Aydın’da linyit kömürü çıkarılan bir maden kapatılarak yerine ucu bucağı belli olmayan 13 bin ağaçlık zeytin ormanı yaratıldı. Üstelik kratere dönüşmüş çukurlar suni gölete, ağıllara hapsedilmiş hayvanlar doğaya salınarak.
Gün geçmiyor ki, maden ocağı, enerji santrali ya da yol yapımı için doğa tahrip edilip, ağaçlar kesilmesin. İşte tüm bu yaşananların tam tersi Aydın’ın Kuloğulları köyünde oldu. Linyit kömürü çıkarılan bir maden kapatılarak yerine ucu bucağı belli olmayan 13 bin ağaçlık zeytin ormanına dönüştürüldü. Üstelik kratere dönüşmüş çukurlar suni gölete, ağıllara hapsedilmiş hayvanlar doğaya salınarak. İşin daha da ilginci maden ocaklarının derin dehlizlerinde ekmek parası peşinde koşan köylüler, yerin üstünde tabiatın kucağında daha çok kazanmaya başladı. Sırf onlar mı? Girişimcinin ücretsiz işçilerim dediği kümes hayvanları, koyun gibi küçük baş, inek gibi büyük baş hayvanlar da.

Peki ama nasıl tüm bunlar nasıl oldu?

Arazi 2007'de maden faaliyetleri için kullanılıyordu.

Dönüşüm 2007'de başladı

Herşey Ankaralı  Aydıner firmasının bir linyit kömür madeni arazisini 2007 yılında satın almasıyla başlamış. Madeni işletmemeye karar veren Aydınerler öncelikle 10 yıl boş kalan bu 250 dönümlük bu araziyi teraslamış ve tarım yapılmaya hazır hale getirmiş. Ardından da bu arazide ne tip ürün yetiştirileceği etüt edilmiş. İçinde zeytin ağacı da olan farklı meyve türlerinin yetiştirilmesi konusu tartışılırken ölümsüz zeytin ağacı ağır basmış ve start verilmiş. 2007 yılının son aylarında ise bilim devreye girmiş ve Ziraat Mühendisi Mücahit Özkaya danışmanlığında Türkiye’nin örnek bir zeytin bahçesi ve en modern zeytinyağı fabrikasının temelleri atılmış. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü’nün teknik desteği ile başlayan bu süreçte, öncelikle yerel çeşitlerden Memecik zeytin çeşidinin ön plana çıkartılmasına karar verilmiş. Buna tozlayıcı olarak da Gemlik zeytin çeşidi seçilmiş. Birçok ilki içinde barındıran zeytin bahçesinde kısa sürede kömür çıkartılırken ortaya çıkan yer altı toprağı tarım için uygun olmayan özellikte olduğu için, fidan dikim yerleri arazide işaretlenmiş, Ardından da doğal saksı yöntemiyle dikimler başlamış. Oluşturulan terasların şev başlarına erozyona karşı mücadele etmek üzere Kapariler dikilmiş. Damla sulama sistemi uygulanan arazide fidanların farelere karşı korunması için fidanların gövdelerine pis su boruları ile koruyucular yerleştirilmiş.



İlaç kullanılmıyor

En can alıcı nokta ise işletmenin yönetimine Kuloğulları köyü muhtarı Dursun Ertürk’ün getirilmesiyle oluşmuş. Deneyimli bir çiftçi olan Dursun beyin bilgileri ile şirketin danışmanlıkla elde ettiği bilimsel bilgiler birleşerek müthiş bir sinerji oluşmuş. Tabii  Aydıner Şirketinin finansal gücü de büyük katkı yapmış. Burada yapılanlar aynı işle uğraşan köylülere de model olmuş ve onlarda da dönüşüm başlamış. Bu çiftlikte tarım ilacı hiç kullanılmıyor. Zeytin fidanlarının etraflarına fare ve diğer kemirgenlerden korumak amacıyla PVC borular geçirilmiş. Zeytine zarar veren sinek ve tüm börtü böcekle mücadele için kanatlı hayvanlar kullanılmış ki, halen de kullanılıyor. Arazide birçok hindi, kaz, ördek, tavuk ve horoz görüyorsunuz. Dursun bey onlara “parasız çalışan işçilerim” diyor. Bu kanatlıları da kuluçka makinelerinde kendileri üretiyorlar. Zamanla bunların yaşlıları kesilecek ve satılacak. Bu amaçla soğuk hava depoları kurulmuş. Böylece organik, serbest dolaşan kanatlı üretimi de en iyi şekilde yapılacak.

