Bingöl Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Fizik Bölüm Başkanı Prof. Dr. İskender Demirkol, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Sarıçiçek köyüne 2 Eylül'de düşen gök taşı ile ilgili üniversitenin oluşturduğu ekibin yaptığı araştırmanın sonuçlandığını söyledi.

Gök taşının atmosfere girerken Amerikan Uzay ve Havacılık Dairesi'nin (NASA) uyduları tarafından da tespit edildiğini aktaran Demirkol, 50 santimetre çapındaki meteorun atmosferde, yaklaşık 40 kilometre yükseklikte parçalandığını ve dik bir şekilde yeryüzüne düştüğünü belirtti.

Düşmenin ardından NASA'dan Dr. Peter Jenniskens ve İstanbul Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Ozan Ünsalan'ın bölgeye geldiğini ifade eden Demirkol, kendisinin de dahil olduğu ekibin 4 gün süreyle Sarıçiçek Köyü ve civarında araştırma yaptığını anımsattı.

ANALİZ SONUÇLARI, NASA'YA GÖNDERİLDİ

Demirkol, NASA ile 21 üniversitenin katılımıyla Sarıçiçek Meteoritleri Konsorsiyumu oluşturulduğuna işaret ederek şöyle konuştu:

"Konsorsiyumdaki her üniversite, belirlemiş olduğu çalışmaları yaptı. Analizlerin bir kısmı, üniversitemizin laboratuvarlarında yapılarak elde edilen datalar, NASA'ya gönderildi. NASA ile irtibat halinde çalışıyoruz. Yapılan incelemeler neticesinde düşen meteorun Howardite ve Eucrite türü meteor olduğu ve içerisinde 60 elementin bulunduğunu tespit ettik. Konsorsiyumun kaydettiği 250 civarında meteor var. Bu meteorların büyüklükleri, 2 gramdan başlayarak bin 470 grama çıkıyor."

ARAŞTIRMA SONUCU NASA'DA TOPLANACAK

Sarıçiçek köyüne düşen gök taşlarından kayda geçmeyenler de olduğunu dile getiren Prof. Dr. Demirkol, çalışmaların devam ettiğini söyledi.

Bulunan gök taşlarının Rusya, Almanya ve diğer ülkelerden gelen bazı insanlar tarafından gramı 35  dolar ile 50 dolar arasında değişen fiyatlarla satın alındığına dikkati çeken Demirkol, şunları kaydetti:

 "Araştırma sonucu NASA'da toplanacak ve neticelendirilecek. Analiz sonucunda, titanyum ağırlıklı olmak üzere, toryum, uranyum gibi 60 tür element tespit ettik. Düşen meteorun maddi değerinin yüksekliği, içerisindeki elementlerden kaynaklanmıyor, nadir düşen bir meteor cinsi oluşundan kaynaklanıyor. Dünyaya düşen meteorların yüzde 99'u aynı cinsten oluşuyor. Bingöl'e düşen meteor ise yüzde 1'lik kısıma giriyor."