Osmanlı İmparatorluğu döneminde Milli Savunma Bakanlığı (Harbiye Nezareti) ve Genelkurmay Karargahı (Seraskerlik) olarak kullanılan, Cumhuriyetle birlikte de İstanbul Üniversitesi'ne dönüştürülen Beyazıt'taki tarihi binanın kapısının üzerindeki Sultan Abdülaziz tuğrası, 87 yıl sonra ortaya çıkarıldı.
İstanbul Üniversitesi Yapı İşleri ve Teknik Daire Başkanlığı tarafından ayrılan bütçe ile, Akka Mimarlık tarafından sürdürülen tarihi kapının restorasyon ve konservasyon çalışmasında; cephe temizliği, taş onarımlar, kimyasal sağlamlaştırma, kalem işi süslemeleri de yapıldı.

15 kişilik bir ekibin görev aldığı restorasyon çalışmasında yapı üzerindeki kitabelerde isimleri görünen dönemin hattatlarından Kadıasker Mustafa İzzet Efendi ile Mehmet Şefik Bey'in imzaları açığa çıkarıldı.
Ayrıca ilk defa bu çalışmayla birlikte tuğralar üzerinde hattat Abdulfettah Efendi imzası da gün yüzüne çıkmış oldu. Kapının kuzey cephesinde yani arka kısmında yeni bir tuğra olduğu da tespit edildi.



HAT VE TUĞRALARA YASAK
Harbiye Nezareti (Savunma Bakanlığı) kapısının üzerinde celi sülüs yazıyla 'Daire-i Umur-i Askeriyye' bu ibarenin sağ ve sol tarafında da fetih ve zafer ayetleri yazılı. Mütareke devrinde İngilizler tarafından kullanılan Harbiye Nezareti binası, Lozan Antlaşması'ndan sonra boşaltılınca Darülfünun'a tahsis edilmişti. 1927 yılında ise, daha önce İngilizlerin dahi dokunmadığı kitabe ve hat sanatlarını yok etmek amacıyla kanun çıkarıldı.
"Türkiye Cumhuriyeti dahilinde bulunan bütün mebani-i resmiyye ve milliyye üzerindeki tuğra ve methiyelerin kaldırılması hakkında kanun" çıkınca, Darülfünundaki bu hat yazıları da kapatıldı. Aslında kanunla sökülmesi emredilmiş ancak, Darülfünun emini İsmail Hakkı Bey, kendisi bir hat sanatçısı olduğu için ve Hattat Mehmed Şefik Bey'in elinden çıkan kitabenin ne kadar değerli bir sanat eseri olduğunu bildiği için mermerlerle kapatmıştı. 1933 yılında da T.C yazılmıştı.

ÖĞRENCİLERİN TARİH ZAFERİ
Restorasyonla birlikte 1927'de üzeri kapatılan Sultan Abdülaziz'e ait tuğra, 87 yıl saklı kaldığı yerden ortaya çıkarıldı. T.C ibaresi ise İstanbul Üniversitesi amblem ve yazısının önüne getirildi. 2 yıl önce üniversite öğrencileri ve Ulusal Öğrenci Konseyi, sosyal medyadan 'Tarihimi Geri Ver' kampanyası başlatmıştı.