İZMİR’in Dikili İlçesi’ne bir araştırma için gelen Dokuz Eylül Üniversitesi Öğretim Üyesi Biyolog Prof.Dr. Barbaros Çetin, zamanından önce açan, beklenen zamanlarda ürün vermeyen bitki örtüsünü inceledikten sonra şaşırdığını söyledi. Prof.Dr. Çetin, "Dünya kıyameti yaşıyor. Ozon tabakası delindi, ekosistem tahrip edildi. Biyolojik saati bozulan bitkilerin hızla yok olmasıyla aç kalacağımız ortada. Daha da kötüsü, 7 milyar insanın göç edebileceği bir yer de bulunmuyor. Başka bir gezegen bulmak için de vakit yok" diyerek bir an önce önlem alınması gerektiğini vurguladı.
Dikili, Kozak Yaylası ve Madra Dağı'nda incelemelerde bulunan Dokuz Eylül Üniversitesi Öğretim Üyesi Biyolog Prof.Dr. Barbaros Çetin, korkutan değerlendirmelerde bulundu. Dikili'de bu mevsimde dut ağaçlarının meyve verdiğini, ayçiçeklerinin açtığını tespit ettiklerini kaydeden Prof.Dr. Çetin, "Felakete sürükleniyoruz" diyerek uyarılarda bulundu. Yaşananlara şaşırılmaması gerektiğini vurgulayan Prof.Dr. Çetin, şöyle devam etti:
"Bazı canlı türleri hızla yok oluyor. Milyonlarca yıldır yaşayan bazı türler de yıllık yaşam ritimlerini kaybediyor. Dünya kıyameti yaşıyor. Ozon tabakası delindi, ekosistem tahrip edildi. Biyolojik saati bozulan bitkilerin hızla yok olmasıyla aç kalacağımız ortada. Daha da kötüsü 7 milyar insanın göç edebileceği bir yer de bulunmuyor. Başka bir gezegen bulmak için de vakit yok."
Zamanından önce açan, beklenen zamanlarda ürün vermeyen bitki örtüsünü inceleyen Prof.Dr. Barbaros Çetin, şöyle devam etti:
"Dikili'den çıkıp Madra Dağı'na tırmanmak üzereyken ayçiçeklerinin açtığına tanık oldum. Ben hayatım boyunca böyle bir şey görmedim. Ayçiçeği normalde bahar aylarında topraktan çıkar, yaz sonunda meyvesini verir, sonbaharda da sapları çürüyerek biyolojik saatini tamamlar. Fakat öyle ilginç ki aralık ayında ayçiçeklerinin yeniden çiçek açtıklarına ve tohum verdiklerine şahit olduk. Maalesef küresel ısınma ve iklim değişiklikleri gerçeği artık dünyanın ekolojik ritmini, biyolojik saatlerini bozmaya başladı."
ÇİFTÇİLER DE ŞAŞKIN
Selanik göçmesi çiftçi 66 yaşındaki Celal Balaban da gördükleri karşısında şaşkınlık yaşadığını belirtip, "İlk kez böyle bir olayla karşılaşıyorum. Özellikle son iki yıldır ürünler erken çiçek veriyor, ağaçlar zamansız meyve veriyor" dedi.
REKOLTE DÜŞTÜ
Edremit, Burhaniye, Ayvalık, Havran gibi ilçelerde zeytin ağaçlarının erken çiçek açmasının ardından havanın kötü gitmesiyle meyvenin oluşmadığını savunan Ayvalık Zeytin Üreticileri Derneği Başkanı Salih Madra, rekoltede ciddi oranda düşüş yaşandığını anlattı. Kozak Yaylası Çevre Koruma Derneği Sözcüsü Gülden Karabudak ise Kozak'ta bu yıl özellikle çam fıstığında yüzde 90 rekoltenin düştüğünü söyledi.
"AÇLIK TEHLİKESİ KAPIDA"
Küresel ekolojik kaosun ve felaketin gerçek izlerinin görülmeye başladığını savunan Prof. Dr. Çetin, yakın gelecekte insanların açlık tehlikesiyle karşı karşıya olduklarına dikkat çekti. Prof.Dr. Çetin, Küresel İklim Değişimi'nin önlenemeyen hızı nedeniyle dünya ekosisteminin tüm ekolojik parametrelerinin olumsuz anlamda seyretmesinin yansımalarını, Türkiye'de son birkaç yılda artan biçimde görüldüğnü söyledi. Prof.Dr. Çetin, şöyle konuştu:
"Kış aylarını yaşadığımız şu günlerde erik, badem, Japon elması gibi ağaçların aynı yıl içerisinde birden fazla yaprak, çiçek ve meyve verdiklerine hayretler içinde rastlıyoruz. Oysa yaprak döken ağaç türlerinin milyonlarca yıl içerisinde kazanmış oldukları davranış şekillerinde (biyoritm) anormal sayabileceğimiz oluşumlara tanık olmaktayız. Yaprak döken bir ağaç aynı yıl içinde ikinci kez yaprak, çiçek ve meyve vermesi, ağaçların hızla yaşlanmasına ve eskisi gibi zamanında yeterince ürün vermemesine neden olabilecektir. Ayrıca bulunduğu topraktan o yıl için ekstra mineral ve diğer maddeleri de alacağı için toprağın hızla zayıflamasına neden olacaktır. Zamansız açan yaprak, çiçek ve meyvelerin kış aylarında toprakta biyolojik olarak parçalanmaları oldukça güçtür. Meyve bahçesi için çiftçi ekstra gübre vermek zorunda kalacaktır. Nitekim Dikili ve Salihli bölgesindeki çiftçilerle görüşmelerimizde bu konu dile getirilmiştir. Diğer önemli bir nokta da özellikle arı ve bazı böceklerle döllenen bitkilerin bu kış mevsiminde döllenme ve meyve verme olasılıkları da çok zordur."
DÜNYA 6’NCI YOK OLUŞ SÜRECİNDE
İnsanların başlattığı sürecin '6’ncı Yok Oluş Süreci' olduğunu ileri süren Prof.Dr. Çetin, bunun öncekilere göre daha büyük olacağını belirtirirken şöyle konuştu:
"İnsanoğlu sadece kendisi için değil gezegen için kıyameti başlattı. Yılda yaklaşık 30 bin tür yok oluyor, yani saat başı 3'tür. Yaşam tarihinde 5 kez kitlesel yok oluşlar gerçekleşti, bunların her biri önemli jeolojik olayların sonucuydu. Örneğin 5’inci kitlesel yok oluş süreci bundan 65 milyon yıl önce bir gök taşının dünyaya çarpması nedeniyle gerçekleşti ve dinozorların 150 milyon yıl süren egemenliği sona ermiş oldu."
GEREKLİ ÖNLEMLER ALINMALI
Doğasıyla barışık ve ekolojik değerleri ön planda tutan kanun ve yasaların gerçek anlamda uygulamaya konmadığını vurgulayan Prof.Dr. Çetin, "Ne yazık ki ülkemizdeki mevcut siyasi partiler, parti programlarında çevre ve ekoloji konusuna yer vermelerine rağmen uygulamada sonuçlarını görmemiz mümkün olmadı. Yeni anayasa çalışmaları sırasında doğanın ekolojik yasalarını baz alarak gerekli yenilikleri ortaya koymak zorundayız. Aksi halde şu anda sürdürdüğümüz klasik politikalar onarılması çok güç olan ekolojik- sosyo ekonomik felaketlere neden olacaktır" diye konuştu.