'Ey hoca, yanlışın yoksa Pensilvanya'da durma'

BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, Burdur mitinginde CHP'yi ve Fethullah Gülen'i hedef aldı.

Başbakan Erdoğan, "CHP'nin Hocası, bu Genel Müdür'ün eline bir montaj ses kaydı verdi. Önceki rezaletlerden ders almayan Genel Müdür şimdi de eline tutuşturulan montajla işi irade etmeye çalışıyor" dedi. Gülen'e yönelik sert eleştirilerde bulunan Erdoğan, "Ey hoca, eğer bir yanlışın yoksa Pensilvanya'da durma. Senin vatanın Türkiye ise, buyur vatanına gel. Siyaset de yapacaksan, çık meydanlarda siyaset yap" diye konuştu.

Başbakan Erdoğan partisinin Burdur Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen mitingte yaklaşık 20 bin kişiye konuştu. Erdoğan konuşmasına geçen hafta Şırnak'ın Uludere İlçesi'ne bağlı Gülyazı Köyü'ndeki karakolda kaza sonucu şehit düşen Burdurlu Piyade Er Sezer Çelik'i rahmetle anarak başlarken 30 Mart seçimlerinin Cumhuriyet tarihinin en önemli, en hayati seçimlerinden biri olduğunu söyledi. 30 Mart'ta eski ile yeni Türkiye arasında seçim yapılacağını anlatan Başbakan Erdoğan, "Eski Türkiye; yeniden koalisyon dönemleri, kriz, kaos, yeniden gerilim, bunalım demektir. Eski Türkiye; yolsuzluk, yoksulluk, yeniden yasaklara dönüş demektir" dedi.

Bunun karşısında 'Yeni Türkiye'nin büyük Türkiye demek olduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan, "Yeni Türkiye; istikrar, güven demektir. Yeni Türkiye adaletin tecelli ettiği bir Türkiye olacaktır. Yeni Türkiye birlik, beraberlik, kardeşlik demek" diye konuştu.

'ADI PARALEL YAPI OLAN VİRÜS'

Türkiye'nin birlik, beraberlik, kardeşliğini kıskananlar olduğunu, ülkeyi bölmek, parçalamak isteyenlerin bulunduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan, "Adı 'Paralel yapı' olan virüs; bizim birliğimizi bölmek için ortaya çıktı. Ama başaramayacaklar. Sizin bu birliğiniz, beraberliğiniz, kardeşliğiniz, yeniden büyük Türkiye anlayışınız buna fırsat vermeyecek" dedi.

Yeni Türkiye ile eskisi arasında tercihin yapılacağı bu süreçte partilileri kapı kapı çalışmaya davet eden Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:

"Biz yaptıklarımızı anlatacağız, onlar iftira, dedikodu üretecekler. Onlar montajcı. Yalancının mumumu yatsıya kadar yanarmış. Ama bunlarınki yatsıya kadar sürmedi. Geldi bir sabah rüzgarı aldı, götürdü, söndü. Eski Türkiye'nin aktörlerini görüyorsunuz değil mi? Bugünlerde yeniden yeni tahrik, provokasyon, darbe girişimlerinin mücadelesi içindeler. Eski Türkiye'de işleri tıkır tıkır yürüyenler, milleti düşünmeyenler, milletin alınterine, emeğine, ekmeğine musallat olanlar Türkiye'yi bir kez daha paçasından tutuyor aşağı doğru çekmeye, geçmişe götürmeye çalışıyor."

