Nihal Yalçın, annelikle ilgili, "Merak ediyorum ama hangi adamdan çocuk yapayım?" çıkışında bulundu.
"ERKEK AVCI SEN AVSIN"

Nihal Yalçın, Milliyet Sanat dergisine yaptığı açıklamada, yeni rolü 'Leyla' üzeridnen annelik; anne olmanın zorlukları ve kadın cinayetlerine ilişkin çarpıcı açıklamalar yaptı. Yalçın, "Duygulardan çok eylemlerle ilgilenmeye başladık. Hayatımızda sadece eylemler ve imajlar var. Kimse kendini açık etmiyor. Hal böyleyken de kimse kimseye ulaşamıyor. Duygularımızı göstermiyoruz. 20'li yaşlarımızda sevdiğimiz insanı kıskandığımızda söylerdik. Şimdi kıskansak da "Kıskanmıyorum" diyoruz. Biri karşımıza geçip "İlişki istemiyorum" dediğinde, içimiz aksini söylese de "Ben de istemiyorum zaten" diye yanıt veriyoruz. Geçenlerde çok sevdiğim bir kız arkadaşım "Erkek avcı sen avsın. Sürekli kaçacaksın, bir de adama kendini kahraman gibi hissettireceksin" diye akıl verdi bana. Otobanda giderken otomobilinin yağ sinyali yanmış, hemen sevgilisini aramış. "Ben zaten yağ sinyalimin yandığını biliyordum ama gelip beni kurtarmak ona kendini iyi hissettirdi" dedi."

"BANA İMKANSIZ GELİYOR"

Yalçın, anneliği merak ettiğini fakat "Bir adamla hayatımın sonuna kadar birlikte olayım, birlikte çocuklar büyütelim" gibi bir hayalinin kalmadığını söyleyerek, "Bana imkansız geliyor bu. O yüzden olursa ayrılsak da saygı duyacağım, evladıyla ilgilenecek bir adamdan çocuğum olsun isterim." dedi.


İşte o açıklamalardan çarpıcı satırlar:

"ERKEKLER 'GÖSTER PİPİNİ' DİYE BÜYÜTÜLÜYORLAR"

Erkeklere de doğdukları andan itibaren saçma sapan şeyler kodlanıyor. "Göster pipini" diye büyütülüyorlar, "Erkekler ağlamaz"ı duyup duygularını gösteremiyorlar. Romanda da geçiyor, "Eline erkek eli değmemiş" diye bir tabir var. Erkek eli o kadar pis ve kötü ki kadına değmemesi gerekiyor...

"ASIL KURBAN ERKEKLER ZATEN..."

Bence asıl kurban erkekler zaten. Dediğiniz gibi doğdukları andan itibaren saçma sapan cümlelerle tanımlanıyor ve bunun acısını kadından çıkarıyorlar. Bütün kan bir organlarına pompalanınca kafaları çalışmıyor. Kadın ne kadar güçlüyse, erkek o kadar güçsüz. Erkeğin, kadının kaldırdığı acıyı kaldırması mümkün değil. Ben üçüncü sayfa haberlerini okurken en çok "Bir adamı karısına, kızına, etrafındaki herhangi birine şiddet uygulamaya götüren şey nedir?" diye düşünüyorum. Nasıl bu hale gelebildiklerini anlayamıyorum.

"DOĞDUKLARI ANDAN İTİBAREN ERKEKLİKLERİNİ İSPAT ÇABASINDALAR"

"Kadını da devlet, sistem yetiştiriyor. Bu ülkede herkes kadınsılaşmaktan çok korkuyor. Kadının inceliğinden, değiştirme potansiyelinden korkuluyor. Kadın isterse dünyayı değiştirir ama bunu yapması için sevmesi gerekir. Leyla kocası için "tecavüzcüm" diyor, böyle çok kadın var bu ülkede. Sevmediğiniz bir yaratık üzerinize çullanıyor. Sevişmek yok! Bu erkek olma ve iktidar hali hepimizin hayatına sirayet etmiş durumda. En entelektüel erkek bile bir kadın gördüğünde önce poposuna bakıyor! En çok da kadına şiddet uygulayan hemcinslerine lanet okuyan erkekler yapıyor bunu. Doğdukları andan itibaren erkekliklerini ispat çabasındalar, bu yüzden de kurbanlar. Elbette bunu halledebilmiş erkekler de var ama çoğunluk böyle."