Edinilen bilgiye göre, Jandarma Uzman Onbaşı Sabri Acem (26) 2014’te Ayşegül Acem ile evlendi.Şiddetli geçimsizlik nedeniyle düğünden 2 ay sonra genç kadın evini terk edip 23 Eylül 2014’te boşanma davası açtı, eşi ise girdiği sınavları kazanarak Jandarma Uzman Onbaşı oldu.Sabri Acem, 2015’te Ölüm Yardım Beyannamesi doldurup, ’Görevdeyken ölmesi halinde ölüm yardımının babası, annesi ve kardeşine ödenmesini’ talep etti.  Boşanma davası devam ederken, Uzman Onbaşı Sabri Acem, terör örgütü PKK’nın 24 Mart 2016’da karakola düzenlediği bombalı saldırıda şehit oldu. Baba Erkan Acem (49) ile anne Seval Acem (48), devlet tarafından oğlu için verilen yaklaşık 96 bin TL’lik ölüm yardımının, boşanma aşamasındaki eşi Ayşegül Acem tarafından alındığını öğrenince isyan etti.
KOCASINI EN ZOR GÜNÜNDE TERK ETTTİ
Oğlunun verdiği beyanına rağmen paranın Ayşegül Acem'e verildiğini ifade eden baba Erkan Acem, bu konuyla ilgili 11 Nisan’da Mersin 3. Aile Mahkemesi’nin de ihtiyati tedbir kararı aldığını söyledi.Ancak bunlara rağmen yaklaşık 96 bin TL’nin boşanma davası açan Ayşegül Acem’in hesabına yatırıldığını, paranın da 27 Nisan’da hesaptan çekildiğini ifade eden baba Acem, devletin gereğini yapmasını istedi.
Baba Acem, “Oğlum 24 Mart Tarihinde şehit olmuştur ve oğlumun sadece 2 aylık bir evlilikle Kıbrıs’ta beraber olduğu Ayşegül ismindeki şahıs oğlumu terk ederek, aldığı maaşı beğenmeyerek, havai bir yaşam isteyerek oğlumu terk etmiştir. Mersin’e gelip 23 Eylül 2014 tarihinde oğluma boşanma davası açmıştır ve oğlum bunu hazmedemeyerek “devlete sırtımı dayayacağım, resmi elbiseyi giyeceğim” diyerek, sınavlara girerek uzman çavuş olarak göreve başladı. Evladımızı 24 Mart’ta kaybettik ve iki senedir arkasını arayıp sormayan bir şahıs, şehidimizin cenazesinde bile olmayan şahıs bankadan 96.000 TL parasını çekebilecek kadar kendini düşürüyor. Oğlumun ayrıca orduda operasyonlara çıkarken ‘ölüm yardım beyannamesi’ adı altında el yazısıyla yazılmış, bıraktığı bir verasetnamemiz var. Buna rağmen böyle bir şahıs 2 sene sonra ortaya çıkıp “ben mirasçısıyım” diyebilecek kadar kendini düşürebiliyor. Keşke yanımızda olsaydı, keşke bizim yanımızda, oğlumun yanında sonuna kadar olsaydı bütün haklarımı ben de ona devretseydim. 11 Nisan’da alınmış tedbir kararımız var ‘bu kız hiçbir hakkını kullanamaz, yardımlardan faydalanamaz’ diye. Buna rağmen devletimiz bu insana 27 Haziran’da 96.000 TL ödeyebiliyor. Devlet yetkililerimizden gereğinin yapılmasını arz ediyorum. Yüce Türk Adaletin sesleniyorum buradan, anne baba karşısında 26 senelik bir emek ve 2 aylık bir birliktelik ki kocasını en zor gününde bile terk etmiş, kaçmış bir şahıs 2 sene sonra ortaya çıkıp “ben mirasçısıyım” diyebiliyorsa diyebileceğim başka bir şey yoktur. Yetkililerden ve adaletin yerine getirilmesini istiyorum” şeklinde konuştu.