BELGE AÇIKLADI

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Burdur'da 27 Mayıs 1960 darbesinin hemen sonrasında halka Eskişehir Örfi İdare Kumandanlığı'nın "Ankara'daki bütün hükümet erkanı ve Demokrat Parti başkanlarının beraberlerinde 12 uçak dolusu altın mücevaratı ve parayı yurt dışına kaçırmaktayken yakalandıkları" iddiasının yer aldığı tebliğin dağıtıldığını söyledi. Ardından da Erdoğan, şöyle dedi:

"CHP'nin Genel Müdürü'nün sahte, montaj belgelerine benzemez. CHP'nin Genel Müdürü'nün geçmişi de böyleydi. Bu ülke hangi badirelerden geçti? Bu CHP, bu ülkede nemenem işler çevirdi. Hep bunların arkasından, hep bunlardan istifade ederek Türkiye'de iktidar olmaya çalıştı."

"CHP'NİN HOCASI"

Başbakan Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun şimdi de 'Okyanus ötesi'nden montaj ses kayıtları ile ortaya çıktığını ileri sürerek şunları söyledi:

"CHP'nin hocası bu genel müdürün eline bir montaj ses kaydı verdi. Önceki rezaletlerden ders almayan genel müdür şimdi de eline tutuşturulan montajla işi irade etmeye çalışıyor. Bu senaryoda hocası ona o görevi verdi: 'Sen belge sallayacaksın', 'Biz buradan montaj yapacağız sen gideceksin grup toplantıları, meydanlarda bizim montajlarımızı anlatacaksın' dedi. Ey hoca; eğer bir yanlışın yoksa Pensilvanya'da durma. Senin vatanın Türkiye ise, buyur vatanına gel. Siyaset de yapacaksan, çık meydanlarda siyaset yap. Ama bu ülkeyi karıştırma, huzurunu bozma, ulusal güvenliği tehdide yönelik birçok provakatif eylemlerde bulunma. Şimdi Okyanus ötesindeki hocayla 'CHP Genel Müdürü' el ele kol kola şu anda Türkiye'yi bir kaosa sürüklemenin gayreti içindeler."

Erdoğan, Türkçe Olimpiyatları'nda isim vermeden 'Hoca' olarak tanımladığı Fethullah Güven'i övmekle eleştirildiğini belirterek, o zaman kendilerinin samimi ve iyi niyetli tavır içinde olduklarını, yapının 'bu tür şeylerini' görmediklerini söyledi.

"CASUSLUK' DENİLEN BİR OLAY VAR'

Başbakan Erdoğan, sürecin sadece kendisi, ailesi ve yakın arkadaşlarını hedef almadığını, saldırının Türkiye Cumhuriyeti'ne yönelik olduğunu anlatırken, 'Selam örgütü' iddiasıyla Cumhurbaşkanı'ndan Başbakan'a, Genelkurmay Başkanı'ndan üst düzey bürokratlara binlerce kişinin hukuksuz biçimde dinlendiğini söyledi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, dinleme kararlarını aldıran savcıya seslenirken sert bir ses tonuyla “Sen" derken şöyle dedi:

"Sen, hangi ülke adına bu dinlemeleri yaptın? Polisi de soruyorum, tabii polis derken tüm polisleri kastetmiyorum bu işi yapanları kastediyorum, bu dinlemeleri, ey polis, hangi ülke adına yaptın. Benim ülkemin, Türkiye Cumhuriyeti'nin en mahrem bilgileri başka ülkelerin adına çalışan casuslar tarafından dinleniyor, servis ediliyor ve bu ülkenin savcısı, hakimi hala kayıtsız kalıyor. Düşünebiliyor musunuz, benim yanıma polis olarak gelen, bizim yetiştirdiğimiz emniyet müdürü, amiri, komiseri benim ofisimin, bakıyorsunuz, en mahrem yerine böcek yerleştiriyor ve beni dinliyor. Şimdi CHP'nin Genel Müdürü, ikide bir çıkıyor diyor ki, 'Sen hükümetsin kontrol et.' Casusluk denilen, ajanlık denilen bir olay var. Adam yargıda yapılanmış, polisin içinde yapılanmış. Sen diyorsun bu devletin resmi polisi, bu da yargıda. Ona güvenmeyeceksin, buna güvenmeyeceksin. Gerekli müdahaleyi yaptığın zamanda kalkıp bağırıp çağırıyorsun. İşte buyurun, şimdi yakaladık, tespit ettik. Bununla ilgili yargı sürecini başlattık. Bir tanesi kaçtı, öbürü gidip geldi. Bunların sayısı artacak. Klasörler çoğalmaya başladı."

