İSTANBUL, () - GALATASARAY Kulübü Başkanı Ünal Aysal, Galatasaray Televizyonu'nda yayınlanan "Aslan Meclisi" programında gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.

Başkan Ünal Aysal'ın açıklamaları şu şekilde:

"BEN RÜYALARIMI TARAFTARA YAŞATMAK İÇİN BURADAYIM, AMA GERÇEKLERİ DE KENDİM YAŞIYORUM"

"Marka değeri bir kulübün istikbalini anlatıyor. Marka değeriniz yükselirse diğer değerler de bu ölçüde yükseliyor. Marka değerleri bir balon gibi camianın gücünü yukarı çekiyor. Göreve geldiğim vakit kendimi mutfağa girmiş bir aşçı olarak gördüm. Dolaplarda ne var bunları öğrenmem için zaman gerekti. Sonra bunlardan ne tip yemekler yapılabilir, müşterileri nasıl mutlu edebiliriz... Bizim müşterilerimiz taraftarlarımız. Göz açıp kapayıncaya kadar zaman çabuk geçiyor. 24 saat 365 günlük bir çaba. Beni en çok mutlu eden bu. Bir yönetici gerçekleri kendisi yaşar, ama rüyalarını başkasına yaşatır. Ben rüyalarımı taraftara yaşatmak için buradayım, ama gerçekleri de kendim yaşıyorum."

"YÖNETİCİNİN GÖREVİ, OLDUĞU YERİ HAZMETMEKTİR"

"Sakin kalmak Galatasaray'ın tavrı. Bizim camiamızda senelerdir hep karşı taraftakine saygı esastır. Biz bir camiayı temsil ediyoruz. Camianın gücü sayılarından değil, yarattıklarından belli olur. Yöneticinin görevi, olduğu yeri hazmetmektir. Oturduğunuz koltuğun size bir şey kazandırmayacağını, sizin o koltuğa bir şeyler katmanız gerektiğini bilmelisiniz. Galatasaray bana bu görevi verdiyse, elimden gelenin maksimumunu vermem gerektiğini bilirim. Önümüzdeki yıllarda benden sonraki yöneticilerin de bu düşünceyi devam ettirmesi gerekiyor. Yarışma sadece sahalarda olmuyor. Biz örnek olmak durumundayız.

"GALATASARAY, FENERBAHÇE, BEŞİKTAŞ KAYBEDİNCE TÜRKİYE KAYBEDİYOR"

"Benden evvel bazı saygın kulüplerin yöneticileri yabancı sınırına müdahale etmek istediler, ama biz daha çok etki etmek istedik. Bizi yöneten kurumlar var. Bizim üstümüzde bazı kurumlar var federasyon gibi. Maalesef biz burada ayağımıza çelme atılmış hissediyoruz. Önemli olan Galatasaray'ın marka değeri değil, Türkiye'nin marka değeri. Türkiye'nin marka değerini dışarıda aldığımız başarılarla elde edebilirsiniz. Buna dünyanın her yerinde devletler yardım eder. Kanunun imkan verdiği nispette sular bu başarıyı. Biz ise kurutma yöntemini seçtik. Biz Real Madrid ile oynuyoruz, 10 yabancı oyuncusu var, bir İspanyol. O 10 yabancı oyuncu, dünyanın en iyi oyuncuları. Ben kendi oyuncularımı Türkiye'den seçmek zorundayım. Benim seçme saham son derece kısıtlı. Bu yüzden böyle bir yarışmada bizim başarısız olma olasılığımız çok yüksek. Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş kaybedince Türkiye kaybediyor. Bu algıyı bu şekilde yönetmek ve duyurmak lazım. Bunu yapmadığınız sürece bizden başarı beklemek çok zor. Federasyon'u bir anlık unutalım. Kendi aramızda baktığımız vakit bahsettiğimiz kulüplerin hepsi saygın müesseseler, milyonlarca taraftarı var. Biz onlarla işbirliği içinde olmaktan her zaman mutluluk duyduk. Bu ilişkileri karşılıklı saygı içinde yürüttüğünüz sürece biz de kazanacağız, Türkiye de kazanacak. Önemli olan bu anlayışı masada gerçeğe dönüştürmek. Bunda son derece samimiyim. Bunu ancak birbirimize dostça yaklaşarak yapabiliriz. Galatasaray bu konuda her zaman öncülük etmiştir. Eğer benim için endişeleri varsa ispat etmeye hazırım. Her zaman şeffaf bir anlayış içindeyim. Belki bir iki kişi bu konuda tereddüt edebilir. Soru sorabilirler bize veya kendilerine. Ama başarılı olacağımıza inanıyorum. Ben Galatasaray'ın 1 numaralı yetkilisi olarak bu konuda topluma söz vermekte bir zarar görmüyorum.

