İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı Genel Soruşturma Bürosu tarafından düzenlenen iddianamede 3 Eylül'de Çekmeköy'de yaşanan olay şöyle anlatıldı:

Ümraniye Cezaevi Tabur Komutanlığı'nda astsubay üstçavuş Aslan S. ile Ümraniye Cezaevi'nde infaz koruma memuru Deniz A. arasında bu yılın başından itibaren duygusal ilişki başladı. 

Koruma Şube Müdürlüğü'nde polis Süleyman A. ile evli olan Deniz A., Aslan S. ile birliktelik yaşadı.

Cinayet gününden bir gün önce Deniz A. arkadaşı Sevgi G. ile whatsapp'dan Aslan S. ile ilişkisine dair mesajlaştı. Süleyman A. eşinin telefondaki mesajları görünce sabahsaatlerinde Deniz A. ile tartıştı.

Süleyman A. eşinden kendisini Aslan S.'nın yanına götürmesini istedi. Deniz A. polis memuru eşini, astsubay sevgilisinin her saban servis beklediği Çekmeköy'deki noktaya saat 07.15 sıralarında götürdü. Deniz A. araçta beklerken polis memuru Süleyman A. astsubay Aslan S.'nin yanına gitti. Eşi ile ilişkisinin olup olmadığını soran Süleyman A.'ya, Aslan S. arkadaş olduklarını herhangi bir ilişkisinin olmadığın söyledi. Bunun üzerine Süleyman A., Aslan S.'nin cep telefonuna bakmak istedi. 

SEVGİLİSİNİ 'SON' ADIYLA KAYDETTİ

Aslan S. telefonunu göstermek istemedi. Ancak  Süleyman A. , Aslan S.'nin elinde bulunan telefonundaki whatshap'ta eşinin 'SON' adıyla kayıtlı olduğunu gördü. Astubay ve polis arasındaki tartışma şiddetlendi. Süleyman A. araçta bekleyen eşini  yanına çağırdı. Deniz A'nin gelmesi ile Süleyman A., eşi adına kayıtlı tabancayı çıkardı. Hiçbir şey demeden eşini sağ kolundan vurdu. 

TABANCA TUTUKLUK YAPTI 

Süleyman A., Aslan S.'ye ateş etmek isterken silah tutukluk yaptı. Tabancayı doldur boşalt yapan polis memuru Aslan S.'ye ateş etti. Bu sırada da Aslan S. beylik tabancasını belinden çıkartırken yere düşürdü. Yere düşen tabancayı almak için astsubay ile polis memuru arasında itiş kakış yaşanmaya başlandı. Aslan S. düşen tabancasını yerden alınca taraflar birbirine ateş etti. 

İkili ellerinde silah olduğu halde boğuşmaya başladı. Yere düştükleri sırada Aslan S. üzerinde bulunan Süleyman A.'nın  sırtına doğru bir iki el ateş etti. Süleyman A. da Aslan S.nin  altında kalan silahına ulaşarak ateş etmek istedi.  

EŞİ EVİME 10-15 KERE GELDİ

Aslan S. ifadesinde polis memurunu eşi ilişkisi olduğunu belirterek, "Evime 10-15 kere geldi. Birçok kez ayrıldık ve görüşmeye başladık. Servis beklerken önceden tanımadığım Süleyman A. yanıma gelerek hakaret etmeye başladı"  dedi. 

Polis memurunun cep telefonuma bakmak istediğini belirten Aslan S., "Kendisini sakinleştirmek amacıyla eşiyle ilişkim olmadığını söyledim. Cep telefonumda Deniz'in whapsapp'ta kayıtlı 'son' diye kaydettiğim fotoğrafını gördü. Silahını çıkartarak tetiğe bastı. Silahı tutukluk yapınca kaçmaya çalıştım ancak ateş edince boğazımdan yaralandım. Silahımı çıkartmaya çalışırken silahıma tekme atınca yere düştü" dedi. 

'15 BİN TL SÜT PARASI VERDİK'

Olayın şokunu yaşayan anne Hatice U., oğlunu evlendirme hevesiyle yola çıktığını belirterek "Buradan bir aracı ile birlikte Doğubayazıt’a gittik. Bizi kızın ağabeyi İbrahim Ö. isimli kişi ile tanıştırdılar. Daha sonra da gelinin evine gittik. Oğlumla evlenecek kız ile konuştuk. Kızın kişiliği hoşumuza gitti. Kızın ağabeyi İbrahim Ö., bize 'Hayırlı olsun, yüzükleri takalım, hep birlikte tatlımızı yiyelim’ dedi. Biz orada yüzüğümüzü taktık, tatlımızı yedik, ben 'Kızımızı ne zaman götürebiliriz' diye sorduğumda bana 'süt hakkını ne zaman verirseniz o zaman götürebilirsiniz' dediler. Benim o an üzerimde para yoktu. Bir gün sonra bankaya gidip 25 bin lira para çektim. Süt parası olarak 30 bin lira istediler. Ben İbrahim Ö.'ye 15 bin lira para verdim" dedi.

'İYİ NİYETİMİZİ KULLANDI'

Daha sonra bir yakını ile birlikte gelin adayını Çorum'a getirdiklerini söyleyen Hatice U. "İmam nikahını kıydık. Sonra bize bir telefon geldi. Amcasıymış, Hasan diye birisi aradı. Bize 'Altınları alın yoksa bu düğün olmaz' dedi. Ben o gün 20 bin liralık altın aldım. Ertesi gün kıyafet almaya gittik. Çünkü birkaç gün içerisinde düğün olacaktı. Bir taraftan da kart bastırıyorduk. Sonra gittik, kıyafetleri aldık. Sonra gelinim bana 'Benim canım lahmacun çekiyor’ dedi ve Gazi Caddesi’nde bir lahmacuncu tarif etti. Sonra oğlum ile birlikte lahmacun yemeye gittiler ve ne olduysa lahmacuncuda oldu. Oğluma, 'Ben lavaboya gidiyorum' diye masadan kalkmış ve gidiş o gidiş, bir daha da dönmedi. Yabancıdır, kaybolmuştur, yol iz bilmez diye her yerde aradık, ama bulamadık. Daha sonra yakınları tarafından götürüldüğünü öğrendik. Biz bu kişilere ulaştık, olup biteni öğrenmeye çalışıyorduk. Birkaç kez telefonla görüşme sağladık. Ancak, daha sonra dolandırıldığımızı anladık ve şu an bu kişilere ulaşamıyoruz. Telefonlarımızı engellediler. Bu kişiler hakkında şikayetçi olduk. Biz çok mağdur edildik. Biz onu çok sevmiştik, iyi niyetimizi kullandı. Bize bunu yapmamalıydı. Aracılar da bizi hataya düşürdü" diye konuştu.

Adalete güvendiklerini söyleyen baba Hasan U. ise kendilerini dolandıran bu kişilere gereken cezanın verilmesini istedi.