Davaya konu kaza geçen sene 31 Ekim günü SSK Kavşağı'nda meydana geldi. S.Ç. (20) kullandığı 54 M 0305 plakalı şehir içi minibüsü ile Maltepe istikametinden çarşı istikametine doğru seyir halindeyken SSK kavşağındaki trafik ışıklarında kırmızı ışık yanması sebebiyle durdu.
S.Ç. yeşil ışığın yanmasını beklemeye başladığı sırada yaya geçidinin önünde bulunan geçmesinin yasak olduğu dur çizgisini yavaş yavaş geçerek 6,4 metrelik yaya geçidinin yaklaşık 4 metresini geçerek kural ihlalinde bulundu.
Bu sırada Müjgan Gülşen (71) kendisine yeşil ışık yandığı esnada yaya geçidine girerek karşıya geçmeye basladı. Gülşen, geçidin bir kısımını geçtikten sonra yayalara kırmızı ışık yandı. Yaşlı kadın, hızlı adımlarla karşıya geçmeye gayret etti. Ancak S.Ç'nin kullandığı minibüsün önüne geldiğinde araçlara yeşil ısığın yanması üzerine minibüs sürücüsü kontrolsüz bir şekilde yaya geçidine bakmadan minibüsü ani bir şekilde hareket ettirdi ve önünde bulunan yayayı aracın altına alarak 14 metre kadar sürükledikten sonra diğer araç sahipleri ve yayaların uyarıları üzerine aracı durdurdu. Yaralı halde hastaneye kaldırılan Gülşen, hayatını kaybetti.
Olaydan sonra düzenlenen trafik kazası tespit tutanağına göre maktul asli kusurlu, şüpheli ise tali kusurlu bulundu. Sürücü tutuklandı. Ancak ölen kadının oğlu, kazaya ilişkin mobese görüntülerini savcılığa sundu. Soruşturmayı yürüten savcı, kaza tutanağına itibar edilmeyerek, Trafik Bilirkişi Eğitimcisine bilirkişi incelemesi yaptırdı. Bilirkişi raporunda maktulü kusurlu bulmadı, şüpheliyi ise kazanın oluşumunda asli kusurlu buldu. Soruşturma sonucunda sürücünün 'taksirle ölüme neden olma' suçunu bilinçli taksir ile islediği öne sürüldü. Sürücü hakkında Sakarya 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. Sanık S.Ç., çizgiyi geçtiğini kabul ederek; "Ancak bana yeşil ışık yandığında sağımı solumu kontrol ettim ve herhangi bir yayanın olduğunu görmeyince hareket ettim. Bu sebeple kusurum olmadığını düşünüyorum" dedi.
Davayı karara bağlayan mahkeme, sanığın kırmızı ışıkta kademe kademe ilerleyerek yaya geçidini ihlal ettiğini, bu sırada maktulün yolda karşıdan karşıya geçtiğini fark etmeyerek yolu kontrol etmeden hızla aracını hareket ettirdiğini ve bu şekilde meydana gelen çarpmaya rağmen çarpmayı hissetmeyecek derecede dikkatsiz bir sürüşle maktulün metrelerce aracının altında sürüklenmesine sebep olmakla kazada asli kusurlu olduğuna hükmetti.
Sanığın şehiriçi yolcu taşıma aracına yol güzergahında bulanan yerleşim birimlerinin adının yazılı olduğu sabit plakaları cama takarak ön cam görüş açısını yüzde 50 oranında daralttığı, kaza anında ön cam görüşünün de bu şekilde olduğunun kuvvetle muhtemel olduğunu vurgulayan mahkeme, bu hususun eylemin bilinçli taksir ile gerçekleştirilmiş olduğunun kanıtı olduğuna dikkati çekti. Mahkeme S.Ç'yi 'taksirle ölüme neden olma' suçundan 3 yıl hapis cezasına çarptırdı.
Sanığın cezasını bilinçli taksir ile hareket ettiği gerekçesiyle 3'de bir oranında arttıran mahkeme cezayı 4 yıla çıkardı. İyi hal indirimi yapılan sanık 3 yıl 4 ay hapse mahkum edildi. Sanık, cezaevinde yattığı süre dikkata alınarak tahliye edildi. Maktulün çocukları, sürücüye verilen cezayı az bularak Yargıtay'a temyiz başvurusunda bulundu.
Sürücü hakkında Sakarya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde 80 bin liralık tazminat davası açıldı.