"BİZ, TFF'NİN DEVAMI YÖNÜNDE BİR OY KULLANMAYACAĞIZ"

"Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz. Bugüne kadar ki federasyon hakkındaki izlenimim negatif. Her defasında yanlış kararlarla karşılaştık. Galatasaray stadı 3 yıldır kapanmadı, son ayda 2 kez kapandı. Kenarda köşede 6 kişinin 7 saniyeyi bulan bir küfür vs... Böyle bir işlem 55 bin kişinin haklarını zedeler hale geldi. Biz kulüplerin çok büyük yükümlülükleri var. Biz vergilerimizi ödemek yükümlülüğü içindeyiz. Biz para kazanmak üzere kurulmadık, biz kamuya hizmet etmek için kurulmuş bir müesseseyiz. Biz sanki dışarıdan bir karaborsacı muamelesi görüyoruz. Federasyon da devlet de böyle görüyor. Buna karşı reaksiyonumuz bazen sert olabiliyor. Bunu da herhalde anlayışla karşılayabiliriz. TFF'nin devamlılığını biz Galatasaray olarak tek başımıza yönlendiremeyiz. Biz, TFF'nin devamı yönünde bir oy kullanmayacağız. Bu eşyanın tabiatına aykırı. TFF'den bugüne kadar görmüş olduğumuz her türlü davranış Galatasaray'a karşıydı. Emin olun bir sürü kulübe de, Türk sporuna karşı davranışları vardı. Ben şu takımı, bu takımı tutuyor demeyeceğim. TFF'nin Türk sporuna hizmet etmek için kurulduğuna inanırsak, 3 senedir böyle bir hizmet yok. Teker teker kişilere baktığınız vakit sevdiğim insanlar, ama bir araya geldikleri vakit başarılı sayılamazlar. Muhakkak ki bir sebep vardır ama ben bunun arkasında kasıt aramadım ama buldum. İyi niyetle yaklaştık. Herhalde 'herkese gelen bir düğün dernek bu' dedik. Ama öyle değil bu iş. Bu sadece en başarılı olan kulüplere karşı kullanılan bir silah. 'Siz bize ya bağlanacaksınız ya da bu sopayı yersiniz' gibilerinden. Statlarda alınan karalarlar ve 5+3 kararı böyle. Ben 3 yabancıyı benchte oturtursam oynatma şansım sıfır. 3 yabancının bana bir yararı yok. Aynı pozisyonda 2 yabancıyı bulundurmayacağıma göre... Sistem kökeninde 5+0... Federasyonun görevi Türk sporunu yüceltmek. Yurt dışındaki marka değerini arttırmak. Başarılı bir kulüp varsa ona gerekli desteği vermek. Bunun kulüpçülükle alakası yok. Bunu da birisi önde koşuyorsa ona destek vermek demektir. Bugün Galatasaray ya da Fenerbahçe olur, Beşiktaş olur, Trabzonspor olur... Bu kulüpler Türkiye'nin önemli camiaları. Onlar da bizim gibi kamu hizmeti yapıyorlar. Bugün Galatasaray'ın başına gelenler onların da başına gelebilir. Diğer kulüplerin, 'bunların önünü kestik' diyeceklerini düşünmüyorum ama federasyonun bu düşüncede olduğu çok açık."

"FELIPE MELO BİZİM KONTROLÜMÜZDE GALATASARAY'A VE TÜRK SPORUNA FAYDALI OLMAYA DEVAM EDECEK. YOLUNU KESMEK İSTEMEDİĞİMİZ BİR FUTBOLCU"

"Daha evvel bir röportaj vermedim. Bir Fair Play toplantısında bir cümle basına fazla değiştirilerek çıkarıldı. Felipe Melo her şeyden evvel Galatasaray'ın en başarılı oyuncularından biri. Yaşayarak oynayan bir oyuncu. 90 dakikayı dolu dolu oynuyor. Böyle bir oyuncunun her geçen dakika adrenalinle yüklenmesi kadar doğal bir şey yok. Reaksiyonları bazen sert olabilir. Ayrıca dünyada futbol bu kadar yumuşak oynanan bir oyun değil. Türkiye dışında daha sert. Bu çocuklar yurt dışından geliyor. Melo ve Brezilyalılar futbolu sokaktan öğrendiler. Bu kültürün arkasında yaşama, ayakta kalma iç güdüsü var. Bu içgüdü sahaya yansıyınca bazı olaylar da sahaya yansıyabiliyor. Ama bu, oyuncunun kötü veya terbiyesiz olduğunu göstermez. Felipe Melo bizim kontrolümüzde Galatasaray'a ve Türk sporuna faydalı olmaya devam edecek ve yolunu kesmek istemediğimiz bir futbolcu.

