• Bir önceki yazımızda silah, silahlanma, kitle imhası ve kitle imha silahları kavramları üzerinde durmuştuk. Özetle sadece klasik anlamda kitle imha silahı diye bildiğimiz Kimyasal, Biyolojik ve Nükleer silahlarla kitle imhasının olmadığını, her türlü savaş ortamının doğal olarak kitle imhasını tetiklediğini örnekleri ile ortaya koymuştuk. Bunu bir başka boyutu ile devam edeceğiz; geleceğin/neslin imhası…
    Günümüzün en önemli eğitim ve etkileşim aracı olan internetin kullanım şekli her zamankinden daha fazla önem kazanmaktadır. Günümüzde özellikle mobil internet aygıtlarıyla hemen hemen her yerden internete erişilebilir. Kablosuz ağ bağlantısını destekleyen cep telefonları, dizüstü bilgisayarlar gibi cihazlarla kullanıcılar istedikleri zaman istedikleri yerden internete ulaşabilirler. İnternet amaç değil tıpkı TV gibi sadece bir araçtır. Her araç gibi amaçlar ve yetki/sorumluluk ilkelerine ve ticari kaygılara göre şekillenmektedir.
    Dünya genelinde yaşayan insanların yaklaşık % 33 luk kısmının kullandığı internet, çok farklı amaçlar için kullanılmaktadır. Bunların başlıcaları: Medya takibi(gazete kuma, tv izleme), Sosyal medya ve içerik paylaşma, Oyun oynama, Kamu hizmeti alma/verme, Eğitim, Ticaret, Zaman geçirmek vb Görüldüğü üzere internet bir araç olarak oldukça faydalı olarak kullanılabilmektedir. Bunları inkar etmeden ve detaylarını başka yazılara bırakarak madalyonun öteki yüzüne bakacağız ve internetin olumsuzluklarını anlatacağız. Zira, -maalesef- çoğunlukla bilinçsizce gerçekleşen kullanımlardan veya cürüm işleyenlerin sistemli ve organize yapılarından dolayı, özellikle çocuklarımız mağdur olmaktadır. İnternet belki hepimiz tarafından bilgiye ulaşım için büyük bir aracı olarak görülse de söz konusu bilişim suçları (mesela en uç nokta olan çocuk pornografisi) olduğunda bu sıklıkla kullanılan ve kolay ulaşımı sağlayan tehlikeli bir silaha dönüşmektedir. Çocuklara çeşitli yollarla ulaşan bu suçlular bilişim teknolojilerini her türlü olanağı ile kullanmaktadırlar. Genel anlamda olumsuzluklar ile ilgili detayları diğer yazılara havale ederek

    http://rusenozkan.blogspot.com.tr/2013/06/teknolojinin-goz-ardi-edilen-diger.html   

    burada çocukların korunması ve internetin sağlıklı kullanımına dair bazı hususlar üzerinde durmak istiyorum. Olayın temelde iki boyutu var, ilki internet kullanıcısı olan çocukların korunması, diğer ise interneti kullanarak çocuklara karşı cürüm işleyenlere karşı yapılması gerekenler.

