Kepler-186f adı verilen ve 500 ışık yılı uzaklığındaki bir güneşin yörüngesinde dönen gezegen, dünyayla hemen hemen aynı büyüklüğe sahip. Gezegen, güneşten, yüzeyinde suyun sıvı halinin oluşması için de tam gereken uzaklıkta. Bu mesafe, hayatın oluşması için ideal sayılıyor.
 
NASA'dan uzaybilimci Elisa Quintana'ya göre gezegende dünyadakinden farklı bir hayat olabilir:
 
"Gezegen, dünyanın ikiz kardeşi değil, kuzeni sayılabilir. Dünyayla aynı özellikleri paylaşsa da güneşleri, çok farklı."
 
Kepler-186f'nin güneşi, bizimkinden daha küçük ve serin.
 
Ancak uzay bilimcilerine göre şimdiye kadar keşfedilen yüzlerce gezegenle kıyaslandığında yeni bulunan gezegen, dünyaya birçok açıdan daha yakın. Bazıları, kalın ve ezici atmosferlere sahip, gazla örtülü dev gezegenler. Bazılarıysa güneşlerine çok yakın ve bu nedenle çok sıcak.
 
NASA uzmanı Elisa Quintana, geçen yıl keşfedilen iki gezegenin dünyadan biraz büyük olsalar da güneşlerinin yörüngelerine doğru uzaklıkta olduklarını söylüyor:
 
"İlk kez hem dünyayla benzer boyutta olan, hem de güneşine olan uzaklığı hayatın var olmasına olanak tanıyan bir gezegen keşfettik."

Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'nden astrofizikçi Sara Seager'a göre, bu, böylesine bir gezegenin son kez keşfedildiği anlamına gelmiyor:
 
"Yıllardır yaşam barındırabilecek gezegenlerin özelliklerini anlamaya çalışıyoruz. Yeni keşfedilen gezegen, dünyaya çok benziyor. Bu da bize heyecan veriyor."
 
Bir sonraki adım, bu uzak gezegenlerin atmosferlerinde hayat belirtisi aramak. Bunun için son derece hassas teleskoplar gerekiyor. California Üniversitesi'nden astrofizikçi Ben Zuckerman ise bütçe kesintilerinin böylesine bir misyonu engelleyeceği görüşünde:
 
"Prensipte bunu önümüzdeki 20 yıl içinde başarabiliriz. Ancak para olmadığı için bunu yapmamız imkansız. En azından ben, bunun başarıldığını göremeyeceğim."
NASA uzmanı Elisa Quintana, yeni nesil uzay teleskoplarının evrende yalnız olmadığımızı kanıtlayacağına inanıyor:
 
"Sanırım bu konuda iyimserim. Evrende başka hayatlar olduğuna da inanıyorum. Uzayda milyarlarca yıldız var. Bunlardan en azından birinde hayat olma ihtimali bana çok yüksek geliyor. Ama tabii herkes bu konuda farklı düşünüyor."
 
İnsanoğlunun, başka yaşamlara ev sahipliği yapan dünyalar keşfetme serüveni daha uzun yıllar devam edeceğe benziyor.