Allahtan haber geldi kardeşini öldüreceğim'
Adana'da kayınbiraderi 36 yaşındaki Mehmet Ali Kanık'ı av tüfeğiyle öldürmekten yargılanan emekli polis memuru 43 yaşındaki Rifayi Tahta savunmasında, "Yere doğru ateş ettim. Öldürme kastım yoktu. Kendisini kardeşim gibi severdim" dedi

Mehmet Ali Kanık, ablası Sultan Tahta'ya 122 Cumhuriyet altını ile 85 bin TL verip saklamasını istedi. Polis memuru olarak görev yaptığı sırada geçirdiği psikolojik rahatsızlık nedeniyle malulen emekli edilen Rifayi Tahta, bankalara borcu olduğunu söyleyerek eşi Sultan'dan bu para ve altınları aldı. Bir süre sonra Mehmet Ali Kanık emanetini geri isteyince, eniştesi Rifayi Tahta'nın aldığını öğrendi. Enişte, kayınbiraderine geri ödemeye yapacağını söylemesine karşın yapmadı. Aradan 1 yıl geçmesine karşın ödeme yapmayan Rifayi Tahta, 18 Ekim'de bir araya geldiği kayınbiraderi Kanık'ı av tüfeğiyle ateş ederek öldürdü.
Tutuklanan Rifayi Tahta kasten öldürme suçundan ömür boyu hapis cezası istemiyle 10'uncu Ağır Ceza Mahkemesi'nde hakim karşısına çıktı. Emekliye ayrıldıktan sonra maddi sıkıntıya düştüğünü anlatan Tahta, savunmasında şunları söyledi:
"Mehmet Ali parayı istedikten sonra kendisine, ana para alacağı saklı kalmak koşuluyla aylık bin 500 lira ödemeyi teklif ettim. O da kabul edince yaklaşık 10 ay boyunca bu şekilde ödeme yaptım. Ancak Mehmet Ali sürekli paranın tamamını ödemem için beni sıkıştırıyordu. Olaydan yaklaşık 1 ay önce eşime mesajlar gönderip tehdit etmiş. Sürekli beni de arayıp hakaret ve küfür ediyordu. Olay günü ne beni arayıp 'geliyorum kızlarını dışarı çıkartacağım' diye bağırdı. Ben de bunun üzerine av tüfeğini alarak aşağı indim. Asansörden çıkar çıkmaz Mehmet Ali ile karşılaştım. Elinde içki şişesi vardı. Sakinleştirip dışarı çıkarmaya çalıştım. Bu sırada belinden bıçak çıkartarak bana doğru döndü. Ben de yere doğru iki el ateş ettim. Öldürme kastı ile ateş etmedim. Bu olaylar öncesinde Mehmet Ali ile aramız çok iyiydi. Kardeşim gibi severdim."
'ALLAHTAN haber GELDİ KARDEŞİNİ ÖLDÜRECEĞİM'
Müşteki olarak ifadesi alınan Sultan Tahta ise olay günü kardeşi Mehmet Ali'nin eşini aradığını belirterek şöyle konuştu:
"Kardeşimle konuştuktan sonra bize dönüp, 'Allahtan haber geldi. Kardeşini öldüreceğim' dedi. Kardeşim bana 'Borcunuzu ödeyin. Seni öldüreceğim, kızlarını öldüreceğim' diye mesajlar atıyordu. Ben bu mesajları eşimin görmemesi için siliyordum. Daha sonra kardeşim beni arayıp, öfkeyle yazdığını söyleyip özür diliyordu. Kendisi ile barışıp anlaşıyorduk. Rifayi sürekli intihar etmekten, bizi öldürmekten bahsediyordu. Çok korkuyorduk. Şikayetçiyim."
Mahkeme heyeti, Rifayi Tahta'nın akıl sağlığının belirlenmesi için Ruh Sağlığı Hastanesi'ne gönderilmesine karar verip duruşmayı erteledi.
EŞİNE YAPTIĞI TEKLİF DEHŞETE DÜŞÜRDÜ
Daha önce de 'Kardeşini eve çağır evde öldüreyim meşru müdafaaya girer' diye bana söyledi. Ben de çağırma teklifini kabul etmedim. Sanık sürekli kardeşimi, bizi ya da kendisini öldürmekten bahsediyordu." diye konuştu.              
Müşteki Remzi Kanık ise kardeşini öldüren eniştesinden şikayetçi olduğunu söyledi.  Tanık olarak dinlenen sanığın kızı B.T. ise olay günü balkondan aşağıya baktığında dayısı ile babasının karşılıklı durduklarını belirterek, "Babam, dayıma 'Yürü' diye bağırdı.  Dayım tam arkasını dönerken babam sağ eli ile bacağının yanında tuttuğu tüfeği havaya doğru kaldırıp dayımın baş hizasından ateş ettiğini gördüm." dedi.
Mahkeme heyeti, sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı sanığın akli dengesinin yerinde olup olmadığının belirlenmesi için Adana Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesine sevk edilip rapor aldırılması için erteledi.
Emekli polis memuru Rifayi Tahta, 18 Ekim'de Çukurova ilçesi Güzelyalı Mahallesi'ndeki evinin önünde taksiden inen kayınbiraderi Mehmet Ali Kanık'ı tüfekle öldürdüğü gerekçesiyle tutuklanmıştı.