Başbakan Erdoğan, 'Selam' örgütü kapsamında 'Mavi Marmara şehitlerinin' ailelerin telefonlarının da dinlendiğini açıkladı. Bunu 'Skandal' olarak nitelendiren Başbakan Erdoğan, "Şu alçaklığa, ihanete bakar mısınız? Mavi Marmara şehitlerin ailelerini dinliyorlar. Bunu niye dinlerler? Sizden bunları, dinlemezini, takip etmenizi kim istedi? Ne adına dinlediniz, neye hizmet etmek için dinlediniz?" diye konuştu.

'KILIÇDAROĞLU KASETLE SONUÇ ALINDIĞINI GÖRDÜ'

Paralel yapının gerçekten çok büyük bir ihanet içine girdiğini, başka ülkeler adına uluslararası bazı istihbarat örgütleri ve odaklar için çalıştığını belirten Başbakan Erdoğan, "Ortada çok büyük ihanet, ajanlık, casusluk faaliyeti var. Bu yapının tabanındaki kardeşlerimin bu ihaneti, Türkiye'nin sırtına saplanan hançeri görmelerini rica ediyorum" dedi.

MHP tabanın da Türkiye'nin karşı karşıya olduğu bu saldırı karşında tavrını koyması gerektiğini, kirli komplonun parçası olmaması gerektiğini kaydeden Başbakan Erdoğan, hem CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal'a cevap verdi hem de CHP'ye tavır alma çağrısında bulundu. Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:

"CHP'nin şu andaki Genel Müdürü kaset ürünü Genel Başkan'dır. Eski Genel Başkan kasetle gönderildi. Geçen gün çıkmış bana çağrı yapıyor, 'Çıksın, açıklasın' diyor. Ben neyi açıklayım ya? Anayasa tartışmalarının olduğu, bu sosyal medyaya düştüğü anda Ulaştırma Bakanıma talimat verip sosyal medyada onu durduran ben oldum ya. Daha sana ne anlatıyım ben? Sen bununla gittin ya. CHP'nin başından seni böyle indirdiler. CHP içinde kaset, şantajla sonuç alabildiğini gören CHP Genel Müdürü şimdi de Türkiye Cumhuriyeti hükümetini, Türkiye'nin istiklalini kasetle esir almaya çalışıyor. CHP içinde sağ duyulu sesler yükselmeye başladı."

'YOĞUN BAKIMDA' HABERLERİNE SERT TEPKİ

Başbakan Erdoğan, hakkında çıkan 'yoğun bakımda' haberlerini de sert tepki gösterdi. Dün Milli Güvenlik Kurulu'na katıldığını anlatan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Hemen bir 'yoğun bakıma' soktular beni. 'Yoğun bakımdan' çıktım. Şimdi buradayım. Buradan da Uşak'a gidiyorum. Artık nelerden medet umuyorlar. Ya montaj, ya iftara, ya öldürecek, ya kaldıracaklar kendilerine göre. Allah'ın verdiği canı, kimse Allah'tan başka alamaz" dedi.

BIRAKIN GAZETELERİNİ, OKULLARINI, DERSANELERİNİ

Burdur mitinginde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan isim vermedi ama 'Paralel yapının bir gazetesi var' diyerek "Bırakın bunları" dedi. Başbakan Erdoğan, gazetenin zorla, dayatmayla satıldığını belirterek, "Dershaneye üye olacaksın 'Gazete almak mecburiyetindesin' derler. Ben şimdi size bir şey söyleceğim, bırakın bunların dershanelerini, okullarını falan. 'Bize devletin okulları yeter' deyin. Devletin okulları yeter. Hafta sonlarında anne baba eğer yavrusuna takviye istiyorsa, takviye dersler vereceğiz. Ücretsiz olacağız. Öğretmenlerimiz ayrıca bedellerini alacaklar" dedi.

