında iddiaların iftira olduğu belirtilmiş ve İklim Ayfer Kaleli haksız ithamları nedeni ile tazminata mahkum olmuştur. İklim Ayfer Kaleli'nin basına taşıdığı iddia ve iftiraların gündeme geldiği tarih son derece önemlidir. Zira o tarihler milletvekilliği adaylarının listesinin oluşturulduğu döneme denk gelmektedir. Birileri ısrarla Türk siyasi hayatından çekilmem için ellerinden geleni yapmakta ve çok iğrenç komplolar tertiplemektedir. Taciz iddiası ve iftirası da onlardan biridir" dedi. "YALÇIN KÜÇÜK'Ü ÜNİVERSİTE'DEN TANIRIM"

İfadesinde "Yalçın Küçük'ü Üniversite'den tanırım" diyen Baykal, yazılı ifadesini şu cümlelerle tamamladı: "Yalçın Küçük'ün soruda bahsedilen el yazısı notlarına ilişkin bir bilgim bulunmamaktadır. Bu nedenle herhangi bir değerlendirmemin olması da söz konusu değildir. Baykal'ı indirdik' ibaresi ile neyi kastedildiğini de bilmemekteyim. Sorulan sorulara ilişkin cevaplarım dışında başka bir bilgim bulunmamaktadır. Deniz Baykal." SK (ET)