Gaziantep'te, Dr. Ersin Arslan'ı görev yaptığı hastanede bıçaklayarak öldürdüğü iddia edilen sanık, 24 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Gaziantep 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen karar duruşmasına, Dr. Ersin Arslan'ın eşi Sibel, kardeşleri Erkan, Ergün, Ökkeş ve Ercan Arslan, Ülkü Dönder ile Türk Tabipler Birliği Gaziantep-Kilis Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Savaş Gürsoy ve meslektaşları katıldı.

Tutuklu sanık M.G ise duruşmaya Adıyaman E Tipi Cezaevinden video konferans sistemiyle katıldı.


Sanık M.G, mahkemedeki son savunmasında, öldürmek gibi bir niyetinin olmadığını ve olaydan dolayı çok pişman olduğunu söyledi.

Mahkeme heyeti daha sonra sanık ve taraf avukatlarının savunmalarını dinledi.

Kararını açıklayan Mahkeme Başkanı Süleyman Demirel, sanığın, kamu görevlisini görevinden dolayı öldürmek suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmasına karar verdi.

Sanık daha sonra suç tarihinde 17 yaş sonunda olmasından dolayı indirim uygulanarak 24 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

'ÜST SINIRDA CEZA VERİLDİ'

Türk Tabipleri Birliği (TTB) hukuk bürosundan avukat Ziynet Özçelik, duruşma sonrası yaptığı açıklamada, kararın iyi bir yargılamanın sonucunda verildiğini ve bütün kanıtların olayı ortaya koyabilecek şekilde olduğunu söyledi.

Sanığın, olayı bilerek ve tasarlayarak yaptığının tanık ifadeleriyle de ortaya konulduğunu belirten Özçelik, mahkemenin en üst sınırda ceza verdiğini ifade etti.

Dr. Ersin Arslan'nın ağabeyi Erkan Arslan ise mahkemenin cezayı en üst düzeyde verdiğini ancak aile olarak bu kararın kendilerini tatmin etmediğini söyledi.

Türk adaletine güvendiklerini belirten Arslan, şunları kaydetti: "İdam cezası olsa dahi Ersin Arslan'ı geri getirmeyecek. Ben bunu vurgulamak istiyorum. Açıkçası iki yıl yatmış, beş yıl yatmış o bizi çok da ilgilendirmiyor. Biz bir değerimizi, bir bilim adamımızı kaybetti buna üzülüyoruz. Yani bu idam cezası olsaydı da bizi tatmin etmeyecekti."

Avukat Cengiz Gökçek Devlet Hastanesi'nde görevli Dr. Ersin Arslan (30), 17 Nisan 2012'de, servisteki odasında M.G'nin bıçaklı saldırısına uğramış, müdahaleye rağmen kurtarılamamıştı.