"BİZ DEVLETE HER ZAMAN SAYGILI OLDUK VE ÖYLE OLACAĞIZ. DERSENİZ Kİ GEREKLİ DESTEĞİ GÖRÜYOR MUSUNUZ? HAYIR"

"Mecidiyeköy'de bizim belediyelerden aldığımız ruhsatlarımız var, hiçbir sorunumuz yok. 17 metreye kadar inşa çukurumuz indi. Daha da aşağıya gidiyoruz. Orada yapılaşmamız devam ediyor. Biz oradaki binamızı yapıp çıkaracağız. Orası bizim tapulu mülkümüz. İstimlakı mümkün olamaz. Böyle bir şey olacaksa biz çok yanlış anlarız ve reaksiyonumuz da çok değişik olur. Türkiye hukuk devletidir. Mülkiyete kimsenin haksız bir saldırısı olamaz. Buna ihtimal dahi vermiyorum. Bu sadece dedikodu. Hukukun temel kaidesi, hiç kimse kendisine ait olmayanı başkasına devredemez. Devretse de geçerli değildir. Kimsenin bundan endişe etmemesi gerekir. Biz bir kamu kuruluşuyuz. Bizim aramızın kötü olması mevzu bahis değil. Biz devlete her zaman saygılı olduk ve öyle olacağız. Derseniz ki gerekli desteği görüyor musunuz? Hayır. Ben geçen 3 sene içinde böyle bir şey görmedim. Çok büyük taleplerimiz de yok. Burası bir spor kurumu. Halka ait bir yer. Burasını en iyi şekilde yönetmeye çalışıyoruz. Devlet bize yardımcı olur, başımızın üstünde yeri var. Olmazsa da kendi kararıdır, ısrarcı olmayız."

"STAT BİZE DEVLET TARAFINDAN VERİLMİŞ BİR ULUFE DEĞİL"

Statta ben olaya şöyle bakıyorum, stat bize devlet tarafından verilmiş bir ulufe değil. Biz bu stada gelene kadar Mecidiyeköy'deki arazimizi terk ettik. Biz 39 senelik bakiye hakkından vazgeçmeseydik devlet orayı satıp hazineye katamazdı. Bizim 360 dönümlük arazide 49 senelik hakkımız vardı. Bu hakkın 240 dönümünü verdik. Devletimiz 1 milyar liraya inşaatları yapan firmaya satış yaptı. O da hazinemizin kasasına girdi ama beklentimiz olmadı. Bizim 191 milyon liraya mal edildiği söylenen stadın sadece kullanım hakkı verildi. Bunun karşılığında reklamlar, kira gibi 49 yılda 450 milyon liralık bir fatura çıktı. Bugün de almadığımız bir stat için karşımızda 17 dava çıktı. Bunun herhalde bir akıllıca izahı olacaktır. Bir gün otoriterlerle karşı karşıya oturduğumuzda Galatasaray kendi savını en iyi şekilde masaya getirecektir."

"ÇATI İÇİN GEREKLİ GARANTİLERİ ALDIĞIMIZ TAKDİRDE BİZ BU ÇATIYI YAPARIZ"

"Elimizden geleni yapıyoruz stat için. İyileştirmeleri sürdürüyoruz. Isıtmalar konuldu, saha kazındı, yeniden yapıldı. Stadın 36 derece ekseninin yanlış koyulması nedeniyle çimlerimizi sıhhatli şekilde büyümeyeceği bize çok ağır maliyetlere neden olacağı gibi gerçekleri yaşıyoruz. Ama güzel bir stat. Türkiye'deki imkanlar bu ve Galatasaray Türkiye'nin en büyüğü. Kimse kızmasın. Çatı konusunda bizden evvelki yönetim seçimden 15 gün evvel yaptıkları anlaşmayla angajmana girmişler. Buranın irtifa hakkı intifa hakkına döndürülmüş ve kiracı durumuna girmişiz. Bir son dakika anlaşması. Bunun hukuki sonuçları ne olur, nasıl olur? Bir gün bu iş adliyeye giderse o zaman daha net ortaya çıkacaktır. Çatı için gerekli garantileri aldığımız takdirde biz bu çatıyı yaparız. Bu çok büyük bir yük değil. Bu vecibemizi yerine getiririz. Bence gereksiz. Ama kontratlar gerektiriyorsa bu yapılır. Stada müzenin yapılması söz konusu. Yönetim kurulunda Candan Erçetin'in direkt ilgilendiği konu. Onun başkanlığında bir ekip müzeyi derliyor. Burada devamlı değişken bir sürü kupamız, fotoğrafımız olacak. İleride düşündüğümüz stat turu konseptinin içinde böyle bir müze yer alacak. Dijital sistemlerin öne çıktığı bir çalışma ilerlemiş durumda."