Otları koyunlar biçiyor

Bir başka güzel girişim ise Dursun Beyin buluşu olan gezici ağıllar olmuş. Ağaç sıralarının aralarındaki alanlarda otların temizlenmesi de koyunlara yaptırılıyor. Tekerlekli kafes gibi ağıllar her gün başka bir aralığı temizlemek için yerleştiriliyor, içindeki koyunlar belirlenen alanda serbest bırakılıyor. Hem koyunlar otla besleniyor hem de o alan güzelce temizleniyor. Bu düzeneği Dursun Bey düşünüp önce ilkel olarak uygulamış. Fikir şirket sahibi Mehmet Aydıner’in hoşuna gidince de  ağılları en güzel şekilde imal ettirip Dursun beye göndermiş. Koyunları korumak için de Kangal cinsi köpekler ihmal edilmemiş. Kömür çıkan yerin su basması ile oluşan doğal gölette balık ve kaplumbağa ile beraber kaz ve ördekler ve bazen yaban kazları bulunuyor. Bu arada hasat işleminin tamamen elle yapıldığını belirtelim. Arazide gösterilen titizlik fabrika alanında da kendini gösteriyor. İşletmeye girişte araç tekerleklerinden hastalık ve zararlı bulaşmaması için dezenfektan havuzu kurulmuş.

Bir zamanlar ‘Açık Alan Kömür İşletmesi’ faaliyetine şahit olan arazilerde yer alan Zetay Zeytin Bahçesi bu özelliği ile de ilgi çekiyor, dönüşüm modeli olarak gösteriliyor.  Maddi manevi fedakârlıklar ve yöre halkının büyük emek katkısının yoğrulması ile ‘0’ noktasından yeniden tarıma ve doğaya kazandırılmış olan bu bahçede, zeytin ağacı türleri ve diğer yöre iklimine uygun meyve ağaçları, kümes hayvanları, küçükbaş hayvanlar beraberce yaşayarak hem doğal hem organik dengeyi oluşturuyor. Dünya çapındaki zeytinyağı yarışmalarından alınan madalyalar ise bu modelin ne kadar yankı bulduğunu gösteriyor.

Ödüllü zeytinyağı

Şirketin sahiplerinden Ömer Aydıner, Dünya çapındaki zeytinyağı yarışmalarından alınan madalyalarla gurur duyuyor. “Ülkemizde bu şekilde özenli ve bilinçli üretim yapılabildiğini görmek ve böyle üretim yapıldığında dünya çapında madalyalar alınabildiğini öğrenmek bizi çok mutlu etti ve gelecek için de çok umutlandırdı” derken Milano’da Gino Celletti’den Monocultivar Zeytinyağı yarışmasında kazandıkları Altın Madalya’yı gururla gösteriyor. Roma’da 2015 yılı kataloğunda dünyanın en iyi 500 zeytinyağından biri olarak “çok iyi” dereceyle yer almaya hak kazandıkları Flos Olei’in ödül törenindeki görselleri ise başarılarının ispatı.

Soma Yırca ve Yalova hafızalarda

Soma’nın Yırca Köyü’nde termik santral yapımı için altı bin zeytin ağacının kesilmesi, bu kesime direnen köylülerin güvenlik görevlileri tarafından darp edilmesi ve ardından Danıştay kararıyla santralın yapımının durdurulması halen hafızalardaki yerini koruyor. Yalova’nın Tonami Meydanı’nda yapılacak olan köprülü üst kavşak nedeniyle bölgede bulunan 180 ağaç çevrecilerin tüm tepkilerine rağmen Yalova Belediyesi ekipleri tarafından kesilmesi ise hala tartışılıyor. Ordu’nun Fatsa İlçesi’nde yabancı ortaklı bir şirket tarafından 100 dönümlük orman arazisinde siyanürle altın ayrıştırılması ise çevrecilerin tepkisini çekiyor. Kısacası ağaçların yok edildiği çevre haberlerinin arkası kesilmiyor.