Bu konuda bildiklerimi yazıp yazmamak konusunda uzun süre düşündükten sonra her olayın gizli kaldığı ülkemizde, bu konunun halkımız tarafından bilinmesini arzu ettiğimden bildiklerimi siz değerli okurlarımızla paylaşmak istedim. Hatırlamanızda fayda vardır ki, rahmetli Cumhurbaşkanımız Turgut Özal da öldürülmüştü, aynı Sivas Milletvekili BBP Genel başkanı Muhsin Yazıcıoğlu gibi ve birçok şüpheli ölümler gibi.
Başbakan Recep Tayip Erdoğan’ı Nasıl Vuracaklardı!
Gezi Eylemleri başlamadan önce şahsıma gönderilen bir rapor beni çok etkilemişti, Bu raporda Başbakan Erdoğan’ı öyle yada böyle devirecekler, ancak ondan önce önündeki güçlü kaleleri ele geçirmeyi deneyeceklermiş. Bir anda kaleleri düşünmek geldi içimden. Bir kaç ay sonra basından gözlemlediğim kadarı ile bir kaç olayda bunları fark eder oldum.
Gezi olayları başladığında masumane görünen bu gösterilerin tamamen bir plan proje içerisinde yürütüleceğinden kesinlikle haberdardım.Halkımız sokağa dökülmeye başlıyor ve sokaklar yangın yerine dönüyordu.Dost dosta düşman kesilmiş, sosyal medya ise yurt dışı istihbarat örgütlerinin emri doğrultusunda harekete geçmişti,.Fransa, İngiltere ve İsrail vb ülkeler yada güçler kararlıydı, Başbakan indirilmeliydi, Olaylara katılanların tüm ihtiyaçları gideriliyor, bankalardan paralar yağıyordu. Acaba Deccal son kale Türkiye’yi mi almak istiyordu? İlk aklıma gelen Çanakkale savaşı ve atalarımız oldu. Onlar gemiler, toplar ve tüfeklere karşı süngüler ile savaşmışlardı. Ama bu silah çok farklıydı. Sosyal medya beyin yıkama ve Parapsikoloji savaşı. Sokaklar yanarken bazı ülkelerin parapsikoloji savaşına başvurduğunun belgelerini görüyordum. Ve kimsenin bilgisi olmadığı, farkına varmadığı en büyük silah yabancı istihbaratçılarla beraber Türkiye’ye getirilmiş sokaklarda uygulamamaya başlamıştı. Beyinlere gönderilen elektromanyetik frekanslarla insanların beyin frekanslarıyla oynuyorlar ve sokaktaki halk polisine devletine karşı top yekün sinir harbine giriyor. Türkiye’yi yok etme planının bir parçası haline geliyorlardı. Bu insanlara sorduğunuzda yaşanan olaylara normal bir baş kaldırı diyorlardı. Peki sokaklarda pkk sempatizanları ile el ele tutuşmaları, Türk bayrağını yakanlarla kol kola polisimize saldırmaları normal mi görünüyor sizce? İşte bunların hepsi planlanmış bir oyundu. Özellikle Kızılay da gösteri yapan marjinal guruplar Şayet Başbakanlığa yürüyüşleri sırasında polis engeli ile karşılaşmamış olsalardı Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlığından Türk bayrağını indirip marjinal gurupların paçavralarını göndere dikeceklerdi. Bunu başaramadılar. Olayların sakinleşmesini istemeyen yabancı istihbarat ajanları polisimiz ve istihbaratçılarımız tarafından tek tek belirlenmeye başlamıştı ve Türkiye’de at koşturma istekleri burunlarından getiriliyorken, sosyal medyada yer alan yabancı ajanlar son çare olarak Türkiye Cumhuriyeti Başbakanını dahi öldürme planlarını ortaya koymaya başladılar. İzlendiklerinden ve kayıt altına alındıklarından haberleri olmayan bu ajanlar gerek facebook gerekse twitter üzerinden Sayın Başbakana saldırı yapacak ve saldırı sonrasında kendilerince kahraman ilan edilecek insanları organize etmeye başladılar. Bu tip bir saldırıyı profesyonelce yapacaklardı. Bulunan sözde kahramanın yapacağı saldırı sırasında şayet bir aksama olursa kendileri devreye girecekti. Böyle bir saldırı olur ve başarısız olunursa bu işin arkasında olanların yaşama şansı olabilir miydi? Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Başbakanına saldırmak Devletin ta kendisine saldırmaktır.
Bu olayı neden yapmadılar yada yapamadılar? Aylar geçtikten sonra bunu sizlerle paylaşmak istedim. Bana bu konuda gerçek bilgi ve belgeleri gönderen Ayyıldız Tim İstihbarata Karşı Koyma Birimine bir kez daha devletçi olmalarından dolayı Teşekkürü borç bilirim
Mehmet İshak Telli