"OYUNCULARIMIZ 400 BİN DOLARLIK PRİMLERİNİ SOMA'YA BAĞIŞLADI"

"Biz bir kamu kuruluşuyuz. Halka hizmet için varız. Halkın hem ruh sağlığına, hem de değer ihtiyaçlarına karşı çok duyarlıyız. Özellikle ülkemizde zaman zaman ortaya çıkan sorunlara karşı da dikkatliyiz ve çözümüne yardımcı olmaya çalışıyoruz. Kan bağışı da bir sosyal sorumluluğumuz. Kulüplerin hepsi bu konuda duyarlı. Hepsi destek olmuşlar. Hepsine teşekkür etmek istiyoruz. İnşallah devamı gelir. Atletico Madrid ile bu Soma olayı ortaya çıkar çıkmaz başkanıyla görüştüm ve bir karar aldık. Onların masrafları olacağı için gelirin onlara düşen kısmını Atletico Madrid kullanacak. Ama biz gelirimizin tamamını Soma'ya vereceğiz. Maç İzmir'de olacak. Oyuncularımız da bu konuda son derece duyarlı. Onlar da 400 bin Dolarlık primlerini Soma'ya bağışladı. En iyi şekilde kullanılması için vakfımızla temas içindeyiz."

"KULÜPLER BİRLİĞİ'NİN TÜRK SPORUNU YÖNLENDİRME GÜCÜ YOK"

Kulüpler Birliği'nin bir bölümüne ben gittim. Daha evvel de belirttim, Kulüpler Birliği'nin bir işlevi, rolü yok. Kulüpler Birliği, Federasyon'un patronu olması gerekirken, tam tersi. Kulüpler Birliği'nin Türk sporunu yönlendirme gücü yok. Kulüpler Birliği'nin olma sebebi de yok. Hem oradayız, hem değiliz. Acaba oradan çıkmak bir yenilgi anlamına mı gelir? Türkiye'de protesto yaptığınız anda dışarıda kalırsınız. Burayı bizim yönlendirmemiz, organize etmemiz daha yararlı hale getirmemiz mümkün mü? O kadar başka önceliklerimiz var ki... Kulüpler Birliği'ne geçtiğimiz ilk sene böyle bir brifing verdim. Bütün üyelere bilgi sunduk. 'Çok güzel, böyle yapalım' dediler. Eskişehirspor Başkanı, başkan seçildi. Söz verdi bu projeyi hayata geçireceğine dair, ama ondan sonra bir daha duyulmadı. Kulüpler Birliği'nin aslında kulüpler holdingi şeklinde geliştirip futbolun ana sorumluluklarını alıp, Federasyon'a milli takım ve altyapı konularına bakması gerekir. Ne Federasyon bu gücünden bir şeyler kaybetmek istiyor, ne de arkadaşlarımız Federasyon'a seslerini yükseltmek istiyor. Çünkü ödemelerin gecikmesi gibi sorunlarla karşılaşmak istemiyorlar. Olay o kadar Federasyon'a bağlanmış ki... Federasyon'daki oyların gücü aynı. Benim oyumun değeri 10, hiç taraftarı olmayan ekibin değeri 1 değil. Onun için Federasyon kendi imkanlarını kullanarak, bazı kulüpleri, ufak kulüpleri mutlu etmenin yollarını bularak oylarını topluyor.

"UEFA'NIN BİZE OLAN BAKIŞI MÜSPET. GALATASARAY'IN ŞAMPİYONLAR LİGİ'NE KATILMASINDAN SON DERECE MUTLULAR"

"Federasyon'dan çekiniyorlar. Federasyon'u oraya koyan güçten de çekiniyor olabilirler. Biz yayın hakları olayını son 1 senedir UEFA ile ECA ile görüştük ve büyük bir haksızlık olduğunu anlattık. Dediler ki 3 Temmuz ile başlayan süreçte bir tek D-Smart müracaat etti ve onlar da bir evvel ki kontratın yarısından biraz fazlasıyla kapattılar. Chelsea'de yapılan bir açık oturumda Juventus başkanıyla beraberdik. 'Bu haksızlık değil mi' dedim, 'Biz rahatsız değiliz' dedi. Galatasaray bu sene Şampiyonlar Ligi'ne gidiyor. Ama yalnız biz değil, diğer kulüplerin de Şampiyonlar Ligi'ne gitme imkanları var. Bunun için çalışıyorlar. Şampiyonlar Ligi'ne gidemeyen takımların mali güçleri bundan çok darbe alıyor. Herkes dışarıya gitmenin peşinde. Bizim önemliliğimiz hep Şampiyonlar Ligi. Önceliğim lig şampiyonluğu ise, Şampiyonlar Ligi'ne gidebilmek içindir. 4'üncü, 5'inci yıldız zaten gelir. Galatasaray TV olarak başka ortaklarla bu ihalelere girmek istiyoruz. Bunun şartlarını oluşturmaya çalışıyoruz, büyük ihtimalle de gireceğiz. Sadece sponsorlarla bu iş olmaz. Sizin ortaklıklarla bu değeri üretmeniz gerekiyor. Ticari operasyon olarak görebiliriz. UEFA'nın bize olan bakışı müspet. Galatasaray'ın Şampiyonlar Ligi'ne katılmasından son derece mutlular. Bizi sürekli yüreklendiriyorlar. Ben bundan dolayı memnunum. Avrupa'ya gidememe endişesini 3 yıl evvel belirttik. Yolun nerede biteceği belli olduğu için söyledik, ama yanlış anlaşıldı. Biz kötü niyetle davranıyoruz sanıldı. Bir olayın süratle çözülmesi için tavsiyede bulunduk. En son isteyeceğimiz şey, rakiplerimizin bize bu ligde oynama imkanı veren güçlü rakiplerimizin olmasıdır. Güçlü rakiplerimiz olmazsa beklentilerimiz yarı yarıya düşer. Rakiplerimizin başına bir şey gelmesi gibi bir beklentimiz yok. Federasyonun kendisine düşen bir görevi yapması gerekirdi. O gün suçlanan görevleri temizleyebilecek bir görevdi. Ama federasyon bazı konularda duyarlı değil. O zaman da tamamen sorumluluktan kaçtılar ve bugün hala o sıkıntının devam ettiğini görüyoruz. Koskoca camialar ıstırap çekiyor. Federasyon dese, şu kadar puan kestin, 15-20 ne olacak ki? 1 sene şampiyonluk kaybederdin. Ama federasyon bunu yarına attı ve problem büyüdü. Hala bunu görmezden geliyoruz. Eğer Avrupa'ya gitmeme gibi bir durum olursa kulüplerin reaksiyonu çok sert olacaktır. Burada kişilerin mesuliyetleri üzerine dahi gidilebilir. Bu yönetimlerdeki kişiler eğer kendilerini kurumun arkasında rahat görüyorlarsa yanılıyorlar. Bu kurumları yönetenlerin mesuliyetleri mevzu bahistir."

