CHP İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde İzmir’in Çiğli İlçesi’nde Kaymakamlık tarafından dağıtılan kitaplarda İsmet İnönü’nün 'Milli ve manevi değerleri yok etmek için çalışan' biri olarak tanıtıldığını, laikliğin 'En büyük maske' olarak lanse edildiğini belirterek, bunların öğrencilere hangi amaçla verildiğini sordu.
İzmir’de, Çiğli Kaymakamlığı tarafından, '81 İl 81 Kitap Projesi' kapsamında öğrencilere dağıtılan kitaplar, TBMM gündemine taşındı. CHP İzmir Milletvekili ve Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu Üyesi Rahmi Aşkın Türeli, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın yanıtlaması istemiyle bir soru önergesi verdi. Türeli önergesinde, Çiğli Kaymakamlığı tarafından, ilköğretim öğrencilerine yönelik '81 İl 81 Kitap Projesi' kapsamında, hurafelerle dolu kitapların dağıtımının devam ettiğini belirti. Dağıtılan kitaplarda İsmet İnönü’nün 'Milli ve manevi değerleri yok etmek için çalışan” biri olarak tanıtıldığını, laikliğin 'En büyük maske' olarak lanse edildiğini vurgulayan Türeli, Başbakan Erdoğan’ın yanıtlaması istemiyle hazırladığı soru önergesinde şöyle dedi:
"İlkokul ve ortaokul öğrencilerine yönelik olarak hazırlanan bu projenin amacı nedir? Projenin kaynağı nedir? Laiklik ilkesinin bir maske olarak lanse edilmesi ne anlama gelmektedir? İsmet İnönü hakkında yazılan 'Çok kurnaz bir siyasetçiydi. Kısa zamanda bütün ipleri ele almasını bildi. İsmet İnönü, Türk İslam medeniyetinin bütün kurumlarını ve kavramlarını toptan inkar eden bir fikir sahibiydi. 1950’ye kadar sürekli hale getirdiği iktidarı döneminde, milli ve manevi değerleri yok etmek için çalıştı' cümleleri ile verilmek istenen mesaj nedir? “Beyaz atlara binen melekler, İslam düşmanlarını birer birer öldürdüler. İnkarcıların kalplerine korku salacağım. Vurun boyunlarına. Doğrayın parmaklarını' ifadeleri ile yapılmak istenen, gencecik çocuklarımıza şiddet duygusunu öğretmek midir?"

KUTU

Önergede yer alan bölümler

CHP İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli önergesinde, kitaplarda bulunuduğunu belirttiği şu bölümlere yer verdi:
"En büyük maske nedir sence! Laiklik! Türk İslam medeniyetinin karşı karşıya kaldığı tehlikelerin en önemlisi bu bence! Gizli yabancı güçler tarihte, ahlakta, dinde en büyük tahribi laiklik maskesi altında yapıyor”
“Devlet ilahi irade üzerine kuruludur. Allah yolunda savaşmak demek, ancak Allah’ın koyduğu kurallar çerçevesinde savaş kararı alınabilir. Yeni bu ölçüler içerisinde bir suçluyu öldürmek mümkün olabilir.”
“Atatürk’ün cumhurbaşkanı olmasından sonra başbakan olarak yönetimi ele alan İnönü, çok kurnaz bir siyasetçiydi. Kısa zamanda bütün ipleri ele almasını bildi. İsmet İnönü, Türk İslam medeniyetinin bütün kurumlarını ve kavramlarını toptan inkâr eden bir fikir sahibiydi. 1950’ye kadar sürekli hale getirdiği iktidarı döneminde, milli ve manevi değerleri yok etmek için çalıştı.”
“CHP seçimi valilerin ve polisin yardımı sayesinde kazanabilmişti. Atatürk, cumhuriyeti bir diktatörün eline bırakmak istemiyordu. Atatürk’ün ölümünden sonra Milli Şef, şimdi de Atatürk’ün bütün hatıralarını silecekti. Kendi heykellerini yaptırmış, pullardan ve paradan Atatürk’ün resimlerini kaldırmıştı.”
“Ehli sünnet geleneğinde takıyye yoktur. Biz cumhuriyet ve demokrasiyi gerçek manasıyla seviyoruz. Ancak laiklik adına milleti kuşatma altına alan gizli güçlerin takıyye yaptıkları ve dine karşı temelden düşman oldukları şüphesini taşıyoruz.”
“Sonuçta cariyeler köle statüsündedir. Sahipleri padişahtır. Padişah isterse onlarla karıkoca hayatı yaşayabilir. Çünkü köle, İslam hukukuna göre maldan sayılır. Mal sahibi malını dilediği gibi kullanma hakkına sahiptir. Padişahlar, hür ya da köle İslam hukukuna göre aynı anda sadece dört kadına nikah kıyabilir üzerine cariye de alabilirdi.
“Zaman cemaat zamanıdır. ... Bu ses hayatını milletin hayatı için feda eden İmam Bediüzzaman’dan başkası değildi...”
“Nur talebeleri adıyla anılan fikir akımı, binlerce mahkemede Türk İslam medeniyetini savundular.”
“Binlerce avukat, katip, mübaşir, milyonlarca insan, Nur Risalileri denilen eserleri okudu. İslam medeniyetinin yüceliğine inandı. İmanını kurtardı. İnkar fırtınası dindi.”
“Furkan bir gün yeni arkadaşına kedileri neden sevdiğini sordu. Çünkü oğlum, onlar mırıl mırıl Allah’a zikrediyorlar.”
“Şerbetçi dede, Hasan’ı fark edince afiyetle böreğini yiyen zayıf bir kediyi gösterip sordu: Duyuyor musun? Neyi? dedi Hasan. Zikrini. Ne zikri? Şerbetçi dede, Hasan’ın yüzüne baktı. Ya rahim, ya rahim diyorlar kulağını yaklaştır da dinle dedi.”
“İbrahim öğretmen Abdullah’a döndü, “Peki ya dünyamız Abdullah? Sence uzay boşluğunda kendi kendine mi duruyor? Böyle bir güç ki, yıldızları, gezegenleri, galaksileri bir arada tutuyor, güneşe ışık, aya parlaklık veriyor. Dünyamızın havada durmasını o sağlıyor. Bu kitapları seneler önce Bediüzzaman Said Nursi isimli bir alim yazmış.’ Çocukların aklına süper bir fikir geldi. Bu yaz tatilde hep beraber Nur Dede Kampı yapalım mı?”
“Beyaz atlara binen melekler, İslam düşmanlarını birer birer öldürdüler. İnkarcıların kalplerine korku salacağım. Vurun boyunlarına. Doğrayın parmaklarını!”