BURDUR MİTİNGİNDEN NOTLAR

Başbakan Erdoğan'ın Burdur mitinginde alanın en görünür noktasında, apartmana asılan 'Bediüzzaman'dan Paralel'e Risale Dersi' başlıklı pankart dikkat çekti. Üzerine Said-i Nursi fotoğrafının bulunduğu pankartta ikinci başlık 'Hükümet içinde hükümetin zararı görüldü' olarak verilirken Said-i Nursi'nin 'Hutbe-i Şamiye'sinden alıntı yapıldı. Bazı bölümlerinin altı çizilen alıntıdan sonra pankartta Başbakan Erdoğan'ın da yer aldığı bir fotoğraf karesi ve üzerinde "Başbakanımızı ziyaret eden Bediüzzaman talebeleriyle gurur duyuyoruz" yazısı yer aldı. Alanın başka bir noktasında ise AK Parti meclis grubunda da okunan Nurullah Genç'in 'Uyan artık yiğidim' şiirinden 'Tasalanma yiğidim' dizesiyle başlayan bölümü de asılırken Burdur Ak Parti Gençlik Kolları da bir pankartla Başbakan Erdoğan'ın doğum gününü kutladı.

Başbakan Erdoğan'a Burdur'da eşi Emine Erdoğan, Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi, Orman ve Su işleri Bakanı Veysel Eroğlu eşlik etti. Başbakan Erdoğan, miting öncesi Burdur Valiliği'ni ziyaret etti. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Burdur Valiliği'ne, Başbakanlığa ait otobüsle gelişi sırasında, eylem yapmak isteyen 11 TGB üyesi gözaltına alındı. Gözaltına alınan TGB'liler ifadelerinin alınmasının ardından serbest bırakıldı. Bir süre valilikte kalan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan yürüyerek mitingin gerçekleştirildiği Burdur Cumhuriyet Meydanı'na geldi. Ak Parti'nin Burdur mitinginde Burdur'da yaşayan Somaliler de vardı. Somalili kadınlar saatler öncesinden miting alanına gelerek Türk bayrakları ve AK Parti bayraklarıyla Başbakan Erdoğan'ı bekledi.

'SSK’YI BATIRDI, RAHŞAN AFFI İLE KURTULDU'

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Uşak mitinginde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu hedef aldı. Erdoğan, “CHP’nin başındaki zat var ya bu zat yolsuzluktan gidecekti Rahşan affı ile kurtuldu. Gidiyordu Rahşan affı ile döndü, SSK’yı batırdı bu zat” dedi.

SIKI GÜVENLİK

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Uşak Cumhuriyet Meydanı’nda halka seslendi. Erdoğan için yoğun güvenlik önlemleri dikkat çekti. Alana giren herkesin üstü arandı, çantalar da havalimanlarında kullanılan çantanın içini gösteren 3D X-Ray cihazlarla tarandı. Meydana bakan tüm işyerlerinde çalışanlar kimlikleri üç gün önce toplandı, GBT (genel bilgi toplama) kayıtları incelendi. Meydanda demir bariyerlerle oluşturulan güvenlik koridoru nedeniyle esnaf gün boyu iş yapamamaktan yakındı. Bin polisin görev aldığı mitingte meydana bakan çatılara keskin nişancılar yerleştirildi.

Başbakan Erdoğan, Uşak mitinginde konuşma yapacağı platforma, sunucunun 'Ezilenlerin gür sesi' diye anons edilerek eşi Emine Erdoğan’la çıktı. Başbakan Erdoğan, Uşak konuşmasına merhum Adnan Menderes’in 56 yıl önce 19 Eylül 1958 tarihinde Uşak’a geldiğini hatırlatarak başladı ve şunları söyledi.