"GİDERLERİ AŞAĞIDA TUTUP, GELİRLERİ YÜKSELTMEYE ÇALIŞIYORUZ"

Bizim giderlerimiz gelirlerimizden fazla değil. İkisi de aynı oranda artıyor. Giderleri aşağıda tutup, gelirleri yükseltebilir miyiz? Bunu yapmaya çalışıyoruz. Giderlerin yükselmesinin başka sebebi var, bu zarar hanesine dönüşüyor. Türk kulüplerinin Avrupa'dakilerden farklı bir durumu var. Bizde enflasyon var. Avrupa'da herkes Euro diye tek lisandan konuşuyor, biz ise pariteden. Geçtiğimiz sene yüzde 20'nin üstünde bir kur oynaması oldu. 300 milyon Dolarlık bir borç devraldık, o faiz yükünü de taşıyoruz. Bunlar kar zararı etkileyen unsurlar. Buna rağmen biz UEFA'nın çıkardığı rakamlara göre 4.5 milyon Euroluk bir zarar aşımı yapmışız ve en büyük cezayı bize verdiler. Bizim çözmemiz gereken enflasyon baskısından nasıl kurtulabiliriz. Bu çalışmayı yaptık. Geçtiğimiz günlerde bir açıklama yaptık. Aşağı yukarı 163 milyon Dolarlık bir anlaşma yaptık. Bütün banka borçlarımızı aynı kurlarla belirledik. Bu, Galatasaray'ın başındaki demokrasi kılıcı olayını kaldırdı. Bir de ticari borçlar var. Oyuncularımıza ödediğimiz paralar gibi. Bunların yabancısı var, yerlisi var ve çoğu döviz bazında. Kur farkı devam ediyor. Ticari borçların yeniden yapılandırılmasını bu sene sonuna kadar yerine oturtmuş olacağız ve risklerimizden arınmış olacağız. Eski ödediğimiz faizlerden yüzde 1 daha düşük bir anlaşma yaptık. Hem süreler uzun, hem de Türk lirası Türk lirasına döviz döviz endeksli bir şekilde gidiyor. Her yöneticinin kendi felsefesi vardır. Benim felsefem tüm spor kulüplerinde biz kar gayesi güden kurumlar değiliz. Biz sağlıklı yönetilmesi gereken başarı endeksli camialarız. Taraftarımın benden beklediği şey başarı. Benim de bunu yapmam için gelirleri artırmam gerekiyor. Eğer kaliteli oyuncular alacaksam, para kazanarak almam gerekiyor. Borçlanarak yapamam.

"FAZLA TRANSFER DÜŞÜNMÜYORUZ"

Fazla transfer düşünmüyoruz. Çünkü biz Şubat ayında bu hakkımızı fazlasıyla kullandık, ama bunu yaparken bir program dahilinde yaptık. Aldığımız oyuncuların çoğu genç oyunculardı. Onlar istikbal için hazırlanan futbolcular. Oynayabilecek olanlar zaten oynadı. Önümüzdeki sene oyuncuların daha büyük bir kesimi oynamaya başlayacak. Ama bizde hiçbir takımda olmayan bir kadro zenginliği var. Bizim 12-13 oyuncumuzu bir yerlere kiralamamız gerekiyor. Çünkü bizde oynayamıyorlar. Bir kısmı ile de vedalaşmamız gerekiyor. Bu biraz daha kulübün gençleşmesinin önünde kalan bir bölüm olacak. Gidecek oyuncular belli. Yabancı sayısını düşürmemiz gerekiyor. O oyunculara en sağlıklı şekilde başka kulüplerde görev arıyoruz. Ocak ayı gibi kısa bir süre değil uzun bir süre var. Sabırlı bir şekilde yapmayı planlıyoruz.