    Çocukların Korunması: Bu başlıkla ilgili “çocukların çevrimiçi korunması” ismi de kullanılmaktadır. Bu konuda pek çok aile/çocuk filtreleme yazılımları ve/veya ayarlamaları mevcuttur. Ebeveyn kontrol ve denetimi ile doğrudan ilgilidir. Temelde;
    • İnternet sitelerindeki kontrolsüz içerikler,
    • Arama ve/veya gezinmede karşımıza çıkan zihinsel ve bedensel gelişimi olumsuz etkileyecek içerikler
    • Oyun dünyasının doğurduğu olumsuzluklar
    • Habersiteleri başta olmak üzere (evet yanlış okumadınız bu siteler başta olmak üzere) haber, kültür-sanat ve eğitim sitelerinde doğrudan, gripropaganda ve/veya sübliminal teknikleri ile yalan yanlış içerik ve/veya zihin yönlendirmeleri yapılan yerler
    • Genel toplum adap ve kurullarına ve değer yargılarına uygun olarak hareket etmemeye yönlendiren yerler hakkında ebeveynlerin çocuklarını koruma çalışmalarıdır.
    Ancak bu kontrol ve denetim yukarıda zikrettiğimiz üzere her yerden internete girilebilen günümüzde ancak bir devlet politikası olduğunda anlam kazanır. Devlet bunu yaparken hem koruma hem de doğru tarafa kanalize etme fonksiyonların ifa etmelidir. Çocuklar gördükleri şeylerden çok etkilenirler, Hz. Ömer Efendimiz (RA), “Çocuğa kötü söz söylemen veya davranışta bulunman, onu başkalarına karşı aynı şekilde söylemesine veya yapmasına neden olur.” diye durumu ifade eder. Modern psikolojinin en önemli isimlerinden olan Carl Young, “Çocuklar büyüklerin sözleri ile değil, yaptıkları ile eğitilirler” diyor. Bunu örnekliyecek olursak; Fatih S. Mehmet’in topluma örnek olarak sunduğu hocaları Molla Hüsrev ve Akşemseddin’e özenen o dönemin çocukları/gençleri tarihimizin en büyük bilimsel keşiflerini yapan alim/bilgin kişileri oldular. Zira o çocuklar padişah çocukları olmadıkları için Fatih olamayacaklarını biliyorlardı, ama Fatih’in bile saygı gösterdiği biri olabilmek için çabaladılar. Günümüzde ise kitap okumayan ve idolü medyatik karakterler olan kayıp bir nesil yetişiyor. 2011 yılında ülkemizde yapılan araştırmada rol model olarak alınan ilk elli kişinin içinde tek bir akademisyen, devlet adamı, bilim adamı veya gerçek sanatçı yoktu. Aynı yıl ABD de 10 yaşındaki çocuklar üzerine yapılan araştırmada, %85’inin kendini çirkin bulduğu ve TV’deki karakterlere benzemeyi istediği ortaya konmuştur.

    İşte bunlar gelecek neslin kayıp gitmesi ve başka bir deyişle kitle imhası değil midir?

    Çocuklara Karşı İşlenen Çürümler: Burada zikrettiğimiz başlıklar altında işlenen tüm suçlarla mücadeleyi kastediyoruz. Neler olduğunu hem hatırlamak, hem de anlamak adına EGM tarafından alman polisinin yaptığı filmin yerli cast ile çekilmiş olan halini izleminizi tavsiye ediyorum.

    https://www.facebook.com/video/video.php?v=10150777838768258 

    Şunu hemen belirtelim, bu suç yapıları (yapı diyorum, zira elimizdeki bilgiler bilişim suçlarının çoğunlukla organize yani birden fazla kişi ile yapıldığını gösteriyor) temelde yıkım ve tahrip üzerine gayret gösterdiklerinden daha etkilidirler. Bir şeyi yapmak, düzeltmek ne denli zor ise bozmak o denli kolaydır. Hele hele bunlar gittikçe insanlıktan çıkmış kişiler ise onlarla mücadele etmek artık çok zorlaşır. Koruyucu ve geliştiriciler, hem rutini yapmak hem de ilerlemek zorundadır, ama onlar sadece tahrip ile uğraşır bu nedenle hep bir adım önde olurlar.
    BTK başkanımız Sn. Tayfun Acarer verdiği beyanatta, internette yüzde yüz kontrol olamayacağını ifade etmiş. El-hak doğrudur. Peki ya olabilen kontrolün neresindeyiz? Devlet neden gereğini yapmaz? Uluslararası tecrübeyi, birikimi ülkemize kazandırmaz? Dediğim gibi suç yapıları ile uğraşmak çok zorlaştı, bundan dolayı dünya ile entegre ve olabildiğince etkin çözümler üretmek lazım, Interpol, Europol, Financial Coalition, WTO vb yapılar ile entegre bir çalışmanın içine girilmelidir. Dünya bizden ibaret değil, hele hele sanal dünya da hiç yalnız değiliz.

    Sonuç olarak şunu rahatlıkla söyleyebiliriz, gelecek nesli yok etmeyi (kendilerine bağımlık hale getirerek, tüketim alışkanlığıyla, yozlaştırma ile, toplumsal hareketleri ile, kişisel eğilimleri ile vb yüzlerce yolla) hedefleyen ve teknolojiyi/interneti bir silah olarak kullanmayı benimsemiş organize bir yapı var. Yaptıkları açıkça bir kitle imhasıdır.

    Gelecek nesilleri olan değil, bu nesillerini koruyabilen, onları ahlaklı, donanımlı ve bilinçli kılabilen ülkeler varlıklarını devam ettirebilecekler ve etkin olabileceklerdir.