“Merhum Adnan Menderes Uşak’a geldi ve Uşak’ta şunları söyledi: 'Sizlerin daima hizmetinizdeyim.' Menderes milletinin hizmetinde öldü. Menderes millete hizmet yolunda canını feda etti. Mekanı cennet olsun. 1950’de milletin teveccühü ile iktidara gelmiş ve zorbalıkla iktidardan uzaklaştırılmış iki arkadaşıyla idam edilmişti.”

“CHP SOKAĞI MECLİSİ TAHRİK EDİYOR”

Başbakan bu sözlerinin ardından Menderes’e atılan iftiraların bugün kendisine atıldığını öne sürerek, CHP’yi şöyle eleştirdi:

“Millet ve ülkesi için çırpınırken maalesef tıpkı bugün olduğu gibi o gün CHP yıkmanın, bozmanın, tahrip etmenin ülkeyi gerilime sürüklemenin mücadelesini veriyordu. Bugün hangi manşetler atılıyorsa gün de aynı manşetler atılıyordu. Bugün nasıl sokaklar tahrik ediliyorsa o günde tahrik ediliyordu. CHP sokakta, mecliste, ülke içinde ve dışında nasıl bir gerilim siyaseti yapıyorsa o gün de aynısını yapıyordu. Menderes’e nasıl ağır iftiralar atıldıysa bugün de aynısı yapılıyor.”

OKYANUS ÖTESİNDE CHP'NİN HOCALIĞINI YAPAN ZAT

Başbakan Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun elinde montajla ortaya çıktığını öne sürerek, şöyle konuştu:

“Ne derlerse desinler ben burada, Uşak’taki konuşmamda CHP Genel Başkanı’na bazı sorular sordum. Bir tanesini özellikle sizlere hatırlatıyorum. Eline ÖSYM ile ilgili maili kimin sıkıştırdığını sordum, ona bu şakayı kimin yaptığını sordum. CHP Genel Başkanı o sahte mailin cevabını veremedi. Ne bizden ne gençlerden özür dilemedi. Bu işten dolayı yüzü kızarmadı. Çünkü yüz kızarması edebin işaretidir. Eline sonra bir de Kayseri ile ilgili sahte belge verdiler. Orada da çuvalladı. Kayseri Başkanım o Genel Müdür’den çok para kazandı. CHP Genel Başkanı başka bir skandalla bir montajla ortaya çıktı. Bu kez eline o montajı kimin tutuşturduğunu çok iyi biliyoruz. Okyanus ötesinde CHP’nin hocalığını yapan bir zat var. Kardeşlerim şimdi okyanus ötesinden CHP Genel Başkanı’nın eline bu kez montaj verdi. CHP Genel Başkanı eline şeker tutuşturulmuş çocuk gibi dolaşıyor. Zannediyor ki ben Türk milletini kandıracağım.”

“ÇOCUKLARINIZI ONLARIN OKULLARINA GÖNDERMEYİN”

Başbakan Erdoğan, Uşaklılar’dan çocuklarını paralel yapıların okullarına göndermemelerini isteyerek, şöyle konuştu:

“Sakın ha onların okullarına göndermeyin. Devletin okullarına gönderin. Başka yerlere gönderin. Bunların hepsi sülük gibi. Hafta sonları biz okullarımızda çocuklarımıza takviye dersi veririz. Öyle senaryolar hazırlandı ki dershaneye giderek üniversiteyi kazanmışlar. Bu milleti aldatmayın. Devletin okullarına gönderin. Bu devlet elinden geleni azami ölçüde yapmanın gayreti içinde oldu. Hafta sonları yavrularımıza takviye dersler vereceğiz. Ücretini biz ödeyeceğiz. Ama bunların derdi başka. Artık bu oyunu bozmaya mecburuz. Bu oyunu bozmaya var mıyız? 30 Mart bu oyunu bozmak içindir. Gençler, hanım kardeşlerim beyler çok koşacağız 30 gün kaldı” dedi.

“ÇILDIRIYORLAR”

Başbakan Erdoğan, rakiplerinin AK Parti’nin kamuoyu yoklamalarında çıkan yüzde 45-50 bandındaki oy oranını görünce çıldırdığını ileri sürerek şöyle konuştu:

“Bazı ablalar geliyormuş kapılara 'aman oyunuzu AK Parti’ye değil başka partilere verin’ diyorlarmış. Onlara şunu söyleyin. “Siyaseti çok mu seviyorsunuz kurun partinizi çıkın meydana’ deyin. Olay bu. Çok koşacağız. Bütün bu montajlara rağmen şunu diyorlar hala kamuoyu araştırmalarında yüzde 45- 50 bandını görünce bunlar çıldırıyor. Bu coşkunuz bu heyecanınız inanıyorum ki 30 Mart’ta sandığa yansıyacak” dedi.

“BUNLARDA İFTİRA BOL FİTNE BOL”

Başbakan Erdoğan, telefonlarının dinlenmesine tepki göstererek, şunları söyledi:

“Devletin polisi benim odama böcek yerleştiriyor. Yerleştiren kişi kaçmış. Bunlarda iftira bol, fitne bol. Enerji Bakanım, nükleer santral doğalgaz için son derece önemli görüşmeler yapıyor. Bu paralel yapı bunları da dinliyor, dinlemekle kalmıyor yurtdışına servis ediyor. CHP de böyle bir yapıyla apaçık kol kola giriyor, milliyetçi olduğunu iddia eden MHP bu ihanete teslim oluyor. Bu oyuna destek veriyor. Bir kez daha söylüyorum. Bu bana yapılmış bir saldırı değil. Bu saldırı doğrudan doğruya Türkiye Cumhuriyeti başbakanına, 77 milyona, istiklalimize bağımsızlığımıza yapılmış bir saldırıdır. Büyüyen ekonomiden rahatsızlar. Dünyada OECD rakamlarına göre büyüyen ülkeler içinde ilk beşte Türkiye var. Bu rahatsız ediyor Gezicileri paralel yapıyı rahatsız ediyor. Bunlar yakıyorlar, yıkıyorlar. Biz ise yapıyoruz, inşa ediyoruz. Farkımız bu.”

NEREDEN NEREYE

Başbakan Erdoğan, iktidarı devraldığı partileri eleştirerek, şunları söyledi,

“Biz bir iktidar aldık. MHP’den aldık onun yanında da CHP’nin yavrusu DSP vardı. Milli gelir 230 milyar dolardı. Şimdi 800 milyar dolar. Türkiye’nin 100 liranın 74 lirası borçtu. Şimdi 100 liranın 35 lirası borç. Farkımız bu. Kardeşlerim, gençler. Bunu tüm arkadaşlarınıza anlatın. Devletin borçlanma faizi yüzde 63’tü şimdi tek haneli rakama düştü. O aradaki fark benim halkımın cebinde kalıyor. Enflasyon yüzde 30’du şimdi tek haneli rakam. Yılda 36 milyon turist geliyor. Bunlar durup dururken olmadı. Bunlar turizmi deniz kum güneşi anlıyordu. Biz inanç turizmi getirdik doğa, yayla, kış turizmini kültür eğitim sağlık turizmi var. Ben size rakamlarla konuşuyorum. Laf değil icraatla konuşuyorum.”

“BU CHP’NİN BAŞINDAKİ ADAM”

Başbakan Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu şu sözlerle eleştirdi:

“SSK’nın başındayken duman etti SSK’yı. Bu CHP’nin başındaki adam SSK genel müdürüydü bir zamanlar hastanelerde kapılarda kuyruklarda bekliyorduk hastanenin eczanesinden ilaç alabiliyor muyduk? Şimdi istediğin eczaneye gidebiliyor musun? Çünkü biz şimdi artık doktorlar hastaneye gidemeyen hastayı evinde tedavi ediyor. Aile hekimliğini getirdik.”

“BAZILARI İŞ BEĞENMİYOR İŞ”

Başbakan Erdoğan, sanayicinin, esnafın işçi aradığını ama bulamadığını öne sürerek, “Burdur’da esnaf “işçi arıyorum bulamıyorum' diyor. Bazılar işi beğenmiyor iş. Yan gelip yatacak maaşını alacak. İş arıyorsan buyur. Afyon Valisi de Burdur Valisi de aynı şeyi söyledi. Denizli’de sanayici, “Konfeksiyonda tekstilde yanımızda çalıştıracak adam bulamıyoruz' diyor. Bir istiklal mücadelenin içindeyiz. Eski Türkiye’ye karşı yeni Türkiye mücadelesi içindeyiz. Hemşehrilerimden demokrasiye huzura sahip çıkmalarını istiyorum” dedi.

“ZEKATIN KABULDUR”

Başbakan Erdoğan, bir işadamının zekadını yıllarca paralele verdiğini kabul olup olmadığından endişe duyduğunu belirterek,

“Bu oyuna gelmeyin. Aldatılıyoruz, aldatıldık, ben dahi aldatıldım. Büyük bir işadamı önemli bir kardeşim dedi ki 'ben zekatımı yıllarca bunlara verdim. Türkiye’nin sayılı zenginlerinden. Ama artık endişe ediyorum zekatım kabul müdür’ dedi. 'Zekatın kabuldur’ dedi. Adam yeniden zekat verecek. Bu millete yakışır mı? Bana 'sen onları Türkçe olimpiyatlarında övdün’ diyor. Övdüm ben kafalarının arkasındaki niyeti bilemem ki” dedi.

“HER TÜRLÜ İFTİRAYI ATACAKLAR”

Başbakan Erdoğan, her türlü iftiranın atılacağını öne sürerek, kalabalığa “Sabredin” diye seslendi. Erdoğan, “Biz elimizden geleni yaptık, “sabır’ dedik. Sabreden zafere ulaşır. Sabredin onlar hakaret edecekler iftiralar atacaklar. Bundan sonra her türlü iftirayı atacaklar. Bunlarda insaf yok. Her şeyi yaparlar. Bu demokrasi düşmanlarına sandıkta her türlü dersi vermeye hazır mıyız? Eski Türkiye ile yeni Türkiye arasında tercih yapacaksınız. Eski Türkiye mi yeni Türkiye mi? Yeni Türkiye’yi hep birlikte inşa edeceğiz. Yeni Türkiye’nin mimarlarını karşımda görüyorum onları selamlıyorum. Eski Türkiye’de yüksek faiz, enflasyon, yasaklar iddiası, projesi olmayan bir ülke var. Eski Türkiye’de terör var, kan var. Kardeşi kardeşe düşürmek var. Yeni Türkiye’de istikrar huzur güven var” dedi.

“NE OLUYOR HERKES BAYILIYOR”

Başbakan Erdoğan konuşmasında sana yağı, tuz, şeker ve benin kuyruklarını anlattı. Erdoğan’ın konuşması sırasında 5 kişi baygınlık geçirdi. Başbakan her seferinde konuşmasını keserek sağlıkçıları sadyeye nereye getirmeleri konusunda yönlendirici bilgi verdi: Erdoğan konuşmasının sonuna doğru bir kişi daha bayılınca, “Ne oluyor ya herkes bayılıyor. Bayılacaksınız diye mi geldik buraya” dedi.


Emre BAYLAN/BURDUR, (DHA) - Elif DEMİRCİ / Yavuz KUŞDEMİR/UŞAK, (DHA)