"BALOTELLİ İDDİASI KATİYETLE YANLIŞ. GALATASARAY'IN OYUN KURGUSU İÇİNDE HOCAMIZLA DA GÖRÜŞTÜM, BALOTELLİ'NİN YERİ OLMADIĞINI SÖYLEDİ"

Balotelli iddiası katiyetle yanlış. Kendisi çok iyi bir oyuncu, onu beğeniyorum. Ama Galatasaray'ın oyun kurgusu içinde hocamızla da görüştüm, Balotelli'nin yeri olmadığını söyledi.

"MEVLÜT İÇİN MÜRACAAT ETTİK. ÖN GÖRÜŞME YAPILDI"

"Olcan, Gökhan, Turgut ve Mevlüt çok değerli oyuncular. Trabzonspor, 'Olcan'ı satmayacağım' diyor. Ben bütün kulüplerle iyi ilişkilere sahip olmaya çalışıyorum. Trabzonspor ile böyle bir ilişkide olduğum için çok mutluyum. Uzatılan eli dostça sıkan bir kulüp olduğunu gördüm. Trabzonspor'un arkasından dönüp oyuncusunu zorlamak niyetinde değilim. Ne Trabzonspor, ne de diğer kulüplere yapmayacağım. Kulüpler onaylarsa oyuncu ile konuşuruz. Gökhan Töre'ye teklif götürmedim ama Beşiktaş'ın önceliği var. Hocamız da isterse bir teklif götürürüz. Mevlüt için müracaat ettik. Ön görüşme yapıldı. Müspet ilerleyen bir şey, rakamlarla bir yere gelmeyi düşünüyoruz. Yabancılarımızın hangisini plase edebilirsek yabancı santrfor alabiliriz... Ama önceliğimiz kanat ve stoper. Transferdeki tek yetkili, kulüp başkanıdır. Dalgalar kayaları nasıl oyuyorsa biz de bu zorlukları öyle geçeriz. Sabırla inatla ve çekinmeden korkmadan. Biz bir mucize beklemiyoruz. Gelecek sene de TFF'den aynı tasarrufu bekliyorum. Bundan dolayı endişeli de değilim. Antrenmanımızdı, alıştık. Bu sistem nasıl yürüyor daha rahat görüyorum. Bunun üstesinden sabırla ve anlayışla gelebiliriz. Zaman içinde her şey değişebilir."

"ŞU ANA KADAR KİMSE İÇİN CİDDİ BİR RAKAM GELMEDİ"

"Şu ana kadar kimse için ciddi bir rakam gelmedi. Bana kalırsa Dünya Kupası'ndan sonra gelirse gelir. Önümüzdeki bir ay içinde beklentim de yok.

Kültürümüzün bir parçası. Medyamız Melo üzerinden besleniyorsa, bizim buna 'dur' dememiz mümkün değil. Ancak yöneticilerin yönetim felsefeleri değişirse bunlar olmaz. Ama yayında da, özellikle medyada sağduyulu çok yazarımız, yönetmenimiz var. Ama böyle olaylarla da karşılaştığımız oluyor.

Eğer siz sessizseniz ve pek reaksiyon vermiyorsanız bu gücünüzden emin olduğunuz içindir. Korksanız bir reaksiyon verirsiniz. Ama siz sessiz sakin yolunuza devam ediyorsanız hiçbir sorununuz yok demektir. Benim anlayışım kendi görevimi yapmaktır. Ben gazetelerin geneline bir bakarım. Spor programlarının hiçbirini takip etmek. Çünkü tesit altında kalmak istemiyorum. Bu yüzden içim hep rahat. 3. senem doldu, 2 senem daha var. Seçime kadar da bu prensiplerimi değiştirmeyeceğim. Herkesin içi rahat olsun. Galatasaray yönetimi, başkanı her şeyin kontrolünü en iyi şekilde götürmektedir, mali, sportif, medya ilişkileri gibi. Burada kurduğumuz bir düzen var. Herkes istediğini yazabilir. Ama ona göre reaksiyon veririm. O arkadaşın bendeki yeri aktiften pasife geçer. Yaptıkları, kulüp nezdinde de yanlarına kar kalmaz. Biz bunu bir programa oturtturduk. Bazen sessiz cevaplar sesli cevaplardan daha etkili olur."

"BENİM FAULÜMÜ GÖRMEYİP, KIRMIZI KART GÖSTERİP, KENDİ SAHAMDA 4 GOLLE YENİLMEMİ SAĞLAYAN BİR HAKEMİ AFFETMEM SÖZ KONUSU DEĞİLDİR"

Biz bağırıp çağırıp Federasyon kapılarını aşındıran bir camia değiliz, ama bunun da çözümünü bulmalıyız. Benim faulümü görmeyip, kırmızı kart gösterip, kendi sahamda 4 golle yenilmemi sağlayan bir hakemi affetmem söz konusu değildir.

"ÖNÜMÜZDEKİ 2 GÜN İÇİNDE SEMİH İLE İLGİLİ SÖZLEŞMEYİ DUYACAKSINIZ"

Önümüzdeki 2 gün içinde Semih ile ilgili sözleşmeyi duyacaksınız. Semih de geçtiğimiz 3 sene içinde büyük özveriyle kulübe hizmet etmiş bir kardeşimiz. Onun da kontratı önümüzdeki günlerde reaksiyon işine girecek.

"DROGBA İLE GALATASARAY'IN YOLLARI İLERİDE YİNE KESİŞECEKTİR"

Drogba'dan çok dostane ayrıldık. Drogba büyük bir samimiyetle ileride de Galatasaray'ın hizmetinde olacağını ve burada geçirdiği yılların hayatında çok önemli yeri olacağını söyledi. O, çok samimi bir insan. Sporcunun ötesinde, kişiliğini geliştirmiş bir insan. Drogba ile Galatasaray'ın yolları ileride yine kesişecektir.

"GÖREVE TALİP OLANLAR VARSA HAZIRLANSINLAR DİYE 2016'DAN SONRA BIRAKMA GİBİ BİR PLANIM OLDUĞUNU SÖYLEDİM"

Galatasaray benim için her zaman var. Yönetici olarak şunu düşünüyorum, kafamda bir hesap yaptım, verdiğimiz mesai çok ağır. Orta yaşlı bir yönetici olarak 2016'ya doğru baktığım vakit biraz daha yorulmuş olabileceğimi hesapladım. O yüzden 2016'dan sonra bırakma gibi bir planım olduğunu söyledim, göreve talip olanlar varsa hazırlansınlar diye. Kişilere bağlı hiçbir müessese uzun süreli başarılı olamaz. O zamana sağlıklı bir şekilde gitmeyi hedefledim.

"KİMSENİN ENDİŞESİN OLMASIN, VOLEYBOL YA DA BASKETBOLDA KÜÇÜLME GİBİ BİR HEDEFİMİZ YOK"

Başarılı olduğumuz branşlarda küçülme mevzubahis değildir. Bizim amatör branşlarımızda senede 40 milyon liralık bir açığımız var. Biz o parayı başka yerden getirip, amatör şubelere sağlamamız lazım. Ya 40 milyonluk küçülürsünüz, ama bu Galatasaray'a yakışmaz, Ya da bir yerden 40 milyon lirayı başka yerlerden kapatabilirsiniz. Ama her halükarda bu açığı uzun süre devam ettirmeniz mümkün değil. Çünkü bu kronik bir açık. Galatasaray'da 10-15 senedir bu açık devam etmiş. Her sene yöneticiler borçlanmışlar. Biz borçlarımızı eritmek için buradayız. Benden sonra geleceklere bir borç yükü bırakmak istemiyorum. Her müessesenin borcu olacaktır. Ama bunların, o müessesenin yönetebileceği borçları olması lazım. Kimsenin endişesin olmasın, voleybol ya da basketbolda küçülme gibi bir hedefimiz yok.

"FEDERASYON BAŞKANININ RENKLERİNDEN ZİYADE KİŞİLİĞİNE VE VİCDANINA GÜVENMEK İSTERİM. TARAFSIZ OLACAKSA FENERBAHÇELİ BİR ADAYIN SEÇİLMESİNDE HİÇBİR SORUN GÖRMÜYORUM. DESTEKLEYEBİLİRİM DE"

"Ben, Federasyon başkanının renklerinden ziyade kişiliğine ve vicdanına güvenmek isterim. Tarafsız olacaksa Fenerbahçeli bir adayın seçilmesinde hiçbir sorun görmüyorum. Destekleyebilirim de. Yeter ki bizi kayırmasınlar. Ama gerçekten Türk sporuna faydalı olabilecek başkanların kişilikleri gelişmiş yöneticiler olmaları gerekir. Federasyon başkanının seçime gidip gitmeyeceği bile belli değildi. Bir zorunluluk yok. Bu bizim önümüzdeki 15 gün içerisinde masaya yatırıp karar vermemiz gereken bir konu."

"AVRUPALI HAKEMLER DE GELSİN BİZDE MAÇ YÖNETSİN"

"Avrupa'nın bir parçasıyız. Bizim hakemlerimiz Avrupa'da maç yönetsinler. Avrupalı hakemler de gelsin bizde maç yönetsin. Burada ben bir sakınca görmediğim gibi, hakemlerimizin kalitesi ve kendine güvenlerinin daha güçlenmesi yönünden faydalı olacaklarına inanıyorum."

"RODOLFHO VE ASTORI DIŞINDA 2 İSİM DAHA VAR"

"Rodolfho ve eşdeğer bir futbolcu olursa Mancini çok mutlu olur. İlla Rodolfho demiyor, eşdeğerde, kaliteli bir isim istiyor. Rodolfho ve Astori dışında 2 isim daha var. 1 yabancı 2 yerli isim istiyoruz. Onun dışında çok enteresan bir durum çıkarsa, elimizdeki imkanlarda rahatlama olursa, o zaman bir yabancı daha alırız."

"İKİ YÖNETİM KURULU ÜYEMİZ FLORYA'DAN SORUMLU OLACAK"

"İki yönetim kurulu üyemiz Florya'dan sorumlu olacak. Biri Florya'nın iç yönetiminden, biri ise dış ilişkileri götürecek. Basketbolda da aynı şekilde, voleybolda da... Yönetim kurulundan iki arkadaşım bana yardımcı olacak."

"ÖNÜMÜZDEKİ 2 AY İÇİNDE KENDİ SPONSORUMUZU BELİRLEYECEĞİZ"

"Forma sponsorluğunda beklenmedik bir durum oldu. Biz bu kontratın uzayacağını zannediyorduk. Önemli bir sponsor çekildi sektörden. Önümüzdeki 2 ay içinde kendi sponsorumuzu belirleyeceğiz. Türkiye dışından bir sponsor bekliyoruz. Benim beklentim, eski rakamların çok daha üstünde."

"ŞAMPİYONLAR LİGİ'NDE RAKİPLER GÜÇLÜ VE YABANCI OYUNCU KONUSUNDA CİDDİ BİR HANDİKAPIMIZ VAR. İKİ YUMRUĞU OLAN BİR BOKSÖRE KARŞI, BİZ TEK ELİMİZ ARKADA BOKS MAÇI YAPIYORUZ"

"Sportif olarak ben 2016'ya kadar her sene Şampiyonlar Ligi'nde oynayan ve en azından gruplardan çıkma başarısını gösteren bir takımı yönetmek istiyorum. Onun üstüne de gelebilir. Ama Şampiyonlar Ligi'nde rakipler güçlü ve yabancı oyuncu konusunda ciddi bir handikapımız var. İki yumruğu olan bir boksöre karşı, biz tek elimiz arkada boks maçı yapıyoruz."

"BASKETBOLDA ARTIK BİR YERE KADAR GELDİK. BUNDAN SONRA DA ÇITAYI DÜŞÜRMEMEMİZ GEREKİYOR"

"Başarımızın seviyesi yönünde bir güvence veremiyoruz. Basketbolda artık bir yere kadar geldik. Bundan sonra da çıtayı düşürmememiz gerekiyor. Süreklilik ve başarı... Buradan hareketle bunun tersini söylemem mümkün değil. Ayağımı gazdan kaldırmak niyetinde değilim."

"MANCINI'NİN FİKRİNİ 15 HAZİRAN'A KADAR DEĞİŞTİRME HAKKI VAR. KENDİSİNİN DE BİRTAKIM HEDEFLERİ VAR. TAMAM MI, DEVAM MI KARARI ONUN KARARIDIR"

"İdari olarak ilk iki sene çok bocaladık. Sporun romantik bir yapısı var, gelenekler var. Taraftarın ve genel kurulun bakış açısı var. Siz bunun içine kurumsallaşmayı koyduğunuz vakit kimse inanmıyor. Kimse destek vermedi ve köstekledi. İki sene boyunca tökezledik, ama iş bir yere kadar oturdu. Her gün daha iyiye gidiyor. Koyduğumuz personeller yerlerinde iyi oturuyorlar. Bunun 2016'ya kadar yüzde 100 yerleşip ilerleyeceğine inanıyoruz. Eğer bir sistemi bozuyorsam çok zorlanmışım demektir. Bunun egolarla parayla alakası yok. Parayı da buluruz, egoyu da yeneriz. Ergin Ataman'dan ve Mancini'den bunun için yardımcılığı buldu. Mancini'nin fikrini 15 Haziran'a kadar değiştirme hakkı var. Mancini bizim yabancı kısıtlamamızı biliyor, oyuncu sınırlarımızı biliyor. Kendisinin de birtakım hedefleri var. Tamam mı, devam mı kararı onun kararıdır."

"RİVA KONUSUNDA PLANLAMAMIZA BAŞLADIK. ARALIK AYINDA FİNANSMANI BİTMİŞ OLACAK VE GERÇEKLEŞTİRİLECEK"

"Mecidiyeköy'ün inşaatına başladık ve bitireceğiz. Riva konusunda planlamamıza başladık. Aralık ayında finansmanı bitmiş olacak ve gerçekleştirilecek. Florya için futbol altyapı, hepsini beraber yeni ve modern bir tesise taşıma projemiz var. Önce onu yapacağız. Ondan sonra Florya'daki para getirecek projeyi devreye sokacağız. Büyükçekmece gayrimenkul projemiz var. Bunların dışında bir projeye girişeceğimizi düşünmüyorum